'Yapısal büyüme dinamizmi korunuyor'
Ökmen: Büyüme verisi, Türkiye ekonominin yapısal büyüme dinamizmini koruduğuna işaret ediyor.
JCR Eurasia Rating Başkanı Orhan Ökmen, 2015 yılı için yüzde 3,985 oranında gerçekleşen büyüme seviyesinin, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı ekonomik ve politik risklere rağmen, ekonominin yapısal büyüme dinamizmini koruduğuna işaret ettiğini vurguladı.
JCR Başkanı Ökmen yaptığı yazılı açıklamada, yüksek seviyeli büyümenin hala sürdürülebilir bir görünüm vermemekle birlikte 2016 büyümesinin ikinci yarıdan sonra daha fazla ivmeleneceğini beklediklerini kaydetti.
Ökmen açıklamasında şunları söyledi:
"Türkiye ekonomisinin yıllık yüzde 3,985 oranındaki büyümesinin yüzde 16,75’i tarımdan, yüzde 27’si sanayiden, yüzde 38’i hizmetlerden, yüzde 18 si ise vergi ve sübvansiyonlardan gelmiştir.
2015 büyümesine finans kesiminin katkısı negatiftir: Üretime sektörel katkı yönünden 2015 yılı ikinci yarısında finansal kesimin dolaylı ve direkt katkısı oldukça küçük olmakla birlikte yılın tamamında finansal kesimin offset edilmiş katkısı yüzde 0,12 oranında negatif olmuştur.
Sanayideki son dönemdeki keskin büyüme artışı 2016 yılındaki büyümenin kesintiye uğramayacağının öncü göstergesidir:
Sanayinin 2015 yılı son çeyreğinde büyümeye verdiği katkı keskin bir şekilde artış göstermiş olması ve bir önceki döneme göre hemen hemen 4 katı oranında artmış olması 2016 yılının da büyümenin kesintiye uğramayacağının öncü göstergedir.
Talep yönünden hane halkı talebi büyümenin hala sürükleyicisi olmakla beraber düşme eğilimini sürdürmektedir.
Kamu talebinin büyümeye yüzde 20 civarında sağladığı katkı seviyesi istikrarını devam ettirmiştir.
Türkiye’nin üretim kapasitesinde artış süreci tekrar başlamıştır:
Özel sektör yatırım talebinin büyümeye katkısı 2015 yılı 3.çeyreğinde negatife dönmüş iken, son çeyrekte yüzde 15 seviyesine ulaşmış, yıl toplamında ise büyümeye sağladığı katkı yüzde yüzde 21 civarında gerçekleşmiştir. Dolayısıyla Türkiye’nin üretim kapasitesinde artış sürecinin tekrar başlamış olması 2016 yılındaki büyümenin temel itici gücü olacaktır.
Stok değişikliğindeki dönemler arası oynaklık rasyoneldir:
Türkiye ekonomisi açısından Stok değişikliği bir çeyrekte artarken bir sonraki çeyrekte düşme özelliğini koruması, rasyonel ve mantıki bir ekonomik özelliktir. Stok değişikliğinin yıl genelinde büyümeye yüzde 7 civarında negatif katkısı olmuştur.
Dış talebin son çeyrekte büyümeye verdiği katkının tekrarı mümkün gözükmüyor:
Net dış talep 2015 yılının ilk üççeyreğinde büyümeye katkısı yüzde 7 civarında negatif iken, artan bölgesel risklere ve küresel ekonomilerdeki sorunlara rağmen son çeyrekteki katkısı yüzde 23 civarına yükselmiştir. Ancak dış talebin büyümeye verdiği katkının tekrarı mümkün gözükmüyor. Zira bu alandaki iyileşmenin temelinde mal ve hizmet miktarlarındaki hareketlerden ziyade kur ve enerji fiyat seviyelerinden kaynaklanmıştır.
Dolar bazında yüzde 10’a yakın küçülmeden kaynaklanan genel ve kişisel gelir kayıplarının telafisi kısa sürede mümkün gözükmemektedirler."