Banka dışı finansta, yüzde 10 ila 15'lik büyüme öngörüyoruz

FKB Başkanı Cantekin, banka dışı finans alanındaki şirketlerin bu yılın ilk altı aylık rakamları bazında konsolide verilerini yine 2015 yılı aynı dönemi ile karşılaştırıldığında; aktif toplamının %13.8 artışla 100.8 milyar liraya çıktığını belirtti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET CANTEKİN
Finansal Kurumlar Birliği Başkanı

Türkiye'nin olağanüstü bir dönemden geçtiğinin hepimiz farkındayız. Bu süreçte ekonomik istikrarın önemli bileşenlerden biri olarak sektörümüz kayda değer görev ve sorumluluklar yüklendi. Birliğimiz tüm üye şirketlerimizle birlikte söz konusu misyon ve sorumluluğuna sahip çıkıyor. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da reel sektörün, ihracatçının, KOBİ'lerin, tüketicilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Onların finansman ihtiyaçlarına çözüm üretmeye devam edeceğiz. Türkiye ekonomisindeki banka dışı finans sisteminin payının artırılması, müşterilerimize en uygun finansal ürünlerin sağlanması, finansman kaynaklarının çeşitlendirilmesi, temsil edilen sektörlerin hak ve menfaatlerini koruyarak, sağlıklı bir rekabet ortamının gerçekleştirilmesi amacıyla aktif bir faaliyet vizyonu üstlendik. Bankacılık ve banka dışı finans sistemimiz ile güçlü bir şekilde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Görevimizi yerine getirirken bankacılık sistemimiz başta olmak üzere ekonomiyi finanse eden tüm kurumlarımızın üzerinde yükseldiği sağlam altyapının katkısı önem arz ediyor.

Banka dışı finans alanında faaliyet gösteren finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin bu yılın ilk altı aylık rakamları bazında konsolide verilerini yine 2015 yılın aynı dönemi ile karşılaştırdığımızda; aktif toplamı yüzde 13.8 artışla 100.8 milyar liraya, işlem hacmi de yüzde 1.2 artışla 77.2 milyar liraya çıktı. Bunun yanında faaliyet konusu alacaklar ise yüzde 14.2 artışla yaklaşık 91 milyar liraya, öz kaynak büyüklüğü yüzde 15.6 artışla 14.6 milyar liraya, net kârlılık ise yüzde 5 artışla 1 milyar 39 milyon liraya ulaştı. Bu veriler ışığında, birliğimizin genel performansını değerlendirecek olursak; öncelikle söz konusu bu üç sektörün de başta KOBİ'ler olmak üzere reel ekonomiye sundukları katkıyı her geçen gün artırdıklarının belirtmek isterim. Bu yıl sonunda söz konusu sektörler için aktif büyüklükte yüzde 10 ila 15'lik bir büyüme hedefliyoruz.

Derecelendirme kuruluşları ön yargılı bir tutum sergiliyor

Öte yandan, finansal kuruluşlar; risk yönetimine, sağlıklı ve sürdürülebilir bir ekonomik yapıya çok önem veriyor. Bu konuda verilere dayalı yapılan değerlendirmeler, bizim için de önemli. Ancak, k redi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin notunu düşürmesi ve Standard&Poor's'un Türkiye'yi kırılgan ülkelerden biri olarak göstermesinin, ön yargılı bir değerlendirme olduğunu düşünüyorum. Piyasanın da verdiği tepkinin ise bizimle benzer olduğunu görüyoruz. Bunun yanı sıra devletin ekonomik önlemleri ön planda tutarak, açıkladığı Orta Vadeli Program (OVP) ile faktoring, finansal kiralama ve finansman şirketlerinin kontrollü ve sağlıklı bir şekilde büyümesi ve finansal sektör içindeki paylarının artırılması amaçlanıyor. Biz de bu program çerçevesinde çalışmalarımızı hızlandıracağız.

Yasal düzenlemeler sektördeki belirsizlikleri ortadan kaldırdı

Türkiye pazarındaki yerli ve yabancı yabancı yatırımcılar bağlamındaki dağılımda son dönemde doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında bir yavaşlama söz konusu olsa da finans sektöründe sağlıklı bir dağılım olduğunu düşünüyorum. Önümüzdeki dönemde ekonomik istikrara güvenecek yabancı yatırımcıların ilgisinin devam edeceğini ümit ediyorum. 6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 9.8.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı. Özellikle ‘yatırım ortamına ilişkin işlem maliyetlerinin azaltılması' ve ‘finans kurumları arasında farklı uygulamaların ortadan kaldırılmasına' ilişkin yeni düzenleme başlıklarını büyük bir memnuniyetle karşıladık. Bu kapsamda, damga vergisi, harçlar gibi aracılık maliyetlerinin azalmasının hem şirketler hem de son tüketici lehine önemli bir gelişme olmasının yanı sıra finans kurumları arasındaki farklı uygulamaların son bulmasıyla sektördeki rekabet eşitsizliğinin giderilmesi yönünde de önemli bir adım atılmış olduğunu düşünüyoruz. Söz konusu kanun ile satgeri kirala, finansal kiralama işlemlerine uygulanan kurumlar vergisi ve katma değer vergisi istisnaları ile ilgili mevcut belirsizlikler ortadan kaldırıldı. Taşınmazların yanı sıra satıp geri kiralama işlemine konu edilen makineler de istisna kapsamına alındı. Ancak, faktoring işlemlerinin harç ve damga vergisi istisnası ile ilgili taleplerimizin bu kanunun kapsamına dahil edilmemesini üzüntüyle karşıladık. Modern bir finansman yöntemi ve tek konusu ticaretin finanse edilmesi olan bir finansal enstrümanın daha fazla desteklenmesini değil, sadece eşit koşullarda rekabet imkanı sağlanmasını istiyoruz.

Buna ilave finans hizmetleri sunan kurumların vergi kanunları karşısındaki durumları gözden geçirilerek, özel karşılıkların gider yazılamaması gibi farklı uygulamaların ortadan kaldırılmasına yönelik gayretlerimizi de sürdüreceğiz. Aynı zamanda adres paylaşım sistemine erişebilmek gibi vergisel olmayan konularda da ihtiyaç duyduğumuz düzenlemelere ilişkin çalışmalarımıza önümüzdeki dönemde de devam edeceğiz.

Faktoringde imalat yüzde 61.4'le önde

Banka dışı fi nans şirketlerinin bu yılki ilk altı aylık verilere göre, faktoringin yoğunlaştığı faaliyet alanlarına baktığımızda; imalatın yüzde 61.4, hizmet sektörünün yüzde 34.4, tarım sektörünün ise yüzde 1.3 olduğunu söyleyebiliriz. Yine faktoringin yoğunlaştığı ilk üç sektöre baktığımızda nükleer yakıt petrol üretim kömür ürünleri sanayinin yüzde 11.1'lik pay ile ilk sırada, inşaat sektörünün yüzde 9.4 ile ikinci sırada, toptan ve perakende ticaret servis hizmetleri sektörünün ise yüzde 9 ile üçüncü sırada yer aldığını söylemek mümkün. Bu yılın ilk altı aylık veriler ışığında finansal kiralamaya göz attığımızda ise inşaat ve inşaat makinelerinin faaliyetlerinin yüzde 25, gayrimenkulün yüzde 22, makine ve ekipmanların ise yüzde 18 ile sektörün önde gelen alanları olduğunu gözlemledik.

Banka dışı finans alanında 103 şirket faaliyet gösteriyor

Küresel pazarda sektörün durumuna bakacak olursak, kurumsal yapımız itibarıyla faaliyet alanımız Türkiye ekonomisinin üretim, satış ve tüketim kanallarının üçünü de kapsıyor. Bugün itibarıyla Birlik olarak üç sektörde toplam 103 üye şirketimiz bulunuyor. Bunların 27'si finansal kiralama, 62'i faktoring, 14'ü ise fi nansman şirketleri. Söz konusu sektörlerin aktif büyüklüğünün fi nans sektörünün bütünü içindeki payı yüzde 4. Toplam işlem hacminin GSMH içindeki payı ise yüzde 8 seviyesinde. Ancak, bu gelişmiş pazarlardaki banka dışı fi nans sektörünün temsiliyetinin oldukça altında bir oran. En önemli hedefl erimizden biri de temsil ettiğimiz sektörlerin toplam fi nans sektörü içindeki payını, orta vadede gelişmiş pazarlar seviyesine taşımak.