Piyasada 3 farklı kurdan sonra 3 farklı makas oluştu
14 Mayıs’a sayılı günler kala döviz piyasasında hareketlilik yeniden başladı. Piyasada TCMB kuru, Kapalıçarşı ve bankalar arasında oluşan 3 farklı döviz kurundan sonra bankaların döviz alış ve satışı arasındaki makasta hızla açılıyor. Bankacılık kaynakları marjları yükseltme talimatının Merkez Bankası’ndan geldiğini anlatıyor.
Birol BOZKURT
Bankaların döviz alış ve satış kotasyonları arasında fark 1 lirayı geçti. Bankacılık kaynakları gelişmeyi bankaların müşterileri için piyasadan döviz alımını saat 13:00’e kadar sınırlandırılması tavsiyesine dayandırırken döviz almak isteyen vatandaşın karşısına da hem farklı kur hem de alış ve satış kotasyonları arasında önemli bir fark oluşmaya başladı.
Bankacılara göre Merkez Bankası’nın bankalar üzerinden döviz talebini düşürmek için verdiği piyasadan döviz alımını saat 13:00’e kadar sınırlandırılması talimatının ardından bankalar arasında dövizde alış satış makasının daha çok açıldığı da anlatıldı.
Serbest piyasada satış fiyatı 19,40’tan işlem gören dolar/TL aynı saatlerde kamu bankalarında 20 TL’den bazı özel bankalarda ise 20,44 seviyesinden işlem görüyor. Bankalarda artan marjların ardından daha fazla şirket ve bireysel yatırımcı Kapalıçarşı'daki döviz bürolarına yöneldi.
Kapalıçarşı’da da dolar/TL’nin 20,07 seviyesinden alıcı bulduğu görülüyor. Kapalıçarşı’da fiyatlarla ilgili konuştuğumuz ekonomistler kurda 3 farklı fiyatın oluşmasının 30 yıl öncede yaşandığını ve vatandaşın dövize olan talebi bitmeden bu ayrışmanın olmaya devam edeceğini belirtiyor.
30 yıl önceki senaryo yaşanıyor
Türkiye’nin ciddi bir cari açığı olduğunu söyleyen Tacirler Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Mehmet Aşçıoğlu, bunun da döviz talebini artırdığını belirtti.
Kapalıçarşı ve bankalar arasında dövizin farklı fiyatlardan satılmasını da değerlendiren Aşçıoğlu, “Bundan 30 yıl önce gördüğümüz şeyleri görüyoruz. 1994 yılında da benzer şeyleri yaşamıştık. Seçimler yaklaştıkça döviz talebinde artış görüyoruz. Döviz talebi bitmeden bu durumun son bulacağını sanmıyorum” dedi.
Türkiye’nin kur talebi ihtiyacının rahatlıkla karşılandığı bir ülke olduğuna dikkat çeken Aşçıoğlu, “Türkiye’de başka bir ülkede olmayan düzeyde bir kolaylık sağlanıyor. Türk halkının TL’nin değer kaybına yönelik endişesi nedeniyle döviz talebi sürüyor. Türkiye yılın ilk 3 ayında ciddi bir cari açık verdi. Bu da döviz ihtiyacını ortaya çıkarıyor” diye konuştu.
EYT’liler döviz talebini artırıyor
Kura ilişkin bir tahmin yapmanın zor olduğunu dile getiren Aşçıoğlu, “Kur neredeyse her gün TL karşısında değer kazanıyor. İhracatçı daha hızlı artmasını istiyor ancak biz kurun bu haliyle bile pahalı bir ülkeyiz. Dolarda olası sert yükseliş yeni bir enflasyon sarmalına yol açabilir. Kura tahmin yapılamadığı gibi enflasyona da tahmin yapılamıyor.
Önümüzdeki dönemde dolarda yükselişin devam etmesini beklerim. Çok uzun süredir negatif reel faiz durumundayız bu da tasarruf sahiplerinin değer kaybı yaşamamak için arayışa itiyor. KKM’ye olan ilginin sebebi de tasarrufların korunmasına yönelik bir talep olması” dedi.
Borsacılar, EYT’lilerin halka arza olan ilgilerine dikkat çekerken Aşçıoğlu da dolardaki hareketlilikte bir etkenin yine EYT’liler olduğunu söyledi. Aşçıoğlu, “Tazminatını ve maaşını alan yeni emeklilerin paralarının değerini koruma telaşıyla seçim öncesi dolar alımlarını hızlandırdıklarını düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Döviz talebine karşı mevduat faizleri teşvik ediliyor
Merkez Bankası faizi %8.5'te sabit kalsa da, yüksek tutarlı mevduat faizleri son altı ayda iki katına çıkarak %30'un üzerine, KKM faizleri yine iki katına çıkarak %20 'nin üzerine, kullanımı düzenlemeler sonrası sınırlanan ihtiyaç kredisi faizi ise bazı alanlarda %50'ye yakın seviyelere ulaştı. Krediler karşılığı tahvil tutulması zorunluluklarıyla milyarlarca TL'lik zorunlu talebe rağmen Hazine tahvili getirileri bile bu yükselişten payını aldı.
Gösterge 2 yıllık getiri aybaşından beri 500 puan 10 yıllık gösterge tahvil 200 puan arttı. Son dönemde giderek artan döviz talebi sonrasında ise bankacılar hükümetin mevduat faizindeki yükselişe "izin vermek zorunda kaldığını" söyledi. Özel sektörden üst düzey bir bankacı, "Son dönemde artan döviz talebini sınırlayabilmek adına da mevduat faizlerinin belirgin yükselişe geçtiği görüyoruz.
Mevduatta faiz üst kısıtlarının kaldırılması yöntemi ile serbestleşme yaşanıyor. Ancak tahvil piyasasında sınırlamalar ve yeni alım getirecek adımlar devam etmesine rağmen bir yükseliş var. Bu yükselişi seçim sonrası faizlerle de %25, %40 arasına doğru beklediğimiz normalleşmenin ilk yansıması olarak görüyoruz" dedi.