'Dr. Kıyamet'ten Başçı'ya övgü
'Dr. Kıyamet' olarak bilinen yatırım uzmanı Marc Faber, merkez bankalarının müdahalelerinin faydadan çok zarar getirdiğini belirtti, TCMB içinse "Doğru bir para politikası izliyor" dedi
Uluslararası finans piyasalarındaki isabetli kriz tahminleri sayesinde 'Dr. Kıyamet' olarak tanınan yatırım uzmanı Marc Faber, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu yıl faiz artışına gitmeyeceğini belirterek, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) ise doğru bir para politikası izlediğini söyledi.
Faber, ABD ekonomisinin büyümesinin zayıfladığını belirterek, "Ben Fed'in bu yıl faiz artışına gideceğini düşünmüyorum" dedi.
Faber, "ABD ekonomisi dikkate değer şekilde yavaşladı. Ekonomi zayıf olmasına rağmen dolar güçlü. Fed'in ekonomik zayıflama ve güçlü dolar sebebiyle bu yıl faiz artışına gitmek istediğini sanmıyorum. euro/dolar paritesinde 1,20'lere dönüş mümkün. Bu gerçekleşse bile yine de dolar görece güçlü seyrediyor. Ben bu yüzden 2015'te herhangi bir faiz artırım kararının olmayacağını düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Merkez bankalarının piyasaya müdahalelerinin faydadan çok zarar getirdiğini vurgulayan Faber, şunları kaydetti:
"Merkez bankalarının müdahaleleri daha yüksek volatilite yaratıyor. Küresel ekonomide önümüzdeki dönemde daha fazla zayıflama olursa, merkez bankaları bir kez daha para basmaya başlayacaktır. Merkez bankalarının olanlar hakkında hiçbir fikri yok. Fakat şunu söylemek zorundayım ki Türkiye Merkez Bankası gayet iyi. ABD Merkez Bankası Başkanı Janet Yellen ve eski Başkanı Ben Bernanke'ye kıyasla çok iyi bir Merkez Bankası Başkanınız var."
Faber, gelişmekte olan ekonomilerin merkez bankalarının, gelişmiş ülkelere kıyasla daha iyi bir para politikası uyguladığını ifade ederek, gelişmekte olan ekonomilerin merkez bankalarının 1990'lı yıllardan itibaren krizler konusunda deneyim kazandığını, yüksek enflasyonist baskıları deneyimlediğini, bu yüzden Avrupa Merkez Bankası (ECB) ve Fed'e kıyasla daha ölçülü davrandıklarını vurguladı.
"Yunanistan iflas edip euroda kalabilir"
Marc Faber, Yunanistan krizine ilişkin ise bu ülkedeki mali sıkıntıların sürdürülemez olduğunu belirterek, "Yunanistan aslında zaten iflas etmiş durumda. Yunanistan'ın borçlarını ödemesinin, hatta faizini bile ödemesinin imkanı yok. Yaklaşık toplamda 300 milyar dolarlık bir borçtan bahsediyoruz" dedi.
Yunanistan ekonomisinin borçların ödenmesine imkan tanıyabilecek bir temeli olmadığının altını çizen Faber, "Bu durumda çözüm Yunanistan'ın iflasını ilan etmesi. Bu euro birliğinden ayrılacakları anlamına gelmiyor. Fakat iflas edecek" öngörüsünde bulundu.
Faber, Yunanistan'ın önündeki diğer seçeneklerin ise iflas etmek ve euro birliğinden ayrılmak ya da var olan sürdürülemez durumu ECB yardımları ile sürdürmek olduğunu dile getirerek, "Kreditörler Yunanistan'ın faizleri ile birlikte borcunu ödeyeceğini düşünerek kredi veriyor. Bu sadece var olan problemi ertelemeye yarıyor, problemi çözmüyor" diye konuştu.
"Yunanistan artık pazarlıkta daha bir iyi bir pozisyonda"
Marc Faber, Avrupa Birliği ve ABD'nin Yunanistan'ın eurodan çıkışına sıcak bakmadığını belirterek, artık Yunanistan'ın kreditörlerle pazarlık noktasında daha güçlü konumda olduğunu vurguladı.
Faber, şunları ifade etti:
"ABD ve AB Yunanistan'ın parasal birlikten ayrılmasını istemiyor. Eğer Yunanistan euro birliğinden ayrılırsa orada Rusya'nın ve Çin'in var olmasından korkuyorlar. Bunun gerçekleşmesini istemiyorlar. İlerleyen dönemde ne olabileceği tam olarak bilemiyoruz. Ama net olan bir şey var ki o da Yunanistan'ın artık pazarlıkta daha bir iyi bir pozisyonda olduğu. Eğer Yunanistan borçlarını ödeyemezse AB'nin artık ne gibi bir yaptırımı olabilir ki?"