'60 ülkeden gazeteci ve siyasetçiye 15 Temmuz'u anlatacağız'

AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, önümüzdeki günlerde 60’a yakın ülkeden gazeteci, televizyoncu ve siyasetçilerin Türkiye’ye davet edileceğini ve İstanbul ve Ankara’da yapılanların anlatılacağını açıkladı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Canan SAKARYA - Ferit PARLAK

15 Temmuz darbe girişimi ve ardından yaşananları anlatmak amacıyla kapsamlı bir tanıtım atağına giriliyor. Meclis, sivil toplum örgütleri, iş dünyasının içinde yer alacağı PR çalışmalarının detaylarını anlatan AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, önümüzdeki günlerde 60’a yakın ülkeden gazeteci, televizyoncu ve siyasetçilerin Türkiye’ye davet edileceğini ve İstanbul ve Ankara’da yapılanların anlatılacağını açıkladı. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Eker, “FETÖ’nün adamları gerek PR şirketleri gerekse lobi şirketleri aracılığı ile süreci kendi lehlerine çevirmek, olumsuz etkisini bertaraf etmek için olağanüstü bir enformatik kirlilik çabası içindeler” dedi. Eker, bu bilgi kirliliğin ortadan kaldırmak için yapacakları çalışmanın detaylarını Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya’ya anlattı. 

► Darbe girişimi ve sonrası tüm dünya da yankı buldu. Türkiye’de yaşananları dünyaya anlatacak mısınız? 

FETÖ’nün adamları gerek PR şirketleri gerekse lobi şirketleri aracılığı ile süreci kendi lehlerine çevirmek, olumsuz etkisini bertaraf etmek için olağanüstü bir enformatik kirlilik çabası içindeler. Yani olayı saptırıp başka yerlere taşımak, olayı gizlemek örtmek sanki darbe girişiminde bulunmamış, Parlamentoyu savaş uçakları ile bombalamamış ya da Cumhurbaşkanının 15 dakikayla kurtulduğu başarısız oldukları bir suikastı düzenlenmemiş gibi bir hareket içindeler. Sürekli yalan haberler üretiyorlar. Mısır’da, Pakistan’da İngilizce yayın yapan gazeteler ‘Türkiye’de darbe yapıldı, Erdoğan gitti’ şeklinde haberler yer aldı, dünyanın değişik yerlerinde değişik haberler çıktı. 

► Türk ekonomisinin bu konuda bir çalışma yapmaya ihtiyacı olduğunu düşünüyor musunuz? 

Kesinlikle var. Tüm dünyada bazı yayın organları ‘Bu darbe niye başarısız oldu?’ noktasında. Bu yayın organları maalesef FETÖ’nün aktörleri, bunun uygulayıcıları, piyonlarının yanında. Belli ki bunların üstünde bir üst akıl da var. Bu darbe doğrudan Türkiye’yi çökertme operasyonuydu, o kadar gözleri dönmüş ki kimin hesabına çalıştıkları belli değil. Türkiye’yi, Suriye, Irak gibi kaotik bir ortama sürüklemek istiyorlar. Biz neler yapıyoruz? Buradaki büyükelçilere mektuplar yazıldı. Dış İşleri ve AB Bakanlığı gerekli dökümanları hazırlıyor ve yabancı misyonları bilgilendiriyor. Biz de parti yönetimi olarak çeşitli platformları kullanarak her kesime anlatmaya çalışıyoruz, bilgilendiriyoruz alınan tedbirleri anlatıyoruz. Bunun arkasında başka bir şey arayanlar var ‘Olayı örtmek için diktatörlüğe gidiyor diyenler’ var. Ortada bir hırsız var bunu gören yok dikkati başka yere çekiyor. 246 vatandaşımız şehit edilmiş, binlerce yaralı var, bunların bir kısmının durumu ağır bu kadar ağır bir tablo bu kadar kötü bir durum Türkiye’nin kalbi TBMM vurulmuş. 

► Üst akıl derken kimi kastediyorsunuz? 

Kim bu bilmiyorum ama sonuçta Türkiye’nin düşmanları. Şu, bu diyemeyiz ama bunu olayların yansımaları, herkesin durduğu yer ve sahip çıktığı değer üzerinden tanımlayabiliriz. Ortada bir darbe var ve TBMM hiçbir zaman olmadığı şekilde bombalanıyor, hiçbir darbede Türkiye bunu yaşamadı. Gerek cunta teşebbüslerinde gerekse emir komuta zinciri içinde yapılan darbelerde hiçbir zaman Parlamento binası bombalanmadı. Niye ? Çünkü TBMM bu milletin kendisidir, kalbidir. Cumhurbaşkanına suikast yapmak istiyorsun, MİT’i bombalıyorsun, Polis Özel Hareket Merkezi, Ankara Emniyet Müdürlüğü, TBMM’yi bombalıyorsun. Bunu da Türkiye’nin DAEŞ ve PKK’nın hedefi olduğu bir süreçte yapıyorsun.

► PR çalışmalarında neler planlıyorsunuz? 

Türkiye’de yerleşik olan yabancı basın zaten olayı yakından takip ediyor. Meclise geliyor ve çekimler yapıyorlar. Yaşananları da, mevcut durumu da net olarak görüyorlar. Yurtdışındakiler ise kulaktan dolma şeylerle veya önyargıyla veya yönlendirmelerle yazıp çizip konuşuyorlar. Onlara da gerçekleri anlatabilmek adına, heyetler gönderilerek toplantılar yapılacak ve yaşananlar anlatılacak. Meclis üyelerinin anlatımları çok önemli olacak. Milletvekillerimizin iktidar ve muhalefetiyle, ilgili komisyon başkanları ile birlikte gidip ne olup bittiğini anlatmaları lazım. Buradaki mesele şu; Türkiye’de işler normal giderken birileri Türkiye’yi çökertmeye çalışıyor. Halkın desteği ile direndik püskürttük şimdi bunu yapan bütün unsurların elimine edilmesi lazım. Devlet içinden, ekonomik hayattan ya da STK’lardan bunlara ekonomik, psikolojik destek veren bütün bu ayaklardan koparılması lazım. Onun için OHAL’i getirdik. 

► Dışarıya ne anlatacaksınız? 

Yaşananların anlatılması konusunda hepimize, basına da, bize de herkese görev düşüyor. Bu tehlikeli bir terör örgütü bütün insanlığı tehdit ediyor. TRT’den Arap ülkelerine seslendim, şimdiden tedbirlerini alsınlar. FETÖ’nün okullarının her birisi bu örgütün fidanlığı gibidir. O fidanlıkta yetişen örgüt elemanları 10-15 sene sonra orada ya subay ya asker ya pilot olur, can yakar. Onun için Afrika, Ortadoğu, Türki Cumhuriyetler, Kafkaslar, Balkanlar hangi ülkede okulları varsa o ülkeler o okulları bir an önce tasfiye etmeli. Çünkü o okulların hepsi bir fidanlık. Biz 20 sene önce bunu görüp kavrayabilseydik, o tarihte tedbirleri alınsa, bu şebeke dağıtılsaydı bugün Türkiye’yi bombalamayacaktı. Bunlar virüs gibidir, normal mikroskopla göremezsiniz elektronik mikroskop lazım. Milletin püskürttüğü bu darbeden gerekli dersleri almalıyız, ülkemizin, bölgemizin insanlığın barışı için bütün dünya için bu tehditi bertaraf etmek için hangi okulda bunlar varsa kontrol edilmeli ve tasfiye edilmelidir. Çünkü günü gelince zarar veriyorlar. 

► Bu konuda sivil toplum kuruluşları ve iş dünyasından beklentileriniz nelerdir? 

Biz olabildiğince genel merkez olarak gereken çalışmaları yapacağız, milletvekillerimizin, sivil toplum kuruluşlarının, iş dünyasının dünyadaki muhataplarının seri şekilde bilgilendirilmesi sağlanacak. Enformatik kirliliği temiz enformasyonla izole edecek, gerçek şöyle değil böyle diyeceğiz, sosyal medya üzerinden bilgilendirmeler yapacağız, ne söyleniyor doğrusu nedir bunları anlatacağız. . Biz daha çok parlamenterlerimizin Meclis komisyonlarımız üzerinden bu faaliyetlerin uluslararası platformlardaki partnerleriyle buluşmasını düşünüyoruz. Şahıslar yanında kurumlara ulaşacak bilgiler ve onların reaksiyonları önemli. Biz de gerek kurumlara Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisine, Avrupa Parlamentosuna, Brüksel’deki diğer kurumlara, ABD’ye ve oradaki düşünce kuruluşlarına, önemli gazetelere ve televizyonlara konuşmak suretiyle mesajlarımızı vereceğiz. Anadolu Ajansı 100 sayfalık bir kitap yayınladı, bu kitap şimdi İngilizce, Almanca, Fransızca ve diğer dillerde yayınlanacak, yurtdışında bir takım organizasyonlar olacak. Özellikle ekonomi kuruluşlarının Türk özel sektörünün de devreye girmesi gerekiyor. 

► Bu toplantılar ve bilgilendirmeler ne zaman yapılacak bir takvim öngörüyor musunuz? 

60'a yakın ülkenin katılacağı bir organizasyon üzerinde çalışıyoruz. Her ülkeden üçer kişi davet edeceğiz, bunlar televizyoncu, gazeteci ve bir siyasetçi olacak. Sayı artabilir. Bu organizasyonu hemen gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Toplantılar Ankara ve İstanbul’da yapılacak, olay yerlerine giderek anlatacağız. Ve olayın içyüzünü anlamalarını sağlayacağız. 

► Bu dönemde ihbar sürecinin de işlediği ve insanların tedirgin olduğu gözleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? 

Akla kara birbirinden ayrılır kendi küçük hesabını görmeye kalkışanlar da olur bu vesileyle bu normaldir. Bu tür zamanlarda belki kurunun yanında yaşında yandığı durumlar olabilir ama bu olağanüstü hal Türkiye’yi olağanüstü tehlikelerden kurtarmak için ilan edildi. Bu halka dönük değil sadece bir örgütü tasfiye etmeye dönük. Çünkü 30 yıllık bir örgüt ve herkesten daha tehlikeli. Kendisini gizliyor, gerçek anlamda münafık. DAEŞ’i biliyorsun terör örgütü El Kaideyi biliyorsun bu öyle değil bir gün seninle birlikte namaz kılıyor, ertesi gün yardım ediyor, Türkçeyi öğretmek için okullar açıyor. Devleti ele geçirmeye çalışıyor. Çok tehlikeli bir örgüt ve bunu normal yollarla devletin içinden tasfiye etmek çok kolay değil çünkü zaman alır ve o zaman içerisinde onlar tekrar yayılır, kendilerini gizlerler ve zararlarını artırırlar. Bunu bir an önce bertaraf etmek gerekiyor OHAL’de bu yüzden ilan edildi bugüne kadar gündelik hayatı sekteye uğratacak da bir durum yaşanmadı.

Meclis bombalanırken oradaydım

Darbe girişimini nerede ve nasıl öğrendiniz o geceyi anlatır mısınız? Evim Dikmen’de, tüm Ankara semaları, uçakların sortileri, çok net görünüyordu. İçişleri Bakanını aradım telefonu kapalıydı. O, 21. 20’de Erzurum’dan uçağa binmiş. Bekir Beyi (Bozdağ) aradım konuştuk. Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımızın Ankara’da olmadığını biliyordum. Cumhurbaşkanımızın koruma müdürüne ulaştım bilgi aldım. İsmail Kahraman’ı aradım ‘ne yapalım’ diye sordum ‘buraya gel’ dedi. O arada arabam geldi. Önce Başbakanlığa gittim, Çankaya’ya 1 nolu kapıdan girdim, her tarafı karartmışlardı hiç ışık yoktu. Araçla gitmeyin tehlikeli olur dediler. 1 nolu kapıdan girip köşke yürüyerek gittim o arada dronlar, helikopterler dolaşıyordu. Tanklar da kapılara gelmişti. Bir şekilde oradan başka kapılardan çıkıp Meclise geldim Ayrancı kapıdan yürüyerek girdim. O arada helikopterler tarıyor, yolda kimi görseler ateş açıyorlardı, ateş ettiler biraz bekledik helikopter üzerimizden geçti. Genel kurula arka bahçeden girdik. Ertesi gün saat 11.00’a kadar Meclis’te kaldım.

Spekülatif hareketleri önlemenin yolları…

Tüm dünya, belirsizliklerin köpürtüldüğü ve dolayısıyla spekülatif hareketlerin arttığı bir dönemden geçerken, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirilen darbe girişimi de Türkiye üzerindeki belirsizlikleri ve spekülasyonları artırıyor. Bu nedenle yaşananların ve yapılacakların bilgi kirliliği önlenerek, tüm çıplaklığıyla ortaya konulması ve tüm dünyaya anlatılması gerekiyor. Spekülatif hareketlerin, ekonomiye zarar verip daha sıkıntılı bir döneme zemin hazırlamaması için ise bazı adımların hızla atılması gerekiyor. 60 ülkeden gazeteci, yazar, televizyoncu ve milletvekillerinin gelecek hafta Türkiye’ye davet edilecek olması bu açıdan ciddi önem taşıyor.