"Fed kararlarının Türkiye'ye etkisi marjinal olacak"
İSTANBUL - Dünya Bankası Finans ve Özel Sektör Geliştirme Bölümü Doğu Asya ve Pasifik Bölgesi Direktörü Tunç Tahsin Uyanık, Fed kararlarının etkilerine ilişkin, "Bunların Türkiye'ye etkisi marjinal olacaktır. Sistem şu anda Türkiye'de o kadar riskli değil" dedi.
Uyanık, Fed'in ve diğer merkez bankalarının parasal genişleme konusunda aldığı kararların gelişmekte olan ülkelere etkisi ve Türkiye ekonomisine ilişkin açıklamalar yaptı.
Küresel finansal krizden sonra Finansal İstikrar Kurulu'nun (Financial Stability Board-FSB) ve Basel standartlarıyla bağlantılı olarak değişik merkez bankalarına çeşitli yaptırımlarda bulunduğunu anlatan Uyanık, bu yaptırımların bazı yönleriyle olumlu olduğunu ifade etti.
Yaptırımların amaçlarının finansal stabiliteyi sağlamak olduğunu dile getiren Uyanık, şunları kaydetti:
"Çünkü finansal stabilite sağlanmasaydı risk giderek büyüyecekti. Orta ve uzun vadede halk daha fazla zarar görecekti. Geçmişte Türkiye'de olduğu gibi bazı ülkelerin milli gelirinde yüzde 20-40 düzeyinde değer kayıpları oluyor. O nedenle stabiliteye yönelik yapılan yaklaşımların fazla olumsuz değerlendirilmemesi lazım. Bazı ülkeler için karlı ve önemli olan stabilite, gelişmekte olan bazı ülkeleri de olumsuz etkileyebiliyor."
FSB ve Basel kriterlerinin etkisiyle özellikle global düzeyde önemli ülkeler ve bankaların, çevre ülkelerden fonlarını çıkarmaya başladığını söyleyen Uyanık, şöyle devam etti:
"Bunun da bazı gelişmekte olan ülkelerde ters etkileri oldu. Nasıl ters etkileri oldu? Sermaye Yeterliliği Rasyosundaki (SYR) KOBİ'lere verilen kredilerin risk ağırlığını artırdılar ve KOBİ kredilerinden çıkmaya başladılar. Aktiflerinde likit varlıkların ağırlığını artırdılar. Ayrıca bilanço dışı kalemlerin riskini artırmaları da hem ticaret finansmanını hem de KOBİ'leri vurdu. KOBİ'leri vurunca bazı ülkelerde bu çıkışlar o sektörleri özellikle etkiledi. Bunun etkisi kimi yerde çok, kimi yerde az oldu. Türkiye'de pek etkili olmadı. Sebebi ne? Türkiye zaten likitti ve Türkiye'deki bankaların sermaye yapısı güçlüydü. O yüzden Türkiye hükümet kararıyla da güzel politikalar uyduladı. Reel sektörü beslemeye devam etti."
Fed'in ya da Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) aldığı çeşitli kararların piyasaları etkilediğini söyleyen Uyanık, "Bunların Türkiye'ye etkisi marjinal olacaktır. Sistem şu anda Türkiye'de o kadar riskli değil. Birtakım dalgalanmalar tabii ki olacaktır. Bunlar konjoktürel olacaktır. Türkiye'nin yapması gereken, kalıcı reformlar yapmaktır" dedi.
Merkez Bankası'nın son dönemde uyguladığı politikalara da değinen Uyanık, şunları söyledi:
"Şu ana kadar düzenli ve anlamlı gidiyor. Konjonktüre göre kendilerini organize ediyorlar. Pek eleştirilecek tarafı yok. Şu anda hala Türkiye'de büyüme varsa, çünkü çevre ülkelere bakılınca özellikle Avrupa'da çok düşük, hatta negatif büyüme var. Çin'de giderek sıkıntılar yaşanmaya başlıyor. Türkiye belli bir ölçüde bunu koruyor. Korumasında da dengeli politikaları etkili oluyor. Enflasyonu artırmadan büyümeyi sürdürmek çok zordur ve Türkiye bunu başarıyor. Günlük olaylarda bazen sapmalar olabilir. Zaten uzun vadeli baktığınızda Türkiye'yi dışarıda en çok prestijini artıran ekonomi yönetimi oldu. Gayet güzel yönetiler ve iyi gidiyor. Dış politikada iyi gidiyoruz."
[PAGE]
"Ulaştırma, köprü, havalimanı gibi projeler İslami finansman modeline çok uygun"
Tunç Tahsin Uyanık, Türkiye'de son günlerde yaşanan olayların yatırımcıları etkileyip etkilemediği yönünde Dünya Bankası olarak herhangi bir çalışma yapmadıklarını belirterek, "Buna yönelik yaptığımız bir çalışma yok. Dışarıdan gördüğümüz ve gazetelerden okuduklarımız var. Onlara bakarak da konuşmak yanlış olur. Çünkü bu bir gösterge değil. Bunlar psikolojik hareketler. Temel göstergelere bakmak lazım. Burada tek kaygılanacak şey, 'iş uzarsa sarsılır mı?' Güvenin sarsılmaması gerekir. Çünkü yatırımcı güvenli yere yatırım yapar" diye konuştu.
Körfez sermayesinin Türkiye'ye gelmesi açısından İslami enstrümanlar hakkında da değerlendirmeler yapan Uyanık, şunları dile getirdi:
"Türkiye birçok anlamda potansiyeli olan bir konumda. Hem Körfez ülkelerinin hem de Uzak Doğu'daki Müslüman ülkelerin Türkiye'ye ilgileri var. Türkiye'nin ekonomik anlamda stabil durumda olması ve yatırım imkanlarının fazla olması nedeniyle ilgi görüyor. Çünkü Türkiye büyük projeler yapan ve büyük projler düşünen bir ülke. Böyle olduğu zaman da finansmanın İslami finansmanla sağlanması da mümkün. Neden? Ulaştırma, köprü, havalimanı gibi yatırım projeleri İslami finansman modeline çok uygun. İslami finansmanla ilgili bir fonlama yapabilmek için sabit bir varlık olması lazım. Bu tür işler Türkiye'de çok yeni.
Ama bugüne kadar iyi işler yapıldı."