Enflasyondaki artışa rağmen faiz artışı beklenmiyor

Beklentilerin üzerinde gelen Haziran enflasyonu sonrası gözler MB'nin 23 Temmuz'daki PPK toplantısına çevrildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Analistler dün açıklanan enflasyon verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesine rağmen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) bu ay yapılacak PPK toplantısında faizlerde değişiklik beklemiyor.
      
TCMB, en son 18 Haziran'da gerçekleştirdiği PPK toplantısında politika  faizi ile faiz koridorunda herhangi bir değişikliğe gitmemişti. 18 Haziran'dan  bugüne kadar yurt içi piyasalarda hem Fed'in politikalarının etkisi hem de yurt  içinde yaşanan gelişmelerin etkisi ile piyasalarda sert dalgalanmalar yaşandı.
      
Faiz piyasasında gösterge tahvilin bileşik faizi 18 Haziran'daki PPK  toplantısından bugüne kadar yaklaşık 100 baz puan artarak yüzde 6,81 seviyesinden  yüzde 7,78  seviyesine yükseldi.
      
Öte yandan Türk Lirası'nın dolar karşısındaki değer kaybı bu süreçte  de devam etti. Dolar/TL paritesi 24 Haziran'da tarihi en yüksek seviyesi olan  1,9603'ü gördü ve Türk Lirası,  dolar karşısında son iki haftalık dönemde yüzde  3'e civarında değer kaybetti.
      
Konuya ilişkin AA'ya değerlendirmede bulunan Garanti Yatırım Stratejisti Tufan Cömert, her ne kadar TCMB haziran ayı enflasyonunun yüksek geleceği sinyalini vermiş olsa da dün açıklanan enflasyon verisinin piyasa beklentisinin çok üzerinde olduğunu belirterek, manşet enflasyondaki artışa rağmen çekirdek enflasyonda bir artış olmamasının olumlu olduğunu, ancak yine de yıllık enflasyondaki artışın kısa vadede enflasyon beklentilerini olumsuz etkileyeceğini ve tahminlerin yukarı yönde revize edileceğini söyledi. Bunun TCMB açısından da sıkıntılı bir durum olduğunu ve TCMB'nin yıl  sonu enflasyon hedefinin de tahmininin de tutmasının mümkün görünmediğini ifade eden Cömert, bu durumda TCMB'nin beklenti yönetimine ağırlık vereceğini kaydetti.
      
"TCMB'den faizlerde değişiklik yapmasını beklemiyorum"
      
TL'deki değer kaybı eğiliminin sürmesinin de yine enflasyon açısından olumsuz olduğuna dikkati çeken Cömert, "Kurun mevcut seviyelerde bir süre daha kalması durumunda bunun da 6-9 aylık vadede enflasyona 1 puan civarında yansıması olacak. Yani TCMB'nin ilk adımı TL'de daha fazla değer kaybına izin vermemek olacaktır" dedi.
      
Bu aşamada TCMB'nin politika ya da faiz koridorunda bir değişiklik yapmasını beklemediğini dile getiren Cömert, ancak global piyasalardaki olumsuz hava sürdükçe, TL üzerindeki baskının da süreceğini ve bu baskıyı sadece günlük döviz satış ihaleleri ile bertaraf etmenin güçleşeceğini kaydetti.
      
Cömert, "Bu nedenle TCMB'nin bir noktada faiz koridoru tavanını, diğer gelişen ülke faiz oranlarına göre cazip bir seviyeye çekmesi olasılığı olduğunu düşünüyorum. Yine de bu noktaya gelene dek TCMB, TL likiditesi yönetimini etkin olarak kullanmayı tercih edecek ve son ana kadar faiz koridoru tavanını artırmaktan kaçınacaktır" değerlendirmesinde bulundu.    

"Küresel ekonomik koşullar ve TL'nin seyri belirleyecek"
      
Odeabank Ekonomik Araştırmalar Müdürü İnanç Sözer ise haziran ayında hesaplamalarına göre, reel efektif döviz kuru endeksinin mayıs ayındaki 120'den, 115 ile onbeş ayın en düşüğüne gerilediğini kaydetti. Küresel ekonomik koşulları dikkate alarak, TCMB'nin normal günlerde etkin likidite yönetimine ve beraberinde döviz satışlarına bir süre daha devam edeceğini ve hem politika faizini hem de faiz koridorunu değiştirmeyeceğini tahmin ettiklerini ifade eden Sözer, "TCMB'nin politika duruşunu, 23 Temmuz'a kadarki küresel ekonomik koşullar ve TL'nin seyri belirleyecek" dedi.

Ata Yatırım Başekonomisti Gülay Elif Girgin de, TCMB'nin, şu an ve  ilerleyen dönemde sürmesini bekledikleri volatil görünümü TL ve FX piyasalarında  etkin likidite yönetimi seçeneği ile yönetmeyi tercih edeceğini düşündüklerini aktararak,  bu bağlamda, global piyasalar kaynaklı ciddi bir sıkışma olmadığı  sürece, TCMB'nin koridorda bir genişleme ve/veya politika faizinde bir yükselişi en son seçenek olarak gördüklerini ifade etti.
      
Girgin, "TCMB'nin Türkiye'nin diğer gelişmekte olan ülkelerden daha fazla faiz veriyor olduğuna dair açık beyanı ve halen büyüme tarafında yüzde 4 seviyesindeki büyüme tahminine ulaşma konusundaki soru işaretleri faizlerde artışı son seçenek olarak öne çıkarmaktadır diye düşünüyoruz. 8 Temmuz'da Ankara'da ekonomistlerle yapılacak aylık toplantıda TCMB'nin son dönemdeki gelişmelerle ilgili en güncel görüşlerini öğrenme fırsatımız olacak." ifadelerini  kullandı.