Yüksek faizin etkisi üçüncü çeyrekte görülecek
Banka analistleri, artık yüksek bir faiz ortamına girildiğine dikkat çekerek, bunun kısa vadede sektörde aşağı yönlü revizyonlar gerektireceğinin altını çiziyor.
İSTANBUL - Fed'in tahvil alımlarını bu yıl yavaşlatacağı yönündeki açıklamaları ve hükümet karşıtı gösterilerin etkisiyle son bir ayda yükselen faizler, bankacılık sektöründe yeni bir yüksek faiz dönemine girildiğine işaret ederken, yılın geneli için yüzde 10 civarı olan kâr artış beklentisinin de, üçüncü çeyrekten itibaren aşağı revize edilmesi bekleniyor.
Sektörün kârlılığında ikinci çeyrekte ise bir daralma beklenmiyor.
Reuters'ın sekiz aracı kuruluşun katılımı ile oluşturduğu anketinde BIST-100'de işlem gören 6 büyük bankanın net kârının, geçen sene ikinci çeyreğe göre, kredi hacmindeki artış ve bu kredilerden elde edilen komisyonların da desteği ile yüzde 20 artışla 4.3 milyar lira olması öngörülüyor.
Türk bankacılık sektöründe, faizlerin arttığı bir ortamda, vade uyumsuzluğundan dolayı ortalama 60 gün olan mevduatlardaki faiz artışının bankalara maliyet etkisinin ise özellikle üçüncü çeyrekte görüleceği, kâr baskısının da en çok bu çeyrekte hissedileceği belirtiliyor.
Türkiye'de 2001 krizinin ardından faizler yüzde 50'li rakamlardan düşerek Mayıs ortasında yüzde 4.61 ile tarihi en düşük seviyeye geriledi. Ancak faizler Fed'in tahvil alımlarını bu yıl yavaşlatacağı beklentisi ve hükümet karşıtı gösterilerin de etkisiyle neredeyse ikiye katlanarak yüzde 9.53'e kadar yükseldi.
Gösterge faiz şu anda yüzde 9 seviyesinin biraz altında seyrediyor. Bu gelişmelere paralel, TCMB de faiz koridorunu genişletici yönde ölçülü bir adımın 23 Temmuz tarihli PPK toplantısının gündemine alınacağını açıkladı.
Finansal piyasalardaki bu sıcak gündemin yanı sıra, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın bankalarla ilgili açıklamaları ise sektördeki her türlü gelişmenin daha yakından takibine neden oluyor.
Erdoğan son dönemde, "faiz lobisinin" Türkiye'nin büyümesini ve ekonomik istikrarını hedeflediğini açıklarken, kredi kartı kullanımını da eleştirmişti. Ayrıca, SPK ve BDDK da art arda piyasadaki işlemlere yönelik incelemeler başlatmıştı.
Yüksek faizlerin kâra olumsuz yansıması esas Q3'te görülecek
Banka analistleri, artık yüksek bir faiz ortamına girildiğine dikkat çekerek, bunun kısa vadede sektörde aşağı yönlü revizyonlar gerektireceğinin altını çiziyor.
Ayrıca, ekonominin büyüme hızındaki yavaşlama beklentisinin de sektörü sorunlu kredi riskine açık hale getirdiği belirtiliyor. Garanti Yatırım Bankacılık Analisti Recep Demir, son dönemdeki faiz artışlarının ikinci çeyreğe yansımadığını ve sektörün ikinci çeyrekte genel olarak iyi bir kâr açıklayacağını belirterek, esas negatif etkinin üçüncü çeyrekte görüleceğini söyledi.
Faiz artışlarına paralel mevduat faizlerinin arttığını kaydeden Demir, "Mevduatın vadesi ortalama 60 gün. Vade uyumsuzluğundan dolayı asıl mevduat faizlerindeki artışın bankalara maliyet etkisini üçüncü çeyrekte göreceğiz. Genel olarak sektörde asıl görünüm bozuldu. Bu yıl için yüzde 10 gibi bir kâr büyümesi tahmini var. Ama bu artık olmayacak. Faizlerdeki yükselişten dolayı yavaş yavaş aşağı yönlü revizyonlar göreceğiz" dedi.
Demir, kârlarda yüzde sıfırlara doğru revizyonlar yapılabileceğini belirterek, "Hatta eksilere doğru revizyonlar da olabilir. Kâr daralması olabilir" diye konuştu.
Bankacılık sektörünün net kârı 2012'de yüzde 19.2 artışla 23.6 milyar lira olurken, bu yıl Mayıs döneminde ise yüzde 18.7 artışla 11.4 milyar lira net kâra ulaştı.
Sektör temsilcileri bu yıl başında net kârın yüzde 12-14 aralığında artışla 26 milyar liraya çıkmasını bekliyordu.
Ancak Mayıs ayında kredili mevduatta faizin düşürülmesi kararının ardından sektör kârının yüzde 2-5 arasında düşeceği beklentisinin ardından, son faiz artışlarıyla net kârın daha da daralması öngörülüyor.
Sorunlu kredilerden gelen riskler olabilir
TEB Yatırım Bankacılık Analisti Sadrettin Bağcı, bankacılık sektörü kârının bu yıl için yüzde 12 civarında artmasını beklediklerini, ancak faizlerdeki artışın da etkisiyle bunu yaklaşık yüzde 8’ler seviyesine çektiklerini söyledi. Faiz artışının esas etkisinin üçüncü çeyrekte sektöre yansımasının beklendiğini ifade eden Bağcı, "İkinci çeyrekte ise çok belirgin bir marj düşüşü beklemiyoruz. Dördüncü çeyrekte biraz daha normalleşme olacaktır. Ancak genel olarak yılın ikinci yarısında kârların biraz azalacağını söyleyebiliriz" dedi.
Bağcı, bankaların faizlerdeki yüksek seviyeye kendini adapte edebileceğine belirterek, önümüzdeki dönemde sektörde diğer bir sorunun ise ekonomik büyümedeki yavaşlamaya paralel sorunlu kredilerde yaşanabileceğine dikkat çekti. Sektörde takipteki kredi rasyosu yüzde 3'ler seviyesinde bulunuyor. Toplam kredi büyüklüğü ise 5 Temmuz haftasında 937 milyar liraya ulaşmış durumda. Türkiye ekonomisi için bu yıl yüzde 4 büyüme beklenirken, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, dünyada büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edildiğini ve Türkiye'de de benzer bir revizyonun sürpriz olmaması gerektiğini açıklamıştı.
Ekspres Yatırım Bankacılık Analisti Cihan Saraoğlu, fonlama maliyetlerindeki artışın etkisiyle yılın ikinci yarısında net faiz marjlarının, bir önceki yıl aynı döneme göre 65 baz puan daralmasını beklediklerini belirterek, "Net faiz gelirlerinin de yüzde 7 daralmasını bekliyoruz. Bazı bankalardan üçüncü çeyrek için kabaca 100 baz puanlık çeyreksel bazda net faiz marjı daralması revizyonuna gittiğini duyuyoruz. Bu belki tüm yıl için net faiz marjlarında aşağı yönlü bir revizyon gerektirebilir" dedi.
Banka hisselerinin işlem gördüğü bankacılık endeksi son bir ayda yaklaşık yüzde 10 değer kaybederken, bu kayıp son üç ayda ise yüzde 16 civarında gerçekleşti. Aynı dönemlerde BIST-100 endeksi ise sırasıyla yaklaşık yüzde 4 ve yüzde 9 düştü.