Zeybekci: Enflasyonun kökünü arzı artırarak kazırız

Tarım ürünleri ve ette ithalatın kolaylaştırılması ile spekülatörlerin önünün kesildiğini belirten Bakan Zeybekci, amaçlarının üretimi destekleyip arzı artırarak enfl asyonu düşürmek olduğunu anlattı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hakan GÜLDAĞ

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Türkiye’de enflasyonla asıl mücadelenin arzı artırarak yapılacağını söyledi. “Enflasyonun kökünü arzı artırarak kazırız” diyen Bakan Zeybekci, bazı tarım ürünlerinde ve ette gümrük duvarlarının indirilmesinin spekülasyon alanını daralttığını kaydetti.

Bir grup ekonomi gazetecisiyle bir araya gelen Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, gıda fiyatlarının aşağıya çekilmesine ilişkin yapılan ve planlanan çalışmaları paylaştı. Bakan Zeybekci, önemli mesajlar verdiği sohbette özetle şunları söyledi:

■ Bazı tarım ürünlerinde gümrük duvarlarının indirilmesi konusunda yürütülen tartışmaları doğru bir zeminde yapmak lazım. Gıda fiyatlarındaki artıştan, buradaki spekülasyondan şikayet ediyoruz hepimiz. Pek bu spekülasyon nasıl ortaya çıkıyor? Örneğin geçen yıl ekim-kasım döneminde arpanın tonu 750 liradan 1200 liraya çıktı. Bunu gören çiftçimiz, 2017 sezonu için arpa ekimine yüklendi. Ancak, hasat dönemi geldiğinde 1200 liralık fiyattan eser kalmadı. 750-800 bandına indi fiyatlar. Ne oldu? Çiftçi zarar etti. Ama spekülatör kazandı.

"Spekülatörün alanını daralttık"

■ Peki bunu niye yapabildi spekülatörler? Çünkü biz arpayı, buğdayı mısırı yüzde 130 vergiyle koruduk. Buğdaydan örnek verelim. Dünyada 750 lira ton fiyatı. Bizde de 950 lira piyasa fiyatı. Sıfır gümrük olsa Türkiye’ye 750 liradan buğday girebilir. Ama biz stratejik olarak diyoruz ki; Türkiye’nin, 20-22 milyon ton buğday üretmesi gerekiyor. Bu miktarda üretim yapabilmek için çiftçinin ekim yapmaya razı olacağı optimum fiyatı, içeride piyasada oluşan fiyatı da korumamız gerekiyor. Dolayısıyla, bizim razı olacağımız fiyat 950 lirayken, 750 liralık buğdayı yüzde 130 ile koruduğunuzda ton başına 1500 liralık bir tavan oluşturmuş oluyorsunuz. Hiç gerek olmadan. Ve o tavanı oluşturduğunuz zaman siz spekülatöre diyorsunuz ki, “arkadaş sen içerideki buğday fiyatlarıyla 1500 liraya kadar oynayabilirsin.”

■ Son aldığımız tedbirler, işte bu alanı spekülatöre bırakmamak üzere alındı. Bu tedbirlerle buğday fiyatının 950-1000 lira arasında kalmasını hedefledik ki, çiftçimiz kâr etsin ve ekmeye devam etsin. Bunun için gümrük oranlarını yüzde 40’a indirdik. İndirince de içerideki fiyatlar bizim istediğimiz düzeye yaklaştı. 1050 lira civarına geriledi. Böylece, spekülatöre alan bırakmadık. O alanı minimize ettik. Bu arpada da, mısırda da böyle…

■ Ette de aynı şeyi yaptık. Yüzde 100 ile 225 arasındaydı sığır etinde gümrük oranları. Karkas ette yüzde 40’a indirdik. Böylece et ithal ettiğimizde 26 lira fiyat oluşurken, içerideki fiyat da 26 lira. Ama yüzde 100’den fazla vergi olduğu zaman spekülasyon peşinde olanlara demiş oluyorum ki, “ette 40 liraya kadar oynayabilirsin”. Biz oranı indirerek, üreticiyi zarar ettirmedik, aksine spekülatörün devreye girmesini engelledik.

"Meseleleri sağlıklı tartışamıyoruz"

■ Biz spekülatörü engelledik, fiyatları istediği gibi yukarı çekmesine izin vermedik ama konuyla ilgili sivil toplum kuruluşları bizi çiftçi düşmanı gibi göstermeye çalıştı. İşte, ‘efendim çiftçiyi öldürüyor bakan’ türünde itirazlar. Sağlıklı tartışamıyoruz birçok şeyi. Rahmetli İnönü’nün söylediği bir söz var; “Bu memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça” diye başlayan… Bizim her zaman gerekeni yapmamız lazım. Her şey çok açık. Bu fiyat artışı, bu spekülatif bir marj. Buna müdahale etmemiz lazım. Gıda ürünlerinde spekülatif fiyat yükselmeleri enflasyonu yukarı yönlü tetikliyor. Bütün fiyat artışlarını gıdaya yüklemek tabii ki doğru değil ama son açıklanan 10.7’lik TÜFE’nin 3 puanı gıdadaki fiyat artışlarından. Mutlaka atılması gereken adımlar var. Hükümet olarak ayarlamayı yapmak durumundayız. Yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. ‘Gıda Komitesi’

"Oynaklıkta 1 numarayız"

■ Rakamlar ortada… Dünyada gıda fiyatlarının oynaklığında bir numarayız. bizim ardımızdan gelen iki numara ile aramızda iki kat fark var oynaklık bakımından. Mesela Macaristan var, Yunanistan var. Onların da oynaklık düzeyi yüksek. Ama onların 40 ise mesela bizimki 80. Sonra gelenlerde 10’a düşüyor oynaklık düzeyi. Bizim oynaklık düzeyimiz açık ara şampiyon.

■ Bu oynaklıktan ülke olarak zarar görüyoruz. Ekonomide pek çok değerimiz buna göre ayarlanıyor. Ücretler, faiz oranları, maliyetler… Sonuçta, enflasyondaki artıştan kurtulamıyorsunuz. Millet ödüyor bunun bedelini bir şekilde…

Enflasyonda problem arz

Enflasyona sebep olarak talebin arzdan fazla olmasını gördüklerini kaydeden Bakan Nihat Zeybekci çözüm olarak ‘arzı artırmak’ gerektiğinin altını çizdi. Bakan Zeybekci şunları söyledi:

■ Şimdi deniyor ki, enflasyonla mücadelede parasal sıkılaştırmalar gerekiyor. Ben buna kesinlikle karşıyım. Problem arz. Enflasyonun kökünü kazıyacak asıl mücadele arzı artırmak. Bunun için 65’inci hükümetin her gün bir öncekinden daha fazla eğildiği konu üretimi desteklemek. Arzı artırmak zorundayız.

■ Üretici para kazanamayacağını görünce patlıcanı, domatesi tarlada bırakıyor. Bizim tezgahta arzı artırmamız gerekli. Yaş meyve-sebzede tarladan vatandaşın sofrasına uzanan yolculukta fire ortalama yüzde 35’i buluyor. Bazı ürünlerde bu fire oranı çok daha yüksek.

Teşviklerle fire düşürülecek

■ Oluşturduğumuz ‘Gıda Komitesi’ fireyi aşağıya çekmek için çalışmalar yapıyor. Üretim bölgelerinde lisanslı depoculuk verilecek teşviklerle yaygınlaştırılacak. Çiftçi, ürününü doğrudan depolama yöntemleriyle saklayacak. Nakliyede soğutuculu araçların kullanılmasına da teşvik verilecek. Yaş meyve-sebze için soğutuculu tezgah ve raflar zorunlu hale geliyor. Bunun için de marketlere teşvik verilecek. Market tezgahlarındaki fire de düşecek.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, “fireyi aşağıya çekmek için yapılacak soğutuculu tezgah ve benzeri yatırımların kısa vadede gıda fiyatlarına yansımasının olup olmayacağı” yönündeki sorumuzu, “Zamana yayılınca o etki kalıcı olmaz. Bu tedbirler enflasyonun aşağı çekilmesine yardımcı olacak” diyerek yanıtladı.

‘Gümrük Birliği’nde muhatabımız Almanya değil AB’

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Almanya’nın AB’nin Türkiye ile Gümrük Birliği’ni güncellemesini engelleme hakkı bulunmadığını belirtti. Özbekistan Başbakan Yardımcısı Cemşit Kuçkarov ile görüşmesinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Zeybekci, “Almanya ‘Türkiye ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesini istemiyoruz’ diyebilir ama bunu engelleme hakkı yok, bizim muhatabımız AB” dedi. Zeybekci, konuyla ilgili AB ile devam eden bir süreç bulunduğunu ve sorun olmadığını kaydetti.

Almanya Başbakanı Angela Merkel ağustos ayı sonunda yaptığı açıklamada, “Türkiye ile önümüzdeki aylarda Gümrük Birliği görüşmelerini gerçekleştirebileceğimizi düşünmüyorum” demişti. Zeybekci, “ne pahasına olursa olsun Gümrük Birliği güncellensin” demediklerini, bu güncellemenin sadece Türkiye’nin değil AB ve Almanya’nın da çıkarına olduğunu kaydetti.

“Dolayısıyla Almanya’nın açıklamalarını temelsiz, zeminsiz ve aceleyle söylenmiş sözler olarak kabul ediyor ve siyasi partilerin kendi görüşleri olarak görüyoruz” diyen Zeybekci, AB tam üyelik hedefinin Türkiye için vazgeçilmez bir stratejik hedef olmayı sürdürdüğünü de bildirdi.

"Domates sembolik anlama kavuştu"

Zeybekci, Rusya ile yaşanan domates krizine ilişkin de, “Bizim Rusya ya açık olarak söylediğimiz şuydu: Yasak yasağı, engel engeli doğurur. Dolayısıyla bize karşı uygulanan yasağın karşılıksız bırakılması, üzerimizde ilgili tarım sektörlerinden çok yoğun baskı oluşturuyor” diye konuştu. Rusya ile yasak ve engellerin olmadığı bir ticaret ortamı hedeflediklerinin altını çizen Zeybekci, “Şu anda Rusya tarafından engellenen domates hariç herhangi bir tarım ürünü kalmadı. Domates artık sembolik bir anlama kavuştu, bunun da bir an önce çözülmesini istiyoruz. Yasak ve engelleme gibi bir şeyi asla kabul etmediğimizi net olarak söyledik. Bazı sezonlarda kendi çiftçilerini korumak adına gümrük vergileriyle ilgili düzenlemeleri, mevsimsel anlamda yapmalarını da anlayışla karşılayacağımızı da söyledik” ifadelerini kullandı.

UT Bank'ın yüzde 50'si Ziraat'e satılacak

Özbekistan Başbakan Yardımcısı Cemşit Kuçkarov ise Türkiye’de yaptıkları görüşmelerde birtakım anlaşmalara vardıklarını söyledi. Kuçkarov, bu kapsamda, Taşkent’te faaliyette olan UT Bank’ın yüzde 50’sinin Ziraat Bankası’na satılışı konusunda bir anlaşmaya vardıklarını ifade etti. Kuçkarov, bir diğer anlaşmanını ise THY ile yapıldığını belirterek, “Bahar aylarından itibaren İstanbul-Semerkant direkt uçuşlarının gerçekleşmesi gündeme geldi ve bu konuda anlaştık” dedi.

Kuçkarov, Türk iş adamlarıyla da görüşmeler gerçekleştirdiklerini belirterek, Taşkent’e yakın bir yerde süt ve et üretim tesisi kurulması, makina sanayi, yenilenebilir enerji kaynakları ve tekstil ürünlerinin üretiminin görüşülen konular arasında olduğunu, 50’ye yakın Türk işadamının ekim ayı başında söz konusu projeler üzerinde istişare yapmak amacıyla Özbekistan’a gideceklerini söyledi.

“Topyekun seferberlik başlattık, bu yıl ihracatta rekor kıracağız”

Bakan Zeybekci, 13 milyar 287 milyon lirayla tüm zamanların ağustos ayı rekorunu kıran, yıllıkta 152.6 milyar dolara ulaşan ihracattaki artışın tesadüf olmadığını belirterek şunları söyledi: “15 Temmuz 2016 günü İstanbul’da Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ile bir toplantı planlamıştım. İhracat teşviklerini gözden geçirip, 18 Temmuz 2016’da da açıklayacaktım. Hain darbe girişimi o planımızı bir süre ötelemiş oldu. Biraz gecikmeli de olsa önemli teşvikler devreye aldık. İhracatçılarımızın her talebini karşıladık. Artışta teşviklerin önemli rolü var. İhracatta tarihi rekorumuz 157.6 milyar dolar. İnşallah 2017’de bu rekoru kıracağız. Gidişat o yönde. Bundan sonraki tüm aylarda beklentilerimiz ihracatın daha da iyi gideceği yönünde.”