'Kafama silah dayasalar ABD değil BIST hissesi alırım'

Ekonomist Marc Faber, küresel ekonominin ‘fazla krediden’ sarhoş olduğunu mizahi bir dille aktardı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HİLAL SARI  

DIŞ HABERLER - İstanbul’da gerçekleşen Sermaye Piyasaları Kongresi’nin ana konuşmacısı olan ‘Doktor Kıyamet’ lakaplı Marc Faber, Türkiye hisselerinin şu anda çok ucuz olmadığını belirterek “Yine de, şu anda kafama silah dayasalar 10 yıl sonrası için hisse senedi alacak olsam ABD’den değil Türkiye’den hisse senedi almayı tercih ederim” dedi. Geçtiğimiz hafta altının yükseleceğine dair öngörülerde bulunan ve küresel izleyicilerine “Kendi altınınız olsun ve altınınızı ABD ve Avrupa’da değil Singapur’da tutun” uyarısı yapan Faber Türkiye’de ‘yastık altı’ altının geleneksel bir tasarruf yöntemi olmasını doğru bulduğunu, fakat Türkiye’de bankalarda da tutulmasında sakınca görmediğini belirtti. Faber “ABD ve Avrupa’da olsaydım, altınımı ABD veya Avrupa dışında tutardım” diye konuştu. 

TL zayıf mı güçlü mü olmalı, karar verin 
Türkiye’de şu anda çok güçsüz olan para birimine sağlam bir hedef konulması gerektiğini vurgulayan Faber, “Hükümet zayıf bir para birimi mi istiyor, güçlü bir para birimi mi istiyor, karar vermeli. Para biriminin düşmesini istemek, kısa vadeli bir çözümdür ve faizler uzun vadede yine yükselir. Genelde hükümetler bu gerçeği farketmez ve kısa vadeli kararlar verir. Eğer Türkiye bir finans merkezi olmak istiyorsa güçlü bir para birimine sahip olmalı ve parasal sıkılaştırmaya gitmeli. Bu gerçekleşirse faizler zaten doğal olarak düşecektir” vurgusunu yaptı. 

Gelişen dünyada vatandaşın yüzde 95’inin hissesi yok 
Batının, ABD’nin ve Avrupa’nın politik, ekonomik ve jeopolitik öneminin küresel dengelerdeki ağırlığının gittikçe azaldığını belirten Faber “Ağırlığın Çin gibi gelişmekte olan ülkelere kaydığı bir dönemde Türkiye’nin de önemli bir rolü var” ifadesini kullandı. Fakat sermaye piyasalarının sadece sermaye piyasalarında yatırımı olanlar için önemli olduğunu vurgulayan Faber “Hindistan, Çin ve Türkiye gibi gelişen ekonomilerdeki vatandaşların yüzde 95’inin hiçbirinin hissesi yoktur. Hisse piyasalarında işlem yapan insanlar değildir bunlar, reel ekonominin çalışanlarıdırlar. Sadece finans piyasalarında çalışan insanlar hisselere yatırım yapar - ki onlarda hayli spekülatiftir” şeklinde konuştu. 

1444908438.jpg

Online işlem platformları finans merkezlerine rakip 
“Ben çalışmaya başladığımda tüm işlemler borsalarda yapılıyordu” diyen Faber, şöyle devam etti: “New York Borsası’ndayken de böyleydi, Hong Kong Borsası’nda da Londra Borsası’nda da böyleydi. Fakat bugün, elektronik işlem yapabildiğimiz bir dünyada artık finans merkezi kalmadı. Artık uluslararası işlem platformları var. Başka bir deyişle ben Tayland’ın kuzeyinde Chiang Rai’da yaşıyorum. Evde Bloomberg platformundan aynı zamanda hem NewYork borsalarındaki ya da İstanbul borsasındaki bilgilere ulaşabiliyorum. Ve tüm gün ve gece boyunca işlem yapabiliyorum.” 

Önemli olan sanayinin sermayesini artırmak 
Faber, “Ben finans merkeziyim’ demekten daha önemlisi sanayinin fonlarını artırabilmesine olanak sağlayan - dolayısıyla ekonomiye genişleme sağlayabilecek bir sermaye piyasasına sahip olmaktır. Güney Kore veya Tayland’ın hiçbir zaman uluslararası bir finans merkezi olmadı. Sadece yerel finans merkezleri vardı. Ama şirketlerin fonlarını artırabilmesi için tasarlanmıştı” dedi. 

Çin’de kriz olsa da güçlü büyüme sürer 
"Çin son 30 yılda inanılmaz büyüdü. Ve bu büyümenin büyük bir kısmı kredilerle finanse edildi. Bence bu sebeple Çin’de kısa vadede bir kriz olacak. Fakat ABD’nin tarihine de bakarsanız birçok finansal kriz olmuştur. Dolayısıyla Çin de uzun vadede büyümeye devam edecek” açıklamasını yaptı. Asya ekonomilerinin gelecekte ABD’den ziyade Çin’e bağımlı hale geleceğini belirten Faber “Kore, Tayvan, Avustralya, Singapur ve HongKong gelecek yıllarda ‘Çin merkezci’ hale gelecek” dedi.

Küresel ekonomi ‘kredi sarhoşu’ rehabilitasyon lazım
Küresel ekonomiyi neyin kurtaracağı sorulduğunda Faber “Neyin kurtaracağını değil ama neyin kesinlikle kurtarmayacağını söyleyeyim: Batı Avrupa ve ABD’de bitmek bilmeyen devlet müdaheleleri küresel ekonomiyi kurtarmayacak. Çünkü özgür pazar ve kapitalist sistem küçük hükümetler ve daha az düzenlemenin olduğu ortamlarda en iyi performansı sağlar.” diye yanıtladı. Küresel ekonominin cılız büyümeden kurtulmasını sağlayacak şeyin ne olduğu konusunda da açıklamalar yapan Faber “Eğer çok hastaysanız, hastaneye gidersiniz ve bu süreçte ekonomik olarak büyüme sağlayamazsınız. Küresel ekonomi çok fazla kredi içti ve ciddi bir rehabilitasyona ihtiyacı var.” diye konuştu.

IŞİD’i ABD, İsrail ve S.Arabistan kurmuştur!
Marc Faber, terör sorularını ise şu cevabı verdi: “Terör saldırısının IŞİD olduğu belirtiliyor. Belki olmayabilir fakat IŞİD olduğunu düşünsek bile, IŞİD’i kimin cesaretlendirdiğini, finanse ettiğini ve kurduğunu sorgulamak lazım. IŞİD’i kuran, ABD, İsrail ve Suudi Arabistan’dır.”

İstanbul 44. sıradan 47. sıraya geriledi
Kongrede diğer bir önemli konuşmacı olan Küresel Finans Merkezleri Endeksi (GFCI)’nin baş yazarlarından ve Z/Yen Başkanı Mark Yeandle ise İstanbul’un finans merkezi olmak için ideal bir coğrafyada bulunduğunu ancak altyapı sistemlerinin geliştirilmeye ihtiyacı olduğunu vurguladı Faber’e katılmadığını belirten Yeandle “Son GFCI endeksinde Türkiye’nin 44. sıradan 47. sıraya düştü. Fakat İstanbul altyapı ve vergilendirme gibi temel bazı düzenlemeleri iyileştirerek sıralamada kolayca yükselebilir” dedi.