‘Siyah kuğu’lar kendini gösterse de borsada daha gidecek yolumuz var

Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen’e göre geçen sene hep negatif sürprizlerle karşılaşan piyasa bu sene daha çok pozitif sürprizlerle karşılaşacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen’e göre geçen sene hep negatif sürprizlerle karşılaşan piyasa bu sene daha çok pozitif sürprizlerle karşılaşacak. Aynı Trump’ın siyasi geleceği ve Brezilya’daki rüşvet skandalı gibi ‘siyah kuğu’lar diyebileceğimiz önceden öngörülemeyen ama ufak dalgalanmalar yaratan oynaklıklar yaşayacağız. Zeki Şen, “Borsa için pozitif görüşümüzü devam ettiriyoruz. Araştırma Bölümümüzün 12 aylık endeks hedefi 109 bin 500. Bu yüzde 12.5’lik bir prim potansiyeli olduğuna işaret ediyor. Bu yüzden yatırımcılara önerdiğimiz tüm portföy dağılımlarında hisse senedi ağırlıklı olmaya devam edecek” dedi.

Borsa İstanbul’da hareketli bir haftayı geride bıraktık. Ufak ufak soluklanarak, geçen yılı telafi etmeye çalışan endekste artık 100 binleri konuşuyoruz. 100 bin barajına gelen Borsa İstanbul’un ve piyasaların bundan sonraki yolculuğunu Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen ile konuştuk.

►Gidişatı MB değiştirdi: Gelişmekte olan ülkelere yatırımcı iştahı 2016’nın üçüncü çeyreğinden itibaren olumsuzdu. Trump’ın Başkan seçilmesinin ardından da bu negatif hava sürdü. Ocak ayına girerken ve aslında tüm beklentiler de negatifk en 2 gelişme oldu. Bunlardan biri Trump’ın tüm vaatlerini yerine getiremeyeceği beklentisiydi. Bu Trump ile değer kazanan doların yine Trump ile bir miktar değer kaybetmesine neden oldu. Diğeri ise yurtiçinde Merkez Bankası’nın Geç Likidite Penceresi üzerinden fonlama yapmaya başlaması oldu. Bu hamlenin ardından TL’de değer kazanma sürecinin başladı.

► Borsada yükseliş, beklediğimizden erken başladı: Geçen yılın sonunda gelişmekte olan ülkelere para girişinin yaşandığı dönemlerde Türkiye’nin negatif ayrıştığını gördük. Biz 2016 sonunda riskler nedeniyle Borsa’nın çok ucuz kaldığını ve bunun da önemli bir getiri potansiyeline işaret ettiğini söylüyorduk. Bugün baktığımızda sene başından bu yana Borsa’daki kazanç yüzde 25’leri buldu. Aslında Borsa'daki yükselişin birinci çeyreğin sonunda başlamasını bekliyorduk ama yükseliş bizim beklentimizden de önce ocak ortasında başladı.

Bu yükselişin beklediğimizden önce başlamasının en önemli nedeni Türk Borsası’nın hak ettiğinden daha fazla satışla karşılaşması ve TL’nin de aşırı değer kaybetmesi ve işte tam bu noktada Merkez Bankası’nın TL’yi destekler yönde çok ciddi önlemler almaya başlamasıydı. BIST100 5 yıllık F/K ortalamasının 2 standart sapma aşağısına kadar düşmüştü. O günden beri ciddi bir toparlanma yaşandı.

►Hedef 109.500: Borsa için pozitif görüşümüzü devam ettiriyoruz. Araştırma Bölümümüzün 12 aylık endeks hedefi 109.500. Bu yüzde 12.5’lik bir prim potansiyeli olduğuna işaret ediyor. Bu yüzden yatırımcılara önerdiğimiz tüm portföy dağılımlarında hisse senedi ağırlıklı olmaya devam edecek.

►Daha rakipleri yakalayamadık: Borsada dip seviyelerden belli noktalara geldik ama günümüz ortamında faiz yüksekken, enfl asyon çift hanelerdeyken, kur hala son 3 senenin gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü performansı gösteriyorken Borsa’ya zirve yaptı dememek gerek. Değerlemeler açısından gelişen ve gelişmekte olan ülke borsalarında geçtiğimiz dönemde çok ciddi ralliler yaşandı. Borsamız her ne kadar kendi ortalama değerleme çarpanları seviyelerine yakınlaşmış olsa da karşılaştırmalı olarak baktığımızda kendi tarihi değerlemelerinin en üst bandında işlem gören diğer borsaları yakalamış değiliz.

Tabii bir yandan da hiçbir fiyat sonsuza kadar da yükselmez. Mutlaka ara ara kar realizasyonları gelecektir ama yeni bir gelişme olmadığı takdirde mevcut konjonktürde biz geri çekilmeleri alım fırsatı olarak görmeye devam ediyoruz. Bundan sonraki süreçte, Türkiye’yi reform ya da yatırım ajandasıyla öne çıkartacak bir haber akışı ise bu defa BIST’in pozitif ayrışmasını da gündeme getirebilir. Bu olmasa da global konjonktürün etkisiyle tüm gelişmekte olan ülkeler sepeti olarak yükselmeye devam ederiz.

► Sistematik riskler tek tek çözülüyor: Global gelişmelere baktığımızda Trump’ın ekonomik politikalarının artık Fed’i agresif bir faiz artırımı konusunda zorlamayacağı beklentilerinin ağırlık kazandığını görüyoruz. Avrupa’nın önemli ülkelerinde seçimlerin yapılmasının ardından sistematik risklerin birer birer azalması önemli. Bir sene önce düşündüğümüz ‘Avrupa’da seçimler yapılacak ve aşırı sağ söylem kuvvetleniyor, AB çözülüyor mu?’ endişesi geride kaldı. Parite tarafında da euro lehine düzelme yaşandı. Avrupa ekonomilerinde toparlanma var. Geçen sene hep negatif sürprizlerle karşılaşan piyasa bu sene daha çok pozitif sürprizlerle karşılaşacak.

Önümüzdeki dönemde Türkiye piyasasını cazip kılacak faktörlerden biri büyüme tarafında da bu sene pozitif haberler gelecek olması, diğeri de hisse fiyatlarının diğer gelişen ülke borsalarına göre ‘ucuz’ olmaya devam etmesi olacak. Nitekim baktığınızda Borsa’nın en kötü dönemlerinde bile yabancı çıkışının kuvvetli olmadığını hatta girişler olduğunu gördük. Tahvil tarafındaki çıkışlar da sene başında MB’nin kararının ardından önce durdu, sonrasında ise girişler yaşandı. Şimdi hem hisse hem de tahvil tarafında sene başından bu yana yaklaşık 3.5 milyar dolar para girişi var. Düşük kur, yüksek faiz, iyi gelen şirket karları ve büyümenin desteğiyle ilk yarıda da iyi gelmesi beklenen bilançolar da piyasayı destekleyecek.

► Dalga içeriden değil, dışarıdan gelir: Yılın kalanında bir miktar volatilite görebiliriz. Biz aslında yılın kalanında Türkiye kaynaklı bir volatilite artışı öngörmüyoruz. Esas itibariyle bir olumsuzluk yaşayacaksak yurtdışı kaynaklı olacaktır. Kısa vadede Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen’e göre geçen sene hep negatif sürprizlerle karşılaşan piyasa bu sene daha çok poziti f sürprizlerle karşılaşacak.

Trump’ın siyasi geleceği ve Brezilya’daki rüşvet skandalı bir dalgalanma yarattı ama bundan sonra da ‘siyah kuğu’lar diyebileceğimiz önceden öngörülemeyen ama ufak ufak dalgalanmalar yaratan haberler oynaklığa yol açacaktır. Bugün dünya borsalarının genel olarak toplu bir yükseliş yaşandığını da gözden kaçırmamak lazım. Yurtiçinde kabine revizyonu ile ilgili gelişmelerin de piyasa tarafından dikkatle izleneceğini söyleyebiliriz.

► 2 yıllık gösterge 100 baz puan düşer: Merkez Bankası GLP yoğun olarak kullandığı için ağırlıklı ortalama fonlama faizi yüzde 12 civarında seyretmeye devam ediyor. Önümüzdeki dönemde enfl asyonda yavaş yavaş düşüşün başlayacağını hesaplıyoruz. Merkez Bankası’nın sonbahardan itibaren bir miktar fonlama tarafında gevşemeye gitmesi, daha fazla likidite vermesi ve fonlama faizini düşürmesini bekliyoruz. Enfl asyonun yüzde 9’lar civarına gerilediği bir ortamda MB’nin fonlama faizi de yüzde 10-11’ler arasında oluşmaya başlayacaktır. Kısa vadeli tahvil faizleri daha hızlı, uzun vadeli tahvil faizleri ise daha yavaş gerileyecektir. Özellikle tahvil piyasasında 2 yıllık gösterge tahvilde yıl sonuna doğru 100 baz puanlık düşüş bekliyoruz.

► Dolarda 2.5'in altı Fed'e bağlı: Dolar hızlı yükseldi, hızlı geri geldi. Haziranda Fed’in faiz artırımına piyasa kesin gözüyle bakıyor. Yılın kalanı için 2 faiz artırımı beklentisini koruyacak mıyız? Yoksa tek faiz artırımı beklentisine dönecek miyiz? Göreceğiz. Fakat, her ‘Fed’ denildiğinde kurlarda bir değer kaybı görüyoruz. Bu defa da bir miktar değer kaybı görebiliriz. Bu sefer oynaklığın daha az olmasını bekliyoruz. Geçen sene TL opsiyonlarda yüzde 25’lere varan oynaklık vardı. Şimdi yüzde 10’lara geriledi.

Oynaklık bu seviyede kalırsa dolardaki global değerlenme piyasayı çok rahatsız etmez. Dolarda 3.50’nin altını konuşabilmek içinse Fed fiyatlamasından vaz geçmemiz lazım. Ama şu anki refl ekste 3.5’e yaklaştıkça hem yerli hem yabancı yatırımcıdan alım görüyoruz

İbre Tl'yi gösteriyor

Bir dönem 4.0 TL’ye tırmanan dolarda artık eski tansiyon kalmadı ama Zeki Şen’e hala en çok sorulan sorunun ‘alalım mı?’ olduğunu söylediğimizde şu cevabı verdi: “Yatırımcının bakması gereken ‘ben nereden döviz alırım’ değil, ‘ben nereden dövizimi satarım da TL faizinden yararlanırım’ olmalı. Sene başından bu yana yerli yatırımcılar 15 milyar dolara yakın döviz aldılar. Henüz burada çözülme görmüyoruz. Biz, şu anda yabancı yatırımcı girişinden daha çok yerli yatırımcının dövizinden ne zaman vaz geçeceğine bakıyoruz. Geçen yılki türbülansın ardından yerli yatırımcının dövizini elinde tutma refl eksi de anlaşılabilir. Geçen yıl bir neslin hiç görmediği olaylar yaşadık. Bu yıl o riskler yok. Sadece getiri potansiyeline baktığınızda dahi ibre TL’yi gösteriyor.”

Bu yılın makro tablosu daha iyi

“Ekonomi tarafında en büyük sıkıntı hala çift hanede seyreden enfl asyonda” diyen Zeki Şen, “2017 ortalamasının çift hanede devam edeceğini düşünüyoruz. Fakat, sene sonuna doğru hem TL’deki görece istikrar sayesinde hem de gıda fiyatlarındaki sakinleşmenin etkisiyle enfl asyonun seneyi yüzde 9 civarında kapatacağını hesaplıyoruz. Büyüme beklentimiz yüzde 3, bu beklentimizde yukarı yönlü riskler ağırlıkta. Cari açık/milli gelir beklentimiz yüzde 4,7 düzeyinde. 2017 yılında makro tablonun 2016’dan daha iyi olacağını öngörüyoruz ki aslında borsa da bunu şimdiden satın alıyor” değerlendirmesini de yaptı.

Portföyün 3'te 1'i hissenin

Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen’e yatırımcılara tavsiyesini de sorduk. Yatırımcılara portföylerinin en az üçte birinin hala hisse senedinde olması gerektiğini söylediklerini ifade eden Zeki Şen, “Sene başında yüzde 40-45 diyorduk şimdi endekste geldiğimiz seviyeler itibarı ile hisse oranını yüzde 35’e çektik. Bugünkü mevduat faizinden de yararlanılması gerekir. Faizlerde düşüş öngördüğümüz için tahvil ve ek getiri imkanı sunduğu içinde özel sektör tahvilleri önermeye devam ediyoruz.

Döviz ve altın önermiyoruz. Altında terör ya da jeopolitik gelişmeler kaynaklı hareketler oluyor ama fi yatları yatırımcı açısından gerçekten cazip seviyelere taşıyacak bir sebep yok. Dünyada ciddi bir enfl asyon kaygısı da yok. Üstelik ABD’nin faiz artırdığı bir dönemdeyiz, yani altını yükseltecek ekonomik bir sebep yok. TL faizlerinin seviyesine baktığınızda döviz yatırımının önemli bir getiri şansını ıskaladığını görüyorsunuz. Mutlaka döviz taşımak isteyene ise ister Hazine, ister bankaların ihraç ettiği dolar cinsi eurobond tavsiye ediyoruz” bilgisini paylaştı.