'Davutoğlu'nun bir kolu gitti'

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, yüce divan oylamasının ertelenmesiyle ilgili, "Davutoğlu'nun bir kolu gitti, komisyonu bekliyoruz" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Partili 4 bakan hakkında yolsuzluk ve rüşvet iddiaları üzerine kurulan Meclis Soruşturma Komisyonu’nun, dün yapması beklenen Yüce Divan oylamasını 5 Ocak Pazartesi gününe ertelemesine sert tepki gösterirken “Eğer parlamento, eğer milletvekilleri, eğer hükümet, eğer Başbakan siyaseti kirlerinden arındırmak istiyorsa soruşturma komisyonuna kimse müdahale etmemeli. Dün yapılan müdahaleler soruşturma komisyonuna gölge düşürmüştür” dedi.

CHP Parti Meclisi (PM) toplandı. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, PM toplantısının basına açık bölümünde bir konuşma yaptı. Konuşmanın başında, Meclis Komisyonu’nun kararını değerlendiren Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Aslında bugün belki farklı bir şey konuşacaktık. Siyasetin temizliği, duruluğu üzerine konuşacaktık. Parlamentonun üstlendiği görevi yerine getirdiğini konuşacaktık. Yolsuzlukla suçlanan ve görevlerinden istifa eden 4 bakanın kendi arzularıyla Yüce Divan’a gitmek istediklerini belki konuşacaktık. Ama bunlar olmadı. Bugün farklı bir noktadayız. Parlamentonun itibarı söz konusu. Eğer parlamento, eğer milletvekilleri, eğer hükümet, eğer Başbakan siyaseti kirlerinden arındırmak istiyorsa soruşturma komisyonuna kimse müdahale etmemeli. Dün yapılan müdahaleler soruşturma komisyonuna gölge düşürmüştür.

'Temizlendiğinizi mi sanacaksınız?'

O bakanlara açıkça söylüyorum. Arınmanın yolu, temizlenmenin yolu soruşturma komisyonuna dilekçe vermekle geçmez. Onun yolu, o dilekçeleri vereceğiniz yer Yüce Divan’dır. Mahkemeye vereceksiniz o dilekçeleri. Bilirkişinin yanlış yönlendirdiğini söylüyorsanız, dilekçeyi oraya vereceksiniz. Farz edelim ki AKP milletvekillerinin kararıyla Yüce Divan’a gönderilmediniz. Aklandığınızı mı sanacaksınız? Temizlendiğinizi mi sanacaksınız? Çocuklarınıza biz gittik soruşturma komisyonundan aklandık mı diyeceksiniz? Komisyonlar aklanma merkezi değildir. Aklanmanın yeri, evrensel hukukta bellidir ve Yüce Divan'dır. Gidersiniz mahkemeye, aklanır gelirsiniz. Hepimiz şapka çıkarırız. ‘Evet’ deriz ‘bunlar gittiler aklandılar.’”

'Ortak çaba göstermek zorundayız'

Kılıçdaroğlu, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü:

“Bu irade, soruşturma komisyonunun iradesinden daha öte doğrudan bakanların iradesi olmak zorundadır. Siz gideceksiniz, siz isteyeceksiniz. Yalvarıyorsunuz bizi Yüce Divan’a göndermeyin diye. Bu sizin suçlu olduğunuzu gösterir. Neden bu telaş? Eğer bu tablo böyle devam ederse, halkın siyasete olan güveni daha fazla zedelenmiş olacaktır. Yolsuzluk yapanın yanına kâr kalacaktır yaptıkları. Hepimiz Parlamentoda bulunan 550 milletvekilinin tamamı, siyasetin kirlilikten arınması için ortak çaba göstermek zorundayız. Ortak duyarlılıklarımız olmalı parlamentoda. Yolsuzluğa karşı, haksızlığa karşı, hukuka, aykırılıklara karşı, demokrasiye karşı, kişisel hak ve özgürlüklerin ihlaline karşı ortak tavır sergilemek zorundayız. Eğer bunu yaparsak demokrasimizi güçlendirmiş oluruz. Birinci sınıf demokrasiyi bu ülkeye getirmiş oluruz. Kişiye göre demokrasi, adamına göre demokrasi, partime göre demokrasi anlayışı olmamalı.”

'Köşeyi döndükten sonra akıllarında ne din var ne iman'

Eleştirilerini “yolsuzluk” üzerinden sürdüren ve AK Parti’yi “din iman edebiyatı” yapmakla suçlayan Kılıçdaroğlu, “Adalet ve Kalkınma Partisi’nin programında yazıyor. Sözümüz ile özümüzün bir olduğunu en iyi halkımız bilmektedir. Yazdıkları bunlar yaptıkları bunlar. Şimdi sözleri ile özleri bir olmayanların inançları konusunda size yaptıkları da bilin ki tam tersidir. Size din iman edebiyatı yapıyorlar sizi kandırmaya çalışıyorlar. Köşeyi döndükten sonra akıllarında ne din var ne iman” dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun, “Yolsuzluk yapan kardeşimizde olsa kolunu keseriz” sözlerine değinen Kılıçdaroğlu, “Biri çıksın desin ki sen yanlış metin okuyorsun ve anlattıklarının hiçbir doğru değil. Ne diyorlardı. Yolsuzluk yapanın kolunu koparırız. Davutoğlu’nun bir kolu gitti. Soruşturma olunca ne olacak göreceğiz” ifadelerini kullandı.

'Onların yüzüne nasıl bakacağız?'

CHP Lideri, Türkiye’nin büyük itibar kaybına uğradığını vurgularken, “Cumhuriyetin değerlerini korumayı, onları yaşatmayı demokrasimizi yeşertmeyi amaçladık. Kubilay’ın ölümünün yıl dönümündeyiz. Cumhuriyet için kan döküldü. Biz onların haklarını nasıl temsil edeceğiz, onların yüzüne nasıl bakacağız? Onlar canlarıyla kanlarıyla cumhuriyeti kurdular. Biz halkın oylarıyla iktidara gelen partinin devleti soyduğuna şahit oluyoruz. Bu kaldırabileceğimiz bir sonuç değil” şeklinde konuştu.

AK Parti’nin yanlış politikaları sonucunda işsizliğin arttığını kaydeden Kılıçdaroğlu, “İktidar kanadından laf eden var mı? İşsizlere kim iş bulacak. Bütün vatandaşlarımı sesleniyorum; ‘Eyyy devlet bana iş bulacaksın’ deme hakkımız var” dedi.

'Temizlikle kirlilik arasında bir tercih yapmak zorundayız'

Hırsızlığın meşrulaştığı dönemde Türkiye’de olanları aktaran CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Nereye gidiyoruz biliyor musunuz. Ispartalıların antik çağına gidiyoruz. Antik çağda hırsızlık maharet işiydi ama suç hırsızlık yaparken yakalanmaktır. Gençlerimiz uyuşturucu batağında, bonzai peynir ekmek gibi satılıyor. Kadına yönelik şiddet arttı. Boşanmalar çığ gibi. Hırsızlığın meşrulaştığı dönemde oluyor bunlar. Kendilerine uygun İlahiyatçılar da buluyorlar.

Basın özgürlüğünde dünyada alay konusu olduk. Küresel kölelik endeksi yayınlandı. Türkiye dünyada 167 ülke arasında 105. sırada. Yani Türkiye Avrupa’da en çok kölenin yaşadığı ülke konumunda. Bu tablo iki yarı Türkiye yarattı. Ermenek’te gördüğümüz Recep Amca’nın Türkiye’si. Diğer yanda bir eli yağda bir eli balda AKP oligartlarının oluşturduğu Türkiye. Temizlikle kirlilik arasında bir tercih yapmak zorundayız. Umutsuz değiliz.

'4 yıl süre istiyoruz'

4 yıllık süre istiyoruz, 12 yıl değil. Sorunların hepsini çözebiliyoruz. Vay efendim Hazine’nin içini boşaltacak diyorlar. O sizin işiniz. Dürüst namuslu adam olmak bizim işimiz. Ben bunu yapacağım. 4. yılın sonunda yeni bir Türkiye’yi herkes görecek. 4 yıl diyorum korkuyorlar. Korkmayın. 4 yılda göreceksiniz vatandaş borç batağından kurtulacak.

Türkiye zengin bir ülke güçlü bir ülke. Soyulmayı hak etmiyoruz. Hele hele din iman adına soyulmayı hak etmiyoruz. 2015 umut yılıdır. Çünkü seçim yılıdır. 1977’de Bülent Ecevit yılbaşı mesajı yayınlamış; ‘Halkımız için acılarla dolu özgürlük uğruna demokrasi uğruna verilmiş bir yıl sona ererken bir umut yılı başlıyor. Karanlık yıl bir biterken ışık umut yılına giriyoruz 1977 ile. Seçim yılıdır. Silahlara karşı, zorbalığın karşı halk yılıdır.’ Aynı mesajın altına 2015’te imzamızı atıyoruz.”