Petrolde İran’ı bırak Çin’e bak
İran’a olası yaptırım endişeleri petrol piyasalarını hareketlendirdi. Hareketin yönünü belirlemede petrol arz kaynağına bakıp anlamak çok önemlidir ama her şey değildir. Gelinen süreçte Çin talebinin gücü, petrol piyasalarında en göz ardı edilen hikâye gibi duruyor.
AYDIN ŞAHİNALP
Küresel piyasalarda petrol fiyatları, ABD Başkanı Trump’ın İran nükleer anlaşmasını iptal edip yeniden ekonomik yaptırımları devreye sokma ihtimali nedeniyle son yılların zirvesine ulaştı.
Uluslararası gösterge kabul edilen Brent tipi ham petrol vadelileri perşembe öğleden sonra 77.76, Batı Teksas (WTI) ise 71.75 dolarla Kasım 2014'ten bu yana görmediği zirveyi yaptı. Petrol trader ve yatırımcıları İran’a odaklanmışken Bloomberg Opinion’un emtia yazarı David Fickling kaleme aldığı yazısında “İran, kayagazı ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nü (OPEC) unutun” diyor.
11 milyar dolarlık İran petrolü Çin’e akıyor
Petrol piyasasında gerçek hareketin kürenin öteki yakasında gerçekleştiğine dikkat çekiyor. İki numaralı ekonomi Çin, geçen yıl dünyanın en büyük petrol ithalatçısı olarak rakibi ABD'yi geride bıraktı ve 2018 yılı içinde bu performansını devam ettirmeyi hedefliyor. Son açıklanan verilere göre Çin Nisan ayında 39.46 milyon metrik ton petrol ithalatıyla rekor kırdı. Bu yılın başlarına kadar Çin hiçbir zaman bir ayda 37 milyon tondan fazla petrol ithal etmemişti. Şimdiye kadar 2018'de, Ay Yeni Yıl tatili ile kısaltılan tüketim nedeniyle sadece şubatta bu rakamı geçemedi. Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü ve Uluslararası Enerji Ajansı'nın (IEA) , Çin'in sanayileşme süreci hızı ve elektrikli taşıt satış rakamlarının beslediği petrol talep artışının önümüzdeki birkaç yıl içinde günde 300 bin adet varil seviyesine çekilmesini bekliyor. Pekin yönetimi petro-dolar hegomanyasını kırmak için yakın bir zaman önce Şanghay'da başlattığı para birimi yuan cinsi ham petrol vadelileri piyasası İran'ın ABD’nin olası yaptırımları karşısında başvurabileceği çıkış yollarından biri olabilir.
Çin son yıllarda petrol ithalatı için rotasını Basra Körfezi'nden Rusya, ABD, Brezilya, Angola ve Malezya'ya kaydırdı. Ancak Batılı alıcıların olası yaptırımların devreye girmesiyle çekilmesi Çinli dev rafinerilerinin İran’ın ham petrolünü satın alması için mükemmel bir fırsat olabilir. Zira 430 milyar dolarlık ekonomisini ayakta tutup büyütmek için İran doğuda siyasi müttefiklere güvenmeye zorlanıyor. Bu arada Çin'in İran'la ticareti, Almanya, Fransa ve İtalya gibi en büyük 3 Euro bölgesini geride bıraktı. Çin ile İran arasındaki ticaret hacmi 2006'dan bu yana iki kattan fazla artarak 28 milyar dolara ulaştı. Küresel petrol arzının yaklaşık yüzde 4'ünü İran üretiyor. Tahran’ın ürettiği ham petrol ihracatında yıllık 11 milyar dolarla aslan payı Çin’e ait. Bu rakama karşılık olarak Çinli doğrudan yatırımların yönü de İran ama bu alanda güvenilir verilerin elde edilmesi zor görünüyor. İran'ın en büyük petrol alıcısı olan Şangay ham petrol vadelileri borsası mart ayında piyasalara kapılarını açmasından buyan en büyük günlük rallisini yaptı. Londra'daki King's College'daki Bilim ve Güvenlik Araştırmaları Merkezi çalışanlarından ve yakın bir zamanda piyasaya çıkacak “Üç Eksen: İran'ın Rusya ve Çin İlişkileri”adlı kitabın yazarlarından Dina Esfandiary, “Çin şimdiden kazanan” diyor. Ve ekliyor:
“İran, Batı'ya açık olma fikrini yavaş yavaş terk etti. Çin son 30 yıldır İran'da. Temaslar sahada ekipleri ve yerel bankalarla sağlam bağlantıları bulunuyor.”
Ekonomik yaptırım peşlerinde
ABD’de Trump’ın ekonomik kurmaylarının İran’a karşı yeni yaptırımları yürürlüğü sokup sokmayacağı belirsizliği endişe yaratıyor. Dünya devi bazı şirketler ise hâlihazırda sıkıntılarla karşı karşıya. Dünya havacılık devi Airbus Group'un liste fiyatlarıyla yaklaşık 19 milyar doları bulan 100 uçak siparişi kontratı finansman sorunlarıyla karşı karşıya. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin salı günü Airbus’ın ihracat lisansının iptal edileceğini söyledi.Bu durum Rus havacılık şirketlerinin işine yarayabilir. Fransız enerji devi Total’in Çin Ulusal Petrol Şirketi ile birlikte Güney Pars gaz sahasını geliştirmek için imzaladığı bir sözleşme bulunuyor. Ancak Total’in ABD'nin yaptırımları yeniden yürürlüğe koymaması durumunda anlaşmadan çekileceği belirtiliyor. Bunun gerçekleşmesi halinde Total’in payını Çinli ortağı devralacak. Öte yandan Çinli şirketler Amerikan düzenleyicilerinin kapsamının dışında kalmıyor. Çinli teknoloji şirketi Huawei, İran’a yönelik ambargoları deldiği gerekçesiyle soruşturma altında bulunurken ağ-teçhizat üreticisi ZTE’nin benzer bir ihlalden dolayı Amerikan parçaları satın alması yasaklandı.