Ambargo vurdu, İranlı Türkiye'ye koştu
Avrupa'da getirisi düşen ve döviz transferleri gözetim altında olan İranlı işadamı parasını Türkiye'ye getiriyor.
Jülide YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR
İSTANBUL - Nükleer program konusunda geri adım atmayan İran'a uygulanan ambargo nedeniyle ABD ve Avrupa'da bankacılık işlemi yapamayan İranlı işadamları, finansal yaptırımlarını Türkiye'ye kaydırıyor. AB'de para transferi sıkı gözetim altında olmasından dolayı Avrupa bankalarından kaçan İranlı işadamları Türk bankalarına koşuyor.
Bankacılara göre İranlı işadamlarını ilgisi Türkiye'ye önemli miktarda sıcak para girişi yaşanmasına neden olabilir. Mart ayından itibaren İran'ın dünya ile para transferi ilişkisi kesildi. Dünyanın elektronik para transfer sistemi olan Swift İran'la ilgili işlemlerde kullanılmıyor. Yani 19 İran bankası ve 25 finans şirketi Swift sisteminin dışında kaldı. Bu kararla İran bankaları sadece yurtdışına değil, yurtiçinde
birbirlerine bile para aktarmakta zorlanmaya başladı. Dünya genelinde günde 6 trilyon dolar gibi rekor büyüklükte para trafiği gerçekleştiren Swift sisteminden geçen sene İran 2 milyon işlem yapmıştı.
Ortadoğu'nun İsviçre'si Türkiye
Yurtdışındaki finansal yaptırımlar nedeniyle hesapları gözetim altında olan ve ciddi komisyon ödeyen söz konusu işadamları, bir de faiz gelirleri düşünce çareyi Türk finans piyasasındaki yüksek getiriler de buldu. Avrupa ve ABD'de İranlı müşterilerin bütün döviz transferleri (swift) ciddi gözetim altında tutuluyor. Bu anlamda rahat hareket edemeyen İranlı varlık sahibi de parayı daha rahat işletecekleri ülkeler aramaya başladı. Bir bankanın üst düzey yöneticisinin DÜNYA'ya yaptığı açıklamada, "Türk bankacılığına Ortadoğu'dan ciddi bir ilgi var. Türkiye'de İsviçre bankalarından daha iyi hizmet aldıklarını söylüyorlar. Ayrıca burada getiriler ve esneklik de onlara cazip görünüyor" dedi.
Adının açıklanmasını istemeyen bir başka bankacı, Avrupa'da yerleşik İranlı işadamları ülkede yaşadıkları finansal yaptırımlar ve getiri düşüklüğünden ciddi anlamda sıkıntı yaşadığına dikkati çekerek, "Türk bankalarının İranlı bir müşteriye hesap açmasında sıkıntı yok. Fakat muhabirlik ilişkisi olmadığı için paranın transferi imkansız. İran'da yerleşik bir müşteri varlığını ancak AB üyesi olmayan Çin, Rusya üzerinden buraya getirebilir. Zaten para doğrudan İran'dan gelemiyor.Fakat yurtdışında yerleşik İranlılar'dan bir para akışı yaşanıyor. İleride ciddi bir akım başlayabilir. Hem para geliyor hem de ‘Hesap açabilir miyiz? Faiz getirileri nasıl?' diye soran çok kişi oluyor" diye konuştu.
Getiri yüksek, komisyonlar düşük
İranlı işadamlarının Türkiye'ye gelmesindeki en önemli sebep ise getiri yüksekliği olarak gösteriliyor. Türkiye'deki döviz mevduatları Avrupa'ya göre ciddi olarak yüksek. Faize de çok hassas olan işadamlarının Türkiye'ye gelmesi de çok normal karşılanıyor. Ayrıca, varlıklarını daha rahat yönetmeleri ve Müslüman ülke olması nedeniyle ileride buraya yerleşme düşünceleri de paranın buraya gelmesinde etkili oluyor. Avrupa Birliği ülkeleri, İran'a izlediği nükleer program yaptırım uyguluyor. Yaptırımlar, Avrupa ve İran bankaları arasında mali işlemleri yasaklıyor. Geçtiğimiz yaz yürürlüğü giren ambargo kapsamında Tahran yönetimine önemli finansman sağlayan 34 şirket ve kuruluşun Avrupa Birliği'ndeki mal varlıkları da donduruldu. İran Merkez Bankası'na yönelik kısıtlamaları genişletilirken, Avrupalı finans kuruluşlarının İran bankalarıyla işlem yapması da yasaklandı. Aynı zamanda, menkul kıymetler ve değerli metaller ticareti dahil İran Merkez Bankası ile mali işlemler gerçekleştirilmesi yasaklandı. Bununla beraber, daha önce ABD'nin kara listeye aldığı, ancak milyon dolarlık işlemler yapan iki yabancı banka Çin Kunlun Bankası ve İrak'ın Elaf İslam Bankası'na yönelik yaptırımlar da getirildi.
500 milyon dolarlık potansiyel
TÜRKİYE'DE özel bankacılık büyüklüğü yaklaşık 130 milyar dolar. Yabancı yatırımcıların payının ise toplam içerisinde yüzde 3-4 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bankacılık çevrelerinden alınan bilgiye göre, İran kökenli işadamlarının Türkiye'deki yatırımlarının büyüklüğüne ilişkin ise kesin bir rakam söylemek zor. Ancak gelebilecek olanlarla birlikte yaklaşık 500 milyon dolarlık bir potansiyelden söz ediliyor.