Garanti Yatırım, model portföyünü değiştirdi
Model portföyünde değişikliğe giden Garanti Yatırım, banka hisselerinin ağırlığını artırdı.
Model portföyünde en son 19 Ocak tarihinde güncelleme yapan Garanti Yatırım, bugün bir değişiklik daha gerçekleştirdi. O tarihten bu yana model portföyü BIST-100 endeksinin yüzde 0.2 altında performans göstermesi sonrasında şirket bu raporunda banka hisselerinin ağırlığını yüzde 28’den, yüzde 32’ye çıkarırken; KORDS’yı model portföyünden çıkardı, TKFEN’i ekledi.
Garanti Yatırım'dan yapılan açıklama şu şekilde;
Model portföyümüzde bankaların ağırlığını yüzde 28’den yüzde 32’ye çıkarıyoruz. Bankaların endeksteki ağırlığı yüzde 30. TCMB dün aldığı kararlarla birlikte fonlama kompozisyonunu aynı tuttuğu koşulda son 2 haftada yapılan efektif faiz artışının 170 baz puan seviyesine ulaşmasını bekliyoruz. Bu oranın TL’deki değer kaybı ve enflasyon endişelerini azaltabilecek bir seviye olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca, TCMB enflasyon görünümünde bozulma olursa ek sıkılaştırma tedbirleri de alabileceğini açıkladı. Banka ağırlığını artırmamızın arkasında yatan nedenle şunlar;
• TCMB kısa vadeli fonlama faizini artırdı ancak bankalar mevduat faizi tarafında daha gerçekçi fiyatlamaları tercih ediyorlar ve sert rekabetten kaçınıyorlar. Şu anda 32 günlük mevduat faiz ortalaması yüzde 10.7 ile Aralık ayı seviyelerinde. Son dönemde artış yönünde bir sinyal görmedik. Dolayısıyla, bankaların kredi mevduat makasları bir miktar daralacaktır ama yüksek TÜFEX gelirleri ile bunu kompanse edebilecek esneklikleri var.
• Banka/sanayi endeksi 1.48 ile Ekim 2010’dan itibaren gördüğü en düşük seviyede. Kapsamımızdaki bankalarda 5.6x F/K ve 0.7x F/DD ile benzerlerine göre sırasıyla yüzde 33 ve yüzde 29 ile iskontolu işlem görüyor. Bu iskonto seviyeleri de son yıllarda gördüğümüz en yüksek seviye.
• 2016 karlarını bu hafta görmeye başlıyoruz. Özellikle güçlü ticari işlemler gelirleri ve komisyon gelirlerinin desteklediği ve aktif kalitesi tarafında ciddi bir bozulmanın olmadığı bir çeyrek bekliyoruz. Kredi mevduat makası iyileşirken, düşük TÜFEX gelirleri yatay marjlara neden olacaktır.
• Fitch’in ülke notunu düşürme riski masada duruyor ancak bu büyük ölçüde fiyatlamalara ve beklentilere yansımış durumda. Ayrıca, BDDK’nın tanımış olduğu opsiyonla not indiriminin bankaların SYR’sine olan 100-120 baz puan olumsuz etkisi başka rating kurumları gösterge alınarak bertaraf edilebilecek.
KORDS: Kordsa’yı (KORDS, EÜ) model portföye giriş tarihi olan 17 Kasım’dan beri endeksin yüzde 4 üstünde getiri sağlamıştır. Güçlü performans sonrasında KORDS’ı model portföyümüzden çıkarıyoruz.
TKFEN: Tekfen’i (TKFEN, EP) gübre yasağının kalkmasının ardından olumlu etkilenmesini ve şirket üstündeki belirsizliklerin azalmasını beklediğimiz için model portföyümüze dahil ediyoruz.
11 hisseden oluşan portföy
Halihazırda 11 hisseden oluşan Model Portföyümüzde 3 banka ve 8 banka-dışı hisse bulunmaktadır. Model Portföyümüzdeki hisseler ve ağırlıkları: AKBNK (11yüzde ) ISCTR (11yüzde ), ENKAI (10yüzde ), TUPRS (10yüzde ), VAKBN (10yüzde ), TKFEN (9yüzde ), FROTO (9yüzde ), KCHOL (9yüzde ), ANHYT (7yüzde ), INDES (7yüzde ) ve LKMNH (7yüzde ).
Tercih ettiğimiz hisseler
• AKBNK: Güçlü sermaye yapısı, aktif kalitesi, fonlama yapısı ve verimlilik yönünde attığı adımlar
• ANHYT: Bireysel emeklilik sektörüne ilişkin güçlü büyüme beklentileri
• ENKAI: Defansif iş modeli, güçlü nakit pozisyonu
• FROTO: Cazip değerleme, güçlü temettü verimi
• ISCTR: Düşük çarpanlar ve güçlü faaliyet performansı
• KCHOL: NAD’sine göre primli işlem görmeyi hak etmesine karşın iskontolu işlem görmesi
• LKMNH: Güçlü büyüme hikayesi ve ucuz çarpanlar
• INDES: Devam eden gayrimenkul projesi, yüksek temettü beklentileri ve güçlü 4Ç16 beklentileri
• TKFEN: Gübre yasağının kalmasıyla şirket üstündeki belirsizliklerin azalması
• TUPRS: Yüksek temettü beklentisi, iyileşen orta distilat ürün spread’leri
• VAKBN: Özkaynak karlılığının artıyor olması
Tercih etmediğimiz hisseler
• BRISA: Şirket’in ana maliyet girdisindeki (doğal kauçuk fiyatları) 2011’den beri süregelen düşme trendinin yavaşça etkisini yitirmeye başlaması, TL’nin değer kaybetmeye devam etmesi ve oto talebinde beklenen daralma"