Cari dengedeki iyileşme belirginleşecek
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti açıklandı. Özette, "Özellikle, on iki aylık birikimli cari dengede Kasım ayında başlayan iyileşmenin Mart ve Nisan aylarında daha da belirginleşmesi beklenmektedir" denildi.
YAYINLAMA
GÜNCELLEME
ANKARA - Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, özellikle, on iki aylık birikimli cari dengede Kasım ayında başlayan iyileşmenin Mart ve Nisan aylarında daha da belirginleşmesinin beklendiğini, orta ve uzun vadede ise yatırımlarda devlet yardımını esas alan yeni teşvik paketinin bir yandan cari açığın azalmasına katkıda bulunurken diğer yandan arz yönünden büyümeye destek vereceğini belirtti.
Para Politikası Kurulu'nun 18 Nisan tarihinde gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin özet, Merkez Bankası'nın sayfasında yayımlandı.
Özette, Mart ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,41 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 10,43 seviyesinde sabit seyrettiği hatırlatıldı.
Bu dönemde uluslararası petrol fiyatlarındaki artışın etkisiyle enerji grubu yıllık enflasyonundaki yükselişin sürdüğü, diğer taraftan temel mallar grubunda yıllık enflasyon yavaşlarken hizmet fiyatlarındaki ılımlı seyrin tüketici enflasyonunu sınırlamaya devam ettiği belirtildi.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda, mevsimsellikten arındırılmış işlenmemiş gıda fiyatlarının Mart ayında taze meyve sebze fiyatlarına bağlı olarak gerilediği, işlenmiş gıda grubunda ise fiyatların artış oranı aylık bazda oldukça yavaşlarken, birikimli etkilere bağlı olarak yıllık enflasyonun yüksek seviyesini koruduğu ifade edildi.
Mart ayında, uluslararası petrol fiyatlarındaki yükseliş ve Türk Lirası'ndaki değer kaybı sonucunda akaryakıt fiyatlarında gözlenen artışın yıllık enerji enflasyonunun yükselişinde belirleyici olduğuna vurgu yapıldı. Nisan ayından itibaren geçerli olmak üzere doğalgaz ve elektrik tarifelerinde yapılan artışlarla enerji fiyatlarındaki yükselişin süreceği, söz konusu artışların tüketici fiyatlarına doğrudan etkisinin ise yaklaşık 0,5 puan olacağının öngörüldüğü bildirildi.
Hizmet grubunda bu dönemde lokanta oteller dışındaki alt gruplarda yıllık enflasyon gerilerken, özellikle kiradaki tarihsel düşük aylık artış oranının dikkati çektiği belirtilerek, mevsimsellikten arındırılmış fiyat ve yayılım verilerinin hizmet fiyatlarındaki ılımlı eğilimin korunduğuna işaret ettiği kaydedildi.
Temel mal grubunda ise Türk Lirası'ndaki değer kaybının dayanıklı mal fiyatlarına yansımalarının oldukça yavaşlamasıyla yıllık enflasyonun gerilediği, ancak başta giyim fiyatları olmak üzere, dayanıklı tüketim malları dışında kalan temel malların yıllık fiyat artış oranındaki yukarı yönlü eğilimin Mart ayında da sürdüğü belirtildi.
Enflasyonu etkileyen unsurlar
2011 yılının son çeyreğine ilişkin milli gelir verilerinin Ocak Enflasyon Raporu'nda ortaya konulan görünümle uyumlu seyrettiği, buna göre iktisadi faaliyet dönemlik bazda ılımlı bir büyüme sergilerken, talep bileşenlerindeki dengelenmenin güçlenerek sürdüğü kaydedildi. Bu dönemde yurt içi talep yataya yakın bir seyir izlerken net dış talebin gerek dönemlik gerekse yıllık büyümenin temel sürükleyicisi haline geldiğinin görüldüğüne işaret edildi.
Kurul'un, iktisadi faaliyette bir süredir gözlenen ivme kaybının 2012 yılının ilk çeyreği itibarıyla daha da belirginleştiğini belirttiği ifade edilerek, "Buna göre iktisadi faaliyette iç talep kaynaklı bir yavaşlama gözlenmektedir. Sanayi üretim endeksi Ocak ayındaki hızlı daralmanın ardından Şubat ayında bir miktar toparlanmış olsa da Ocak-Şubat döneminde bir önceki çeyrek ortalamasının altında gerçekleşmiştir.
İlk çeyrekte yurt içine yapılan hafif ve ağır ticari araç satışları bir önceki çeyrek ortalamasına göre gerilerken, mevsimsellikten arındırılmış tüketici kredileri ılımlı bir büyüme sergileyerek iç talepteki yavaşlamayı teyit etmiştir" denildi.
Özette, öncü verilerin tüketim talebinde ikinci çeyrek için ılımlı bir toparlanmaya işaret ettiği, düzey itibarıyla zayıf seyretmesine karşın tüketici güveninde son aylarda iyileşme gözlendiği kaydedildi.
İç piyasadan alınan sipariş beklentilerinin Ocak ayındaki düşüşün ardından kademeli biçimde toparlandığı, buna ek olarak imalat sanayi firmalarının yeni yatırım planlarında kayda değer bir olumsuzluk görülmemesi ve tarım dışı istihdamdaki yukarı yönlü seyrin istikrarlı bir şekilde sürmesinin, talep beklentilerinde kalıcı bir bozulma olmadığını gösterdiğine işaret edildi.
Kurul'un, yılın ilk aylarında gözlenen yavaşlamanın sıkılaştırıcı politika tedbirlerinin yanında olumsuz hava koşulları ve dış belirsizlikler gibi geçici unsurların etkisini de yansıttığı ve önümüzdeki dönemde yurt içi talebin tekrar büyüme eğilimine gireceği değerlendirmesinde bulunduğu bildirildi.
"İhracat istikrarlı artış eğilimini koruyor"
Son dönem gelişmelerinin iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin öngörüldüğü biçimde sürdüğüne işaret ettiği, Avrupa ekonomisinde süregelen sorunlara rağmen ihracatın istikrarlı artış eğilimini koruduğu belirtildi.
Yurt içi talepte süregelen yavaşlamanın ve Türk Lirası'ndaki birikimli değer kaybının ithalat talebini ve enerji dışı cari açığı sınırlayıcı etkilerinin sürdüğü, bu doğrultuda, petrol fiyatlarının yüksek seyrine rağmen, cari işlemler açığının kademeli olarak azalmaya devam edeceğinin öngörüldüğü ifade edildi.
Özellikle, on iki aylık birikimli cari dengede Kasım ayında başlayan iyileşmenin Mart ve Nisan aylarında daha da belirginleşmesinin beklendiği, orta ve uzun vadede ise Kurul'un, yatırımlarda devlet yardımını esas alan yeni teşvik paketinin bir yandan cari açığın azalmasına katkıda bulunurken diğer yandan arz yönünden büyümeye destek vereceğinin altını çizdiği bildirildi.
Özette, iş gücü piyasası verilerinin sanayi ve inşaat sektörlerinde bir süredir yaşanan istihdam kayıplarının durduğuna ve bu sektörlerde istihdamın yeniden artış gösterdiğine işaret ettiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Kurul, önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetteki toparlanmayla birlikte istihdam artışlarının devam edeceğini öngörmektedir. Nitekim anket verileri iş bulma olanaklarındaki olumlu seyrin sürdüğünü göstermektedir. Yılın ilk çeyreğine dair öncü veriler de istihdamda ılımlı artış sinyalleri vermektedir. Bununla birlikte, küresel ekonomiye dair aşağı yönlü risklerin sürmesi önümüzdeki dönemde istihdam artışını sınırlayabilecek bir unsur olarak öne çıkmaktadır."
Para Politikası ve Riskler
Toplantıda, son üç aylık gelişmeler çerçevesinde Nisan Enflasyon Raporu'nda yer alması öngörülen enflasyon tahminlerinin de değerlendirildiği belirtilerek, Kurul üyelerinin, enflasyonu etkileyen ana unsurların Ocak Enflasyon Raporu öngörüleriyle büyük ölçüde uyumlu bir seyir izlediğini, ancak enerji fiyatlarındaki artışlar nedeniyle, kısa vadede enflasyonun öngörülenden daha yüksek seviyelerde gerçekleşebileceğini ifade ettikleri bildirildi.
Kurul'un, geçici artışların enflasyon görünümünü bozmasına izin vermeyeceğini belirterek bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde ek parasal sıkılaştırmanın daha sık uygulanabileceğini vurguladığına işaret edilerek, "Diğer bir ifadeyle, enerji fiyat varsayımlarında 2012 yılına dair güncellemelerin enflasyon üzerindeki olumsuz etkisine rağmen, para politikasının bu etkiyi telafi edecek bir sıkılaşmaya gideceği öngörülerek, yüzde 6,5 olan yıl sonu enflasyon tahmini değiştirilmemiştir. Bu doğrultuda, Ocak Enflasyon Raporu'na göre kredilerin bir miktar daha ılımlı büyüyeceği ve toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği desteğin artacağı bir görünüm esas alınmıştır" denildi.
Kurul'un, yılın ikinci çeyreğinde enflasyonun oldukça dalgalı bir seyir izleyeceğine dikkati çektiği, Nisan ayında, elektrik ve doğalgaz fiyatlarındaki artışların tüketici enflasyonuna doğrudan etkisinin 0,5 puan civarında olacağının öngörüldüğü yinelendi. Bu nedenle Nisan ayında enflasyonun geçici olarak yükselip tepe noktasına ulaşacağı, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki baz etkileri nedeniyle yıllık enflasyonun Mayıs ayında keskin bir düşüş göstermesinin Haziran ayında ise bu düşüşün bir kısmının geri alınmasının beklendiği kaydedildi.
Merkez Bankası'nın Ekim ayından bu yana uyguladığı sıkı para politikasının ikincil etkileri sınırlaması, böylece geçici fiyat hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki birikimli etkilerinin kademeli olarak ortadan kalkmasıyla enflasyonun aşağı yönlü bir seyir izlemesi beklendiği vurgulandı ve bu çerçevede Kurul'un, yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyonun kademeli olarak düşeceğini, özellikle son çeyrekte düşüşün belirginleşeceğini tahmin ettiği belirtildi.
Özette, Kurul üyelerine göre, enflasyonun ulaştığı yüksek seviyeler ve son dönemde kısa vadeli enflasyon beklentilerinde gözlenen bozulmanın, fiyatlama davranışları üzerinde risk oluşturduğu, 2011 yılının son üç ayında gerçekleşen keskin fiyat artışları nedeniyle enflasyonun bu yılın son çeyreğine kadar hedefin belirgin olarak üzerinde seyretmesinin beklendiği ifade edilerek, "Bu durum, fiyatlama davranışlarının dikkatle izlenmesini gerektirmektedir. Merkez Bankasının Ekim ayından itibaren gerçekleştirdiği parasal sıkılaştırma ve iç talepteki ılımlı görünüm ikincil etkilerin ortaya çıkma olasılığını azaltsa da önümüzdeki dönemde temkinli bir yaklaşımla enflasyon beklentileri dikkatle takip edilecek ve orta vadeli enflasyon görünümünün hedefle uyumlu olması için gereken tedbirler alınacaktır" denildi.
Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını bildirdi. Kurul, alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkilerinin dikkatle takip edileceğini, Türk lirası fonlama miktarının gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacağını kaydetti.
Para Politikası Kurulu'nun 18 Nisan tarihinde gerçekleştirdiği toplantıya ilişkin özet, Merkez Bankası'nın internet sayfasında yayımlandı.
Özette, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin sürmesinin, sermaye akımlarındaki oynaklıklara karşı para politikasında esnek yaklaşımın devamını gerektirdiği belirtildi.
Yılın ilk çeyreğinde Avro Bölgesi'nde kamu borcuna dair sorunlar bir miktar hafiflemiş olsa da bölge büyümesinin olumsuz seyri ve halen yüksek seyreden borçlanma maliyetlerinin borç sürdürülebilirliği tartışmalarını canlı tuttuğu, bunun yanı sıra Avro Bölgesi bankacılık sektöründe bilanço düzeltmesinin devam etmesinin finansal piyasalardaki kırılganlığı beslediği ve risk iştahının tekrar bozulma olasılığını gündeme getirdiği ifade edildi.
Küresel ekonomiye dair sorunların beklenenden daha hızlı ve kararlı bir şekilde çözülmesi halinde ise risk iştahında öngörülenden daha hızlı bir toparlanma ortaya çıkabileceği belirtilerek, "Sonuç olarak Kurul, küresel ekonomiye dair belirsizliklerin devam etmesi nedeniyle para politikasında esnekliğin korunmasının uygun olacağını belirtmiştir. Alınan tedbirlerin krediler, yurt içi talep ve enflasyon beklentileri üzerindeki etkileri dikkatle takip edilecek, Türk lirası fonlama miktarı gerekli görüldüğünde aşağı veya yukarı yönlü ayarlanacaktır" denildi.
"Petrol fiyatlarının görünümündeki belirsizlik risk"
Özette, önümüzdeki döneme dair bir diğer risk unsurunun da petrol fiyatlarının görünümündeki belirsizlikler olduğu kaydedilerek, her ne kadar küresel iktisadi görünümün zayıf seyri genel olarak emtia fiyatları üzerindeki yukarı yönlü baskıları sınırlasa da arz yönlü sorunların devam etmesinin enerji fiyatlarının görünümüne ilişkin kısa vadede yukarı yönlü bir risk unsuru olarak ortaya çıktığı bildirildi.
Böyle bir riskin gerçekleşmesi halinde Kurul'un, geçici fiyat hareketlerinden kaynaklanan etkilere tepki vermeyeceği, ancak fiyatlama davranışlarının kalıcı olarak bozulmasına müsaade etmeyeceğinin altı çizildi.
2012 yılı enflasyon görünümü üzerinde işlenmemiş gıda fiyatlarının aşağı yönlü risk oluşturduğuna işaret edilerek, gerek işlenmemiş gıda fiyatlarının 2011 yılı sonunda geldiği yüksek seviyelerden sonra aşağı yönlü düzeltme ihtimalinin olması, gerekse son ayların yağış bakımından olumlu geçmesinin yıl içinde işlenmemiş gıda fiyatlarının varsayımlardan daha olumlu bir seyir izleme olasılığını artırdığı kaydedildi.
İşlenmemiş gıda fiyatlarında beklenenden daha olumlu bir gelişme gözlenmesi halinde enflasyonun hedefe baz senaryoda öngörülenden daha hızlı ulaşabileceği bildirildi.
"OVP çerçevesinde atılacak adımlar önemli"
Kurul'un, para politikası stratejisini oluştururken maliye politikasına ilişkin gelişmeleri yakından takip ettiği belirtilerek, "Mevcut para politikası duruşu Orta Vadeli Program'da (OVP) belirlenen çerçeveyi esas almakta, dolayısıyla mali disiplinin devamını öngörmektedir. Maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesi söz konusu olabilecektir" denildi.
Özette, orta vadede mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak yapısal reformların güçlendirilmesinin, ülkenin kredi riskindeki göreli iyileşmeye katkıda bulunarak fiyat ve finansal istikrarı destekleyeceğinin altı çizildi.
Bu yönde atılacak adımların aynı zamanda para politikasının hareket alanını genişleteceği ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde kalıcı olmasını sağlayarak toplumsal refahı destekleyeceği ifade edilen özette, bu çerçevede, OVP'nin gerektirdiği yapısal düzenlemelerin hayata geçirilmesi konusunda atılacak adımların büyük önem taşıdığı kaydedildi.