'Yabancı yatırım için siyasi istikrarı sağlayın'

Saxo Bank Makro Analisti Dembik, “Gelişmekte olan piyasalardan ABD piyasalarına çok büyük para girişleri oluyor. Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerden çıkışlar yaşanıyor. Gelinen süreçte daha iyimser bir tablo bulunsa da gelişmekte olan ülkelerde siyasi istikrar çok önemli” dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AYDIN ŞAHİNALP

İSTANBUL - Çoklu varlık, trading ve yatırım uzmanı olan Saxo Bank Grubu’nun Türkiye iştiraki Saxo Capital Markets'in düzenlediği toplantıda konuşan Saxo Bank Makro Analisti Christopher Dembik, siyasi gelişmelerin piyasalara etkilerini değerlendirdi.

Dembik, 2017'de finans dünyasını siyasi gelişmelerin yönlendirdiğini, yatırımcıların politik riske çok önem verdiklerini, bunun da temel bir risk oluşturduğunu ifade ederek, “Arka arkaya gelen Avusturya, İtalya, Hollanda, Fransa seçimleri ve eylül ayındaki Almanya seçimi, Avrupa'daki tabloyu belirledi.” dedi.

Fed’in haziran ayında faizleri artırmasının Türkiye ve gelişen ülke ekonomilerini etkileyeceğini belirten Dembik,  “ABD’de hala faiz oranları çok düşük. Fed’in haziranda faiz oranlarını artıracağına dair herhangi bir şüphemiz yok. Buradaki en büyük mesele faizlerdeki normalizasyonun gelecek aylardaki hızının ne olacağı. İkinci yarıya bakmamız gerekiyor. En azından bir faiz artışı daha gelecektir. Gelişmekte olan piyasalardan ABD piyasalarına çok büyük para girişinin olduğunu görüyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde siyasi istikrar çok önemli. Türkiye ve gelişmekte olan ülkelerden çıkışlar yaşanıyor. Ancak gelinen süreçte daha iyimser bir tablo bulunuyor.” diye konuştu.

Faizler yabancı yatırımcının kafasını karıştırıyor

Dembik, dünyadaki yeni hikayeyi ortaya çıkaran üç önemli gelişmeyi “ABD ve Çin'de kredi döngüsü yavaşlaması”, “İngiltere nin Brexit’in gerçek etkisini hissetmesi” ve “şu ana kadar Euro Bölgesi'nde pozitif büyüme momentinin hakimiyeti” olarak sıraladı. Türkiye’deki altı faiz göstergesinin yabancı yatırımcının kafasını karıştırdığını belirten Dembik, “Elbette ki kafa karışıklığı sermaye yatırımcıları için iyi değildir. Yatırım çekme konusunda en iyi performans gösteren ülkeler bu alanda çok basit bir şekilde iletişim kuruyor. Birçok ülkede bir ya da iki faiz oranı vardır. Bundan fazla yoktur. Ve bir ülkede altı faiz göstergesi varsa bu gerçekten çok fazla ve yabancı yatırımcıların kafasını karıştırıyor. Bu karmaşıklığı yabancı yatırımcının anlaması çok zor olacaktır” dedi.

Yatırımcılar için kısa vadede riskleri ve fırsatları değerlendiren Analist Christopher Dembik, “Kısa vadede risklere baktığımızda ABD Başkanı Donald Trump’ın kısıtlanması öne çıkıyor. Ancak Kongre’deki duruma göre azil edilme süreci şimdilik uzak bir ihtimal. En kötü ekonomik durumlarda bile fırsatlar bulunur. Brezilya gibi ülkelerde hisseler çok ucuz. Bu başka ülkelerde de fırsatlar olduğu anlamına geliyor. Avrupa Birliği’ndeki gelişmelere son derece olumlu bakıyorum. ABD şu anda çok akıllıca adımlar atmıyor. Ancak Japonya ve Avrupa’da çok sayıda fırsat söz konusu. Eğer sektörlere derinlemesine bakarsak, savunma endüstrisi içerisinde Avrupa ülkeleri Gayri Safi Yurtiçi Hasılalarının yüzde 2’sini savunmaya harcayacak.”

Saxo Capital Türkiye Genel Müdürü Savaş Divanlıoğlu da şu değerlendirmeyi yaptı: “Türkiye’deki faizler mutlaka yatırımcıların kafasını karıştırıyor. Ne kadar basit bir faiz ortamı sunarsanız yatırım yapması o kadar kolaylaşacaktır. Merkez Bankasının işi maalesef çok zor. Çünkü bir sadeleştirmeye gidiliyordu. Faizleri çok hızlı bir şekilde aşağı doğru çektik. Özelikle üst koridoru altta yaklaştırma usulüyle yavaş yavaş tek bir faize doğru gitmeye çalışıyorduk. Darbe girişimi ve üstüne birçok terör olayı olunca ve maalesef ülkemiz riskleri çok fazla artınca para birimimiz diğer para birimlerine karşı ciddi değer kaybetmeye başladı. Merkez Bankası buna bir süre direndi. Fakat ocak ayında doların 3.90’lara çıkmasının kontrol edilmesi gerekti. MB'de geç likidite penceresinden piyasayı fonlamaya yönelmek zorunda kaldı. Başarılı şekilde TL’yi kontrolü altına aldı. Ve TL şu anda 3.50-3.60 bandında stabilleşiyor” dedi.

Avrupa’da 'Merkcron' ruhu

Avrupa piyasalarındaki iyimserliğin çok sürmeyeceği öngörüsünde bulunan Dembik, Merkel ve Macron’a atfen “Merkcron” benzetmesi yaptı. Ve ekledi: “Macron Yunanistan krizini çözmek istiyor. Bunu hemen Merkel ile konuşmadı. Euro Bölgesi ülkeleri için bileşik bir vergilendirmeyi düşünüyor. Fransa’da kurumsal vergiler yüzde 30 civarında. Fransa bunu Avrupa seviyesiyle bütünleştirmek istiyor. Avrupa’nın derin ve büyük reformlara ihtiyacı var. Avrupa’nın lideri de Merkel olacak. Çünkü para Almanya’da. Para kimdeyse o güçlüdür. Almanya’nın ekonomisi Fransa’ya göre çok daha iyi durumda.”

Rand yerine Türk Lirası

'Carry trade' işlemlerinde Türk Lirasının kısa vadede daha avantajlı olduğunu vurgulayan Dembik, “Güney Afrika’da siyasi durum çok karışık. Güney Afrika’nın Merkez Bankası Fed politikalarını takip eder. Ayrıca Güney Afrika’da uzun vadede birçok volatilite var. Devlet Başkanı Zuma da istifa etmek istemiyor. Ve ülke ekonomisi emtiaya göbeğinden bağlı. Dolayısıyla bu sorunlar ortadan kalkmayacak ve kısa vadede randda karşı Türk Lirası’na daha olumlu bakıyorum” diye konuştu.