'Merkez gecikirse, radikal faiz artışına mecbur kalır'

Ekonomist Timothy Ash, TL’de yaşanan en büyük sorunun değer kaybından çok yaşadığı dalgalanma olduğunu düşünüyor. Ash, “Siz TL’nin nereye gideceğini bilemezken New York’ta oturan ve 20 ülkeye bakan yatırımcı nasıl öngörsün?” diye soruyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

Ekonomist Timothy Ash, 24 Ocak’ta yapılacak Para Politikası Kurulu Toplantısı’nda Merkez Bankası’nın TL’nin gidişatını tersine çevirebileceğini düşünüyor. Bankanın 100 baz puanlık bir artırımla TL’deki değer kaybını sınırlayacağına inanan Ash, aksi takdirde ise gelecek faiz artırımının daha yüklü olacağını öngörüyor. Ash, “100 baz puanlık bir artırım işe yarayabilir. Ama 2 hafta daha beklerse belki 500 baz puanı konuşur oluruz. Ne kadar uzun beklenirse ondan sonra gelecek hareketin de o kadar radikal olması gerekecek” dedi.

Siyah Kalem’in davetlisi olarak Türkiye’ye gelen Ekonomist Timothy Ash, Başkan Murat Çetinkaya’yı test ettiğini belirtti. Ash, “15 Temmuz sonrasına Merkez Bankası çok daha katı bir tepki verseydi Moody’s Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke notunu düşürmezdi. Şimdi de kuvvetli tepki vermezse27 Ocak’ta da Fitch’te düşürür” açıklamasını yaptı.

Merkez Bankası dolar/TL’nin 3,93’e çıktığı tarihi zirvesinin öncesinde ve sonrasında likidite adımları ile piyasaya yön verdi. Piyasada ağırlıklı olarak, zorunlu karşılıklar, bankaların borçlanma limitlerinin kısıtlanması ve haftalık repo ihalesi ile geçen hafta perşembe ve cuma günleri fonlama yapmayan Merkez Bankası’nın faiz silahını çekme konusunda tereddütlü davranıcağı düşünülüyor.

Faiz ve kur rasyonel yönetilmeli

Timothy Ash, TL’nin çok zayıfladığını belirterek gelinen fiyat seviyelerini endişe verici ve rahatsız edici olarak tanımladı. Merkez Bankası’nın seçeneğinin kalmadığı noktalara gelindiğini vurgulayan Ash, doğru kararının gelmemesinin ise bir kredi krizi doğurabileceği uyarısı yaptı. Türkiye’de bu yılın özel sektörün dış borç ödemeleri açısından kritik olduğuna ve rakamın da 180 milyar dolarlar mertebesinde olduğuna işaret eden Ash, “Bu dış borcu kullananlar ağırlıklı olarak Türkiye’nin büyük kurumları. Likiditeleri yüksek. Merkez Bankası kararlı davranırsa karları etkilenir ama bir kredi riski yaşanmaz. Ama Merkez Bankası faizi ve kuru rasyonel ve piyasa odaklı yönetmezse kredi riski çıkar. TL’nin bu zayıflığı kredi riskini getiriyor ve temerrüt riskini artırıyor. Şimdiye kadar hiçbir Türk şirketinin temerrüt riskine maruz kaldığını da görmedik. Ama olası bir kredi krizi ise orta vadede 3-5 sene ekonominin zorlanması anlamına gelir” dedi.

New York'taki nasıl bilsin

Türkiye’nin makro finansal göstergeler açısından çok iyi noktada olduğunu ve demografisinden jeopolitik konumuna, güçlü bankacılık sektöründen, iş dünyasının girişimci ruhuna, kuvvetli mali disiplinine kadar ana hikayesini aslında koruduğuna da değinen Timothy Ash, şu ifadeleri kullandı: “Roket bilimci olmaya gerek yok. Güvenlik ve terör sorunu belki kolay çözülemez ama para politikası çözülebilir. Türkiye dış basında her hafta bir terör olayıyla gündeme geliyor. Terör saldırıları Paris’te de oluyor ama Türkiye’de daha sık oluyor. 2000 yılından beri Türkiye ekonomisine bakıyorum. Benim bile 15 Temmuz’da aslında ne olduğunu anlayabilmem için çok uğraşmam gerekti. Dış basın 1 ay anlamadı. Benim anlayamadığımı 20 ülkeye bakan yatırımcı nasıl anlasın. Bazı faktörleri kontrol edemezsiniz ama kuru stabilize edebilirsiniz. MB çok akıllı davranıyor ama yatırımcının gözünde belirsizliği yok etmeli. Siz kurun haftaya ne olacağını bilemiyorken New York’taki yatırımcı nereden bilsin ve niye uğraşsın.”

Pozitif güven şokuna ihtiyaç var

Durmuş Yılmaz’ın çok iyi bir merkez bankacı olduğunu belirten Ash, piyasaların 2006 yılında Yılmaz’a 2014 yılında ise Erdem Başçı’ya yaptığı gibi şimdi de Başkan Murat Çetinkaya’yı test ettiğine değindi. 2005 yılında yapılması gereken hareketin 2006 yılında yapıldığı için Yılmaz’ın 6 puan, 2013 yılında yapılması gerekenin ise 2014’te yapıldığı için Başçı’nın 4,5 puan faiz artırmak zorunda kaldığını hatırlatan Ash, “Çok hızlıca harekete geçilmesi gerekiyor” dedi. Şu anda TL’nin 2003 yılındaki reel efektif kur seviyelerine geri döndüğüne değinen Ash, “Yabancı yatırımcılar TL’nin güçleneceğine değil, zayıflayacağına inanıyor. Bunun nedeni de MB politikalarının inandırıcı bulunmaması. 2014 yılında yabancının hissiyatını hızlı değiştirmişlerdi. TL’nin güçlü olması Türk vatandaşları içinde önemli. Güçlü TL iç talebi de canlandıracak. Bu güven krizini aşmak için faizlerde yükselişe ihtiyaç var. Ne kadar uzun beklerse o kadar fazla yapmak zorunda kalır. Şimdi yapsa daha hızlı sinyal göndermiş olur. Yatırımcının, MB’nin pozitif güven şokuna ihtiyacı var” diye konuştu.

Trump’ın dış politikası daha önemli

Timothy Ash, ABD’de yeni Başkan Trump’ın daha hızlı toparlanan bir Amerikan ekonomisi ve daha agresif bir Fed sıkılaştırma süreci getirme ihtimali kuvvetli olsa da asıl, Çin ve Rusya ile olan ilişkilerini nasıl bir zemin oturtacağına dikkat edilmesi gerektiğine inanıyor. Rusya ile daha sıcak ilişkiler kurmak isteyen Trump’ın önünde ciddi bir senato engeli olacağını hatırlatan Ash, aşırı korumacılık duvarlarını yükseltmesi halinde ise Çin’i zorlayacağını düşünüyor.

Siyah Kalem CFO’su İbrahim Kahraman ise dünya ekonomisi üzerinde belirsizlik bulutları dolaştığına değinerek “2017 fırtınalı geçecek gibi görünüyor” dedi. Kahraman ayrıca yılın ikinci yarısında farklı sektörlerde satın almalar yaparak inorganik büyümek istediklerini de anlattı.

Riske fi yat biçersin ama belirsizliğe biçemezsin

Ekonomist Timothy Ash, gelişmekte olan ülkelere yatırım yapan yatırımcının Nijerya’ya da Gana’ya da yatırım yaptığına işaret ederek “Yatırımcı riskten değil belirsizlikten hoşlanmaz. Riske fiyat biçersin ama belirsizliğe fiyat biçemezsin. Türkiye’deki politika yapıcıların Türkiye’nin hala yatırım yapılabilir bir ülke olduğuna yatırımcıları çok ciddi şekilde ikna etmesi gerekiyor. 2002-2013 yılları arasında yatırımcılar çok ciddi miktarda Türkiye varlıklarına yatırım yaptı. Artık yatırım yapanlar bile iç politikayı anlamıyor. Global gelişmelere bakıp Türkiye’yi diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslıyorlar. Brezilya mı? Güney Afrika mı? Rusya mı? diye kıyaslayıp Türkiye’ye bakıyor” açıklamasını yaptı.

2017, 2001’den sonra TL’nin en zor senesi

Timothy Ash, TL’nin, 2000-2001’den sonra en zor senesini yaşadığına da değindi. Ash, güvenlik sorunu, Kürt meselesi, Gülen hareketi, İŞİD sorunu gibi konularının gündemde olduğuna işaret ederek uzun zamandan beri bu kadar çok sorunun aynı anda gündemde olmadığını belirtti. Ash, “Tüm bunların sonucunda 3. çeyrek GSYİH cesaret kırıcı olarak ortaya çıktı” dedi.

Fransa ve Almanya seçimi ‘deprem’ etkisi yaratabilir

Avrupa Birliği için Brexit tam bir şok oldu. Timothy Ash, bugün ne Birleşik Krallık’ta ne de AB’de politika yapıcılardan vatandaşa kadar kimsenin ‘çıkış’ın nasıl uygulanacağı konusunda bir fikri olmadığına işaret ederek “Zorlayıcı aşamalardan geçeceğiz ama İngiltere yoluna devam edecek. Türkiye gibi Birleşik Krallık’ta çok dinamik bir ülke. Finans sektörü çok sağlam. Brexit’i yakın bir risk olarak görmüyorum. Esas olarak Brexit, 2018’de olacak. Avrupa için yakın dönem riski Fransa ve Almanya’daki seçimler olacak. Bu seçimler çok daha fazla deprem etkisi yaratabilir” dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir