'Katılım bankacılığının pazar payı yüzde 6'ya çıktı'
TKBB Yönetim Kurulu Başkanı ve Albaraka Türk Genel Müdürü Utku, "Katılım bankacılığının pazar payı yüzde 2'nin altından yüzde 6'nın üzerine çıktı"
Türkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Yönetim Kurulu Başkanı ve Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku, sektöre ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Katılım bankacılığının pazar payının yüzde 2'nin altından yüzde 6'nın üzerine çıktığını ifade eden Utku, faizsiz bankacılığın son iki yıl hariç bankacılık sektöründen 1,5-2 kat hızlı büyüdüğüne dikkati çekti.
2016'da sektördeki en büyük oyuncunun devre dışı kaldığını hatırlatan Utku, "Bu bankanın müşterilerinin önemli kısmı katılım bankacılığı içerisinde kaldı ama bir kısmı da çıktı. Buna rağmen katılım bankaları pazar payı kaybetmedi." dedi.
Utku, normalde ticari bankalarla çalışan insanların özellikle 2009 yılından itibaren katılım bankalarıyla çalışmaya başladığını, bu müşterilerde faiz hassasiyetinin bir miktar daha düşük olması nedeniyle son dönemde yükselen mevduat faizlerini tercih edebildiklerini söyledi.
Katılım bankalarının böyle bir imkanının bulunmadığını belirten Utku, şunları kaydetti:
"Genelde şöyle bir argüman var. 'Katılım bankalarının getirileri ile mevduat faizleri hep aynı seviyelerde' diye. Öyle bir şey olmadığı son iki yıldır ortada. Hala geçmişte yaptığımız yatırımların getirilerini müşterilerimizle paylaştığımız için katılım bankalarının getirileri mevduat faizleri gibi artmıyor. Artması mümkün değil. Faiz hassasiyeti olmayan özellikle ticari mevduatlar da katılım bankalarından çıkıp ticari bankalara geçti. Bu hareketliliğe rağmen katılım bankaları pazar payı kaybetmedi.
Kamunun katılım bankacılığına girmesini müspet bir gelişme olarak görüyoruz. Katılım bankacılığı ülke ekonomisi nezdinde daha ciddi bir pay alacaksa, bunu tek başına özel bankaların yapması mümkün değildi. Birincisi kamunun devreye girmesi, özel sektör tarafından karşılanamayan alanların da katılım bankacılığı eliyle karşılanması anlamını da taşıyor. Bu bakımdan önemli bir adım. İkincisi, kamunun bu işe girmesiyle mevzuat yapıcıların da katılım bankacılığını daha ciddi anlamda değerlendirmesini, dikkate almasını beraberinde getiriyor. Üçüncü olarak da katılım bankacılığının kamuoyu nezdinde algısını, itibarını hızlı bir şekilde yayılmasına ve artmasına imkan sağlıyor."
"Gayrimenkul sertifikası faizsiz bankacılığa uygun bir model"
Utku, Türkiye Varlık Fonu'nun faizsiz enstrümanları da tercih etmek istediğini ancak burada en temel sıkıntının faizsiz sermaye piyasası ürünlerinin henüz gelişmemiş olması olduğunu aktardı.
Özellikle altyapı projeleri gibi uzun vadeli projelerde menkulleştirme imkanlarının, sermaye piyasası ürünlerinin ve piyasaların gelişmiş olması durumunda banka ve yatırımcıların bu işlere girebileceklerini ifade eden Utku, şöyle devam etti:
"Burada da ciddi bir arzu ve çalışma olduğunu biliyoruz. Tabii tek başına yetmiyor. Piyasaların da derinliğinin olması lazım. Varlık Fonu da dahil olmak üzere kamunun şirketlerin ihtiyacı olan uzun vadeli proje finansmanına yönelik altyapı yatırımına yönelik ürünlerinin bankacılık kredilendirme dışı ürünlerle, metotlarla finanse edilmesi, geliştirilmesi yönünde ciddi çalışmalar var.
Gayrimenkul sertifikası faizsiz bankacılığa uygun bir model. Albaraka, olarak dört tane gayrimenkul yatırım fonu için izin aldık. İkisini fiilen varlıklarıyla birlikte kurmuş durumdayız. Bunlar üzerinden gayrimenkul sertifikası ihracı yapabilecek durumdayız. Bizim bitmiş olan kar-zarar projelerimizi bu fonun içine aktardık."