“Kozalar”ına saklanmış üç kadın, üç yaşam

Adalet Ağaoğlu’nun yazdığı, Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği yapıt, sahnede günümüzün sevilen aktrisleri Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu’nu buluşturuyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME


NERMİN SAYIN

Bir misafir odası: Ev sahibesinin iki arkadaşı “oturmaya gelmiş.” Ellerinde “işleri” durmaksızın örüyorlar. Hiçbirinin yaşını, eğitimini, hatta adını bilmiyoruz. Öyle uygun görmüş oyunu 1971’de yazan Adalet Ağaoğlu. Fakat acele etmeyin, oyun sonunda çok tanıdık bulacağız üçünü de. Pangar Tiyatro’nun Zorlu PSM işbirliğiyle sahneye koyduğu “Kozalar”ın kahramanları onlar. Vakit geçirmek için toplanmışlar. Birinin aklı çocuklarında ve kanaryasında. Bir de tahvillerinde... Diğeri cinsellik odaklı bakıyor hayata; bir de kürkü var, olmazsa olmaz. Üçüncüsü daha pasif: Kızı var, kocası var, örgüsü var. Biraz da merakı... Bir türlü demlenmeyen çayı bekleyip kendileri için birer koza örerken “sıradan” şeylerden konuşmakta ısrarlılar... Ama dışarısı yok mu o dışarısı; yani sokakta yaşananlar, söz gelimi oyunun yazıldığı yıllara damga vuran öğrenci olayları ya da bugün de dünyanın bir numaralı meselesi olan mülteciler, kozalarının içine girmek için çok ısrarlı. Radyoyu açsalar olmuyor, komşuyu çekiştirseler söz olaylara karışan oğullarına geliyor, mülteci meselesi desen sanki duvardaki deliklerden sızıyor içeri. Tıkıyorlar delikleri çocuk çoraplarıyla. Ama yine işe yaramıyor, yine işe yaramıyor! Bizim kadıncağızlar, bir türlü bu keşkemeşten koruyamıyorlar kendilerini. Hallerine gülseniz de olur, uzun uzun düşünseniz de... Rejide Ayşenil Şamlıoğlu’nun imzasını taşıyan “Kozalar”, derdini sezon başından beri salonlarını dolduran seyirciye anlatmayı, daha iyisi “hissettirmeyi” başarıyor. Ağaoğlu’nun kısa ama yoğun metnini grotesk bir yapıyla sahneye koymayı tercih etmiş Şamlıoğlu. Aktrisleri de adetâ bir “koza makinesi”ne çevirmiş: Oturan, gülen, korkan...

Oyunun kanı-canı tabii ki yönetmen ile oyuncuları Demet Evgar, Binnur Kaya ve Esra Dermancıoğlu ama “ruh”u üfl eyen ekip kalabalık: Bir kere Candaş Baş’ın hareket tasarımı “Kozalar” ı yıllar sonra bile hatırlanacak kılmış. Geçmişi; geleceği; korkuyu imleyen ışıklarıyla Cem Yılmazer bir koza yaratıyor o minicik evin içinde; tabii Murat İpek ve Yiğit Evgar’ın dekorlarıyla bütünleşerek. Tomris Kuzu’nun kostümleri, kadınlarımızın eksik bırakılan kimliklerini dikkatli bir göze hemen sunuyor. Tuluğ Tırpan’ın müzikleriyse nokta atışıyla kalbinizi buluyor, size hissettirmeden...

DOLU SALONA OYNUYOR

“Kozalar” sezon başından beri dolu salonlara oynuyor. Esra Dermancıoğlu, Binnur Kaya ve Demet Evgar’ı bu grotesk yorumda izlemek istiyorsanız, biletinizi şimdiden alın.

İYİ OYUNCULARLA GROTESK YORUM

“Kozalar” çok yoğun bir metin, altmetinleri çok gür sesli. Dolayısıyla repliklerin söylemediklerini mizansenlerle vermek durumunda yönetmen ve oyuncular. Onlar da madem hikâyenin evreni bu kadar müsait koyulta koyulta, abarta abarta yapmışlar bunu. Grotesk iyisi iyi, kötüsü kötü bir yöntem. Bir de seven sever, sevmeyen sevmez. Nitelikli bir uygulanışını izlemek için “Kozalar” doğru seçim olabilir. Cansu Sakız’ın makyaj tasarımıyla Esra Dermancıoğlu dominant ve içinde gizli fırtınalar kopan ev sahibesi, Binnur Kaya her an ürkmeye ve alınmaya müsait arkadaşı, Demet Evgar ise cinselliği odak almış diğer misafiri olarak sahnedeler.

Her birinin hareket tasarımı da, bunu uygulayış ve bağlı kalışları da çok başarılı. Yer yer adetâ tek aktris oluyorlar, ne güzel bu uyumu izlemek... Dermancıoğlu’nun yer yer kullandığı “Küçük Hanımefendi” sesi, Kaya’nın salonu kahkahaya boğan tekerlemesi ve Evgar’ın bedenini söylemediklerini söyler hâle getirmesi oyunun alkışlanacak unsurlarından sadece bazıları... Bu yıl Avignon Festivali’nde uluslararası sanat ortamıyla da buluşan “Kozalar” sezon boyu Zorlu PSM’de sanatseverlerle buluşmaya devam edecek.