Piyasalar 130 sayfalık sunumdan 'ikna' olmak istedi

TCMB Başkanı Cumhurbaşkanı’na yaptığı 130 sayfalık sunumu piyasalar temkinli iyimserlikle karşıladı. Dolar, TL karşısında 2.58 seviyelerine gevşerken, BIST 100 endeksi kararsız bir tutum sergiliyor. Bileşik faizler sakin seyrediyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MEHMET KAYA

ANKARA - Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde yaptığı sunumda piyasa faizlerini düşürmenin yolunun istikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin ve fiyat istikrarına odaklı para politikası duruşu ile mümkün olduğunu belirtti. Doların TL karşısında 2.60’ın üstünde olduğu bir zamanda yapılan toplantı sonrası gelen açıklamalar piyasalar üzerindeki baskıyı bir miktar gevşetti ve dolar 2.58 TL seviyelerine gevşerken, son günlerde hızla değer kaybeden BIST 100 endeksi alıma geçme çabasında bir seyir izledi. Yüzde 9 seviyelerine yaklaşan bileşik faseyir izler ise bir miktar alımla yüzde 8.80 seviyesinde dengelendi. Piyasa uzmanları, açıklamaların içeriğinin tahmin edilen şekilde olduğunu belirtirken, bir tarafta Cumhurbaşkanı’nın faiz hassasiyeti, diğer tarafta ise güven artırıcı adımlar gerektiği söyleminin görüşmeden çıkarılan tek sonuç olduğu konusunda birleşiyorlar. Uzmanlar, TCMB’ye yönelik söylemlerin biraz azalacağı beklentisinin de piyasada havayı yumuşattığının altını çiziyorlar.

Cumhurbaşkanlığı geçtiğimiz akşam gerçekleşen 2 saatlik toplantının ardında kısa bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanlığı açıklamasında, piyasalara güven vermeye yönelik temel kelimelerin tamamının kullanıldığı cümlelerin bulunmasına karşılık, son dönemde tartışma konusu haline getirilen ve bu tür açıklamaların temel cümlelerinden olan Merkez Bankası bağımsızlığına yönelik bir ifadenin bulunmaması gözden kaçmadı.

Merkez Bankası sunumu: Bütün eleştirilere yanıt

Merkez Bankası’nın, Başkan ve Başkan Yardımcılarının Türkiye ve yurtdışında yaptığı konuşmaların görsel bölümünü, (yansıda kullanılan mesaj ve tablo-grafikleri) yayınlama uygulaması bu toplantı için de yapıldı. Kapak ve başlıklar dahil 130 sayfadan oluşan sunum, genel Merkez Bankası sunuş akışına uygun olmakla birlikte oldukça geniş tutuldu. Sunum planının başlıkları da son dönemde Merkez Bankası’na kamuoyuna açık olarak yapılan eleştirilerin tamamına karşılık gelecek şekilde olması dikkat çekti.

Sunumda, kur konusunda, doların diğer para birimlerine kıyasla TL’ye karşı daha hızlı ve daha yüksek değer artışı yaşadığına dair grafikler konulurken, fiyat istikrarına parasal gelişmelerin etki yönü (parasal aktarım mekanizması) şema grafiğiyle gösterildi. Bu grafikte, kur istikrarının normal aktarım yönü dışından doğrudan enflasyon beklentisine de etki etmesine dikkat çekildi. Kura ilişkin bir başka şemada ise para politikasında gevşeme ihtimalinin yerli paranın değerinin düşmesine yol açmasına ilişkin temel bilgi verildi.

Sunumda, dış ticaretteki dengede kur etkisi nedeniyle düşüşlerin görülmesine, Türkiye’nin reel faizlerinin benzer ülkelerle karşılaştırılmasına yer verilirken piyasa faizini düşüren ana etkenin “beklenen enflasyon” olmasına dikkat çekildi. Enflasyon beklentilerinin de Merkez Bankası hedefinden uzakta olduğu bilgisi verildi. Para politikası duruşunun da beklenen enflasyona en fazla etkiyi eden unsur olmasına dikkat çekildi. Piyasa faizlerini düşürmek amacıyla da istikrar ve güvenin devamı, mali disiplin, enflasyonu düşürmeye odaklı para politikası gerekliliği vurgulandı.

Türkiye’nin 1999’dan bu yana özel sektör yatırımlarının GSYH’ye oranının dalgalanmakla birlikte neredeyse yatay seyrettiğine yönelik grafik yanında, faizler dışında belirsizliğin de yatırımlara negatif etki edebildiği hatırlatıldı. Yatırımları artırmaya yönelik ilave olumlu etkinin ise yapısal reform ve tasarruf artışı ile sağlanabileceği vurgulandı.

Merkez Bankası’ndan “güven verici adım atılmalı” mesajı

Sunumda, yatırımları artırmak için ana etken olarak gösterilen “piyasa faizlerinin” düşmesi için yapılması gerekenler sıralanarak bunların, “İstikrar ve güven artırıcı adımlar, mali disiplin-kamu borç yükünün hafifletilmesi, fiyat istikrarına odaklı bir para politikası duruşu” olduğu kaydedildi. Bu adımların atılmasının risk primini düşüreceği, enflasyon beklentilerini düşüreceği ve bunun da kademeli olarak piyasa faizlerinin geriye gitmesini sağlayacağı kaydedildi. Merkez Bankası’nın bu bölümde, “istikrar ve güven artırıcı adım” ifadesi, bu yönde bir mesaj verilmesini beklediği şeklinde yorumlandı.

“Faizlerin düşmesi yapısal reformlara bağlı” yanıtı

Merkez Bankası sunumunda, Türkiye’nin yanı sıra gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin piyasa ve politika faizlerine ilişkin tablolara da yer verildi. Gelişmekte olan ülkeler bu tablolarda, risk primi yüksek, yüksek cari açık verenler olarak sınıflanırken, faizlerin yüksek olmasındaki belirleyicilik unsuruna da yer verildi. Türkiye’nin yüksek cari açık veren gelişmekte olan ülkeler sınıflamasına dahil edilmesi ve faizlerin yüksekliğinin ana nedeninin “yüksek enflasyon” olarak gösterilmesi dikkat çekti.

Piyasa faizinin oluşmasındaki etkenlerin sıralandığı grafikte ise en önemli etkenin enflasyon beklentisi, ikincil etkinin beklenen reel (denge) faizi ve risk primi olduğu vurgulandı. Türkiye’de enflasyon beklentilerinin, yıl sonu, 12 ve 24 ay sonrasına ilişkin olanlarında, bir önceki anket dönemine göre düşüş gözlenmeye başlandığı hatırlatılarak, “Para politikası duruşu enflasyon beklentilerinin en önemli belirleyicileri arasındadır” ifadesi kullanıldı.Sunumun diğer bölümlerini, temel ekonomik göstergelerdeki son gelişmelere ilişkin bilgi oluşturdu.

Görüşme temkinli karşılandı

ING Bank Kıdemli Ekonomisti Muhammet Mercan, “Toplantı sonrası Merkez Bankası’nın hızlı ve sert faiz indirimi yapmasına yönelik bir çağrı olmadığı için pozitif bir durum var. Ancak şu aşamada konuyu sağlıklı değerlendirebilmek için yeterli bilgi yok. Ancak en azından piyasayı olumsuz etkileyecek bir açıklama gelmemesi pozitif algı oluşturdu diyebiliriz” dedi. İntegral Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Beste Naz Süllü ise Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın faizleri düşürmenin yolunun fiyat istikrarından geçtiği fikrine bağlı kaldığını vurgulayarak; "Henüz piyasalara yön verecek net bir açıklama gelmedi. Dolar 2,60’ın altını göremese de 2,57-2,58 bandının kırılamaması piyasanın temkinli olduğunu gösteriyor. Önümüzdeki hafta Fed açıklamaları ve PPK toplantıları öncesinde piyasa temkinli bir bekleyiş havasında” diye konuştu.

Bu konularda ilginizi çekebilir