'7 Haziran sonrası kur yeniden dalgalanacak'

7 Haziran sonrası kurun yeniden dalgalanacağını söyleyen MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, Merkez Bankası’nın fiyat istikrarı dışında yeni açılımlar yapması gerektiğini kaydetti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CANAN SAKARYA

ANKARA - MHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Kenan Tanrıkulu, 7 Haziran seçiminden sonra kurun yeniden dalgalanacağını belirterek, “Kur politikasında, para politikasından kaynaklanan, onun da ötesinde Merkez Bankası’nın duruşundan kaynaklanan bir yanlışlar zinciri kuru zıplattı. Bundan sonra da böyle gidecek” dedi. Dünya örneklerinde olduğu gibi Merkez Bankası’nın artık fiyat istikrarını sağlamanın ötesinde yeni açılımlar ve yeni hedeflemeler içinde olması gerektiğini belirten Tanrukulu, bunun için yasal bir düzenlemeye gidilebileceğini kaydetti. 

MHP İzmir Milletvekili Tanrıkulu, partisinin seçim beyannamesi, 7 Haziran seçimleri ve ekonomideki son gelişmelere ilişkin olarak Ankara Temsilcimiz Ferit Parlak ile arkadaşımız Canan Sakarya’nın sorularını yanıtladı. 

►Partilerin seçim beyannamelerine baktığımızda asgari ücret, emekli maaşlarının iyileştirilmesi, mazot fiyatları gibi ortak noktalarda buluştuğunu görüyoruz bu neden kaynaklanıyor?

Bu aslında son 12 yıldır uygulana gelen ekonomi politikasının doğal bir sonucu. Toplumda ekonomik ve sosyal kesimler arasında uçurumlar oluşmaya başladı. Credit Suisse’in yaptığı çalışmaya göre; Türkiye’de bir yandan kaynağı belli olmayan servet, haksız bir şekilde artıp dolar milyarderleri çıkarken bir taraftan da çok kötü bir şekilde geliri hızla bozulan ya da mevcut olan servetini geçinebilmek için elden çıkaran bir kesim var. Dolayısıyla hem gelir dağılımında hem servet dağılımında bir adaletsizlik var. Bu tabii ki sonuç itibariyle bir politika açıklığına neden oluyor, herkes bunun üzerine gidiyor bu doğal bir sonuç. Ancak bazı farklılıklar da oluştu. 

►MHP seçim beyannamesini farklı kılan nedir? 

Çözüm önerilerinde çok afaki, çok uçuk, arkası olmayan belli bir ekonometrik ya da matematiksel model çalışma yapılmadan asgari ücrete “5 bin lira vereceğim” ya da “ben 100 lira daha fazla vereceğim” diyen siyasal akımlar da oldu. Ben bunları çok ciddi bulmuyorum. MHP’nin seçim beyannamesine gelince; biz 12 yılda oluşan bu tahribatı gidermek için zaten bir onarımdan bahsediyoruz. Toplumun ekonomik ve sosyal anlamda yeniden restore edilmesi gerekiyor. Bu restorasyonu sağlayacak ihtiyaçları tespit ettik, ekonomik anlamda problemler nelerdir tespit ettik. Bu sorunları gidermek için diğer siyasi partilerin söz söyleyebileceği alanlar, bizim de karşımıza çıktı. Burada asgari ücretin temel veri olması gerekiyor çünkü bir çok diğer göstergeniz veya standardınız da baz teşkil ediyor. Mesela emeklilikle ilgili daha sonra yapacağınız çalışmada asgari ücrete yaptığınız zam veya belirlediğiniz ücret önem kazanıyor. Üreten ekonomi dediğimiz temel programımızın iki temel ayağı var bir tanesi rahatlatıcı politikalar. Bu yoksul kesime yönelik sıkıntıları ortadan kaldıracak belli bir takvimle işleyecek programlar bir de bununla eş zamanlı giden kalkınma politikası. 

3rtht4.jpg

►Siyasi partilerin seçim beyannamelerini açıklamasının ardından başlayan kaynak tartışmaları konusunda ne düşünüyorsunuz? 

Bir kere kaynak var. AKP’nin 2016- 2019 yılları arasını kapsayan Orta Vadeli Programı’na baktım ‘143 milyar lira para bulacağım’ diyor o zaman aynı soru onlar için de geçerli. Sen nereden bulacaksan parayı ben de o parayı bulurum. MHP’nin taahhütlerinin toplam karşılığı 79.1 milyar lira. Ayrıca bu kadar kaynak tartışmasıyla endişe yaratıyorsanız, bir tezinizi de kendiniz çürütmüş oluyorsunuz. Türkiye’yi ilk 20 ekonomi ülke arasına soktunuz, bazen 16. bazen 17. oluyor. ‘Türkiye ekonomisi belli bir yere geldi, güçlü bir ekonomi diyorsunuz' ama 79 milyar lira kaynak bulmasından bu kadar endişe ediyorsanız o zaman sizin kurduğunuzu söylediğiniz dengeler o kadar da güçlü değil. O zaman Türkiye ekonomisi hala kırılgan bir ekonomi. Muhalefet popülist davranıyorsa AKP niye emekliye 100 lira zam yaptı. 

►MHP’nin, hiçbir politika ve proje üretmeden sadece milliyetçilik üzerinden oy oranını artırdığı yönündeki eleştirileri nasıl değerlendiriyorsunuz? 

Ben bu eleştiriyi haklı bulmuyorum. Aslında şunu da merak ediyoruz, biz bildirgemizi 3 Mayıs’ta açıkladık, 6 Mayıs’ta Genel Başkanımız mitinglere başladı. Daha bildirgesi ve mitingleri yokken oyu bu kadar yükselmiş olan bir parti sahaya çıktığı zaman doyum noktasına daha ulaşmamış demektir. Yüzde 19-20 oranındaki bir bantta olduğumuz söyleniyor, önümüzdeki günlerde bu bandı ya sağlamlaştırırız ya da biraz daha üzerine koyarız ama bu ne kadar olur bunu şimdiden söylemek kahinlik olur. “Ne yaptılar da oyları yükseldi” sorusuna gelince aslında MHP geçtiğimiz 4 yıllık sürede Meclis’te dirayetli prensiplerine uygun bir şekilde muhalefet yaptı. Seçmen MHP’nin duruşunu, ilkeli ve prensipli, taviz vermez buluyor. Çözüm sürecinde yaşanan tahribat ve yolsuzluklarla ilgili sorunların üstesinden MHP gelir diye düşünüyor. MHP’nin yükselişinin temel nedeninin arkasında MHP’nin dik ve taviz vermez duruşu etkili oluyor. Bu bizim hiçbir şey yapmadığımız anlamına gelmez, tersine kendimizi karşı tarafa anlatabildiğimizi gösterir.

►Döviz kurundaki yükseliş ve Merkez Bankası politikalarını değerlendirir misiniz? 

Merkez Bankası bir ayağına kurşun sıktı. Neden faiz silahını kullanamıyor? Kurunuz artarken Merkez Bankası olarak elinizdeki silahın bir tanesi rezerv. Kullanabilirsin ama sınırdasın zaten o kadar rezervin yok geriye kalıyor faiz. Faizde de sen elini kolunu bağladın piyasalar da faiz silahını kullanmayacağını biliyor. O silahını da çekemeyince dayak yiyen boksör konumuna geldi. Bir eli devamlı arkasında tek kolu ile savunma yapmaya çalışıyor, götüremiyor iş bir kere buradan başladı. Son bir iki yılda petrolün dışarıdan kaynaklanan nedenlerle düşmesi, enerji girdilerinin azalması, dünyadaki birtakım parasal gelişmelerden faydalandılar kendi kerametleri sanıp hızla faiz indirdiler daha sonra da siyasi nedenlerle faiz indi. Artık bir blokaj da kondu ‘Ey Merkez Bankası’ laflarıyla şimdi hiç çıkamıyor, sonuçta kur bu noktaya geldi. Şimdi seçim yaklaştığı için biraz baskılanmış durumda. Daha da enteresanı parite çok ilginç bir duruma geldi, birin altında beklenirken euro aldı başını gitti. Bu ihracatçı için iyi gibi görünüyor ama parite kaynaklı rekabetle nereye kadar gidebiliriz. Zaten ihracat son 3 aydır sürekli inişte. 7 Haziran sonrasında kurda yeniden bir dalgalanma olacak. Ama bu dışarı kaynaklı mı içeri kaynaklı mı tartışmasına dönersek bence 7 Haziran’a kadar olan şeylerin yüzde 50’den fazlası dışarı kaynaklıydı ama 7 Haziran’dan sonrasını hiçbir şekilde FED’in şunun bunun kararına bağlayamayız. FED zaten olayı eylül ayına kadar erteledi. Bence bu kurbağanın sıcak suda haşlanmasını beklemek gibi bir şey. Birden düşseydi belki zıplayacaktı ama şimdi yavaş yavaş haşlıyorlar. Kur politikasında, para politikasından kaynaklanan onun da ötesinde Merkez Bankası’nın duruşundan kaynaklanan bir yanlışlar zinciri var ve kuru bu kadar zıplattı. Bundan sonrada böyle gidecek. Merkez Bankası’nın kanunu mu değiştirilecek, başkan mı gidecek başkan gidince sorun çözülür mü çözülmez mi o ayrı bir şey ama en azından hükümetle Merkez Bankası arasındaki kopukluğun giderilmesi lazım. Dünyada merkez bankaları artık fiyat istikrarının sağlamanın ötesinde yeni açılımlar ve yeni hedeflemeler peşindeler bizim Merkez Bankası bu anlamda çok muhafazakar. Merkez Bankası’nı biz özerk hale getirdik. Doğru da yaptık ama böyle de olsun demedik. Gelenden gidenden tokat yer hale geldi. Merkez Bankası para otoritesi dünyada her zaman krebilitesi en çok korunması gereken yerdir. Ben kredibilitesini kaybetmesini kurumsala bağlamıyorum, kişisel yanlışlara bir de hükümetin bakışına bağlıyorum.

►MHP iktidara gelirse devam eden büyük projeler konusunda nasıl bir politika izleyecek? 

Bazı projeler örneğin nükleer santralin başlangıcında, işin kurgusunda bir yanlışlık var. Bu tip projelerin yeniden ele alınması gerekiyor bu projede bir ÇED raporu faciası var. Projelendirme, kaynak, finansman ve ihalesinde sorun olan projelerin tekrar ele alınmasında fayda var. Ama devlet projesi olan projelerin devam etmesinden yanayız.

Koalisyon söylentileri kafa karıştırmak için

►7 Haziran’da seçimleri sonrasında AK Parti-MHP koalisyonundan söz ediliyor, AK Parti ile koalisyon yapar mısınız? 

Koalisyona sıcak bakmıyoruz böyle bir hedefi miz ve beklentimiz de yok. Biz kimseyle koalisyon yapmak istemiyoruz. Bir kere tek başına iktidar hedefliyoruz. Oy oranlarımızın yükseldiğine ilişkin haberlerin hemen ardından, MHP’ye koalisyon sorularının gelmesini de biraz manidar buluyoruz. CHP ile demiyorlar, AKP ile diyorlar hatta çok daha ileri gidip, HDP diyenler var böyle bir şey dünya yıkılsa olması mümkün değil. Biraz hayal mahsulü ya da kasıtlı diye düşünüyorum. Koalisyona sıcak bakmıyoruz, seçmenin kafasını da karıştırmamak lazım.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığını sağlamalıyız

►Merkez Bankası yasasında nasıl bir değişiklik yapılmalı?

Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığı bizim için çok önemli. Merkez Bankası’nı bağımsız yapan bir hükümetin içinde yer aldık tutup da Merkez Bankası’nı bir yere bağlayalım, işine burnumuzu sokalım, para bassın demiyorum. Benim kanun değişikliğinden kastettiğim şu; Merkez Bankası şu anda ben sadece fi yat istikrarına sağlarım dediği için bu sıkıntı var. Birazda başka şeylere baksın, büyümeye de baksın diyorsak bunu dışarıdan burnumuzu sokarak değil yasal bir hale getirelim yasal bir şekilde yapsın diyorum.

Ahmet Kenan Tanrıkulu'nun dikkat çektikleri

FERİT B.PARLAK
ferit.parlak@dunya.com


Bundan önceki sohbetlerimizde, “KOBİ’leri desteklemiyorsak, onlar için ayrılan kaynağı başka tarafl arda harcıyorsak, ekonomiyi değil açıkları büyütürüz. Yıllardır, ‘yeni bir modele ihtiyaç var.’ diyoruz ama dinletemiyoruz.” diyordu. DPT Planlama Uzmanı olarak kamu görevine başlayıp Çevre Bakanlığı ÇED ve Planlama Genel Müdürlüğü, Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcılığı görevlerinde de bulunduktan sonra 57. Hükümet’te Sanayi ve Ticaret Bakanlığı görevini üstlenen Tanrıkulu, önceki günkü sohbetimizde sürekli vurguladığı o ‘yeni model’e açıklık getirdi. Kaynak polemiğine de, “2016-2019 yılları arasını kapsayan OVP’de, ‘143 milyar lira para bulacağım’ diyorlar. Sen o parayı nereden bulacaksan bende MHP’nin taahhütlerinin toplam karşılığı olan 79.1 milyar lirayı oradan bulacağım” cümlesiyle, farklı bir boyut kattı.

Bu konularda ilginizi çekebilir