'Etiketini satan adamdan uzak durun'

Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, "Diplomalı adamlardan çok çektik. Etiketini satan adamlardan uzak durun. Bilgisini fanusun içerisine koyup gösteren değil, bilgisini kuvveden fiile getiren insanlar lazım" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 
 
ANKARA - Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Önümüzde şimdi istikrarı koruma ve terörü halletme meselemiz var. Türkiye, barış sürecini başarıyla neticelendirebilirse dünyanın yıldızı olma konumundadır. Önünde başka bir engel yok" dedi.

Bayraktar, İçişleri Bakanlığı Eğitim Dairesi Başkanlığında düzenlenen 98. Dönem Kaymakamlık Kursu'nda yaptığı konuşmada, kursiyerlerin, ülkenin çeşitli ilçelerinde vatanı, milleti, bayrağı, devleti temsil etme noktasında çok önemli görev ifa edeceğini söyledi.

Kaymakam adaylarına başarılar dileyen Bayraktar, "Sizin benden zeki olduğunuzu kesinlikle kabul ederim, yaşım ve yaptığım büyük mücadele nedeniyle tecrübeli olduğum konusunda ise mütevazi değilim. Kaldırım taşları gibi kafamıza basıla basıla, düşe kalka geldik. Sadece damlardan değil çok yüksek çam ağaçlarından da yüksek duvarlardan da yuvarlana yuvarlana geldik" diye konuştu.

İletişimin artması, ulaşımın yaygınlaşması, elektronik ortamın çok kullanılmasının dünyayı değiştirdiğine dikkati çeken Bayraktar, Türkiye'nin Ar-Ge konusunda dünyayla yarışacak durumda bulunmadığını ancak genç nüfusunun fazlalığı, moral değerlerinin yüksekliğinin avantaj olduğunu dile getirdi.

Türkiye'nin kuvvetli aile yapısının önemine işaret eden Bayraktar, "Bugün en ileri dünya artık çok ciddi şekilde bunu arıyor. Amerika, aile yapısını kuvvetlendirmek için çok ciddi paralar harcanmaya başladı" dedi.

Yahudilerin nüfuslarının az olmasına rağmen dünyayı adeta idare eden bir "network"ları olduğunu anlatan Bayraktar, İsraillilerin bunu aile yapısının kuvvetliliği sayesinde yürüttüklerini ifade etti.

ABD ve Avrupa'nın artık güç kaybetme, erozyona uğrama sürecine girdiğini belirten Bayraktar, Çin ve Hindistan'ın dünyada güç olma noktasında aldığı mesafenin ise dünyanın dengelerini net şekilde değiştirdiğini vurguladı.

"Türkiye dünyanın ciddi şekilde dikkatini çekiyor"

"Türkiye bunun neresindedir" diye soran Bayraktar, Türkiye'nin, 2008'de dünyada yaşanan krize rağmen ekonomisini ayakta tutması, gelişmesini istikrarlı sürdürmesinin dünyanın ciddi şekilde dikkatini çektiğini bildirdi.

Türkiye'nin dünyaya verdiği büyük fotoğrafın "gıpta edilen, parmak ısırtan, şapka çıkartan" bir durumda olduğuna işaret eden Bayraktar, "Önümüzde şimdi bu istikrarı koruma ve terörü halletme meselemiz var. Türkiye, barış sürecini başarıyla neticelendirebilirse inanın dünyanın yıldızı olma konumundadır. Önünde başka bir engel yok" diye konuştu.

Bakan Bayraktar, şöyle devam etti:

"Biz köyde büyüdük, köyü biliriz. Rüyamızda kaymakam falan göremezdik de bir şef görsek 6 ay ellerimizi ovuştururduk, sevinirdik yani. Devlet dairesine gidip birisine 'merhaba' dediğimiz zaman, nerede gideceksin, kaymakama değil de kaymakamın yanında yazı işleri, odasına girsen onu artık köyde, kahvede 6 ay anlatırdı. Böyle konumlardan geliyor Türkiye.

Öyle biliyorduk biz 'Allah devlet kapısına düşürmesin', 'Allah hastaneye düşürmesin' böyle bir yapı vardı. 'Bugün git yarın gel' böyle zihniyet vardı. İnsanımızda, 'Devlet yıllardır fakir fukaraya ve sessiz yığınlara ilgisiz kaldı, hizmet vermedi' imajı vardı. Bu değişti ve çok ciddi manada değişiyor."

"Mazeret üretmek zinhar haramdır"

Demokratik ülkelerde kalkınmanın, gelişmenin unsurlarının bürokrasi olduğunu dile getiren Bayraktar, "Millete efendilik yoktur, millete hizmetkarlık vardır. Kim millete hizmet ederse milletin efendisi o olur. Şimdi o imajı yavaş yavaş yaygınlaştırmak lazım, fakire fukaraya hizmet eden, iş adamının önünü açan, birisi geldiği zaman devlete, hastaneye, nüfus idaresine, tapuya, ona hizmet etmeyi görev addeden memur" diye konuştu.

Memurun, denetimle hizmeti birbirinden ayırarak yapması gerektiğine işaret eden Bayraktar, "Ben kaymakamım, komiserim, amirim, sadece emir veririm, hayır. Hizmet ederek denetleme. Hizmet ederek vatandaşın yanlış yapmasını engelleme. Bu anlayışı verdiğimiz zaman ülkemizin gelişmesi tamamlanacak" ifadesini kullandı.

Rutinlik devrinin geçtiğini, mutlaka farkındalık yaratmak, şok projeler yapmak gerektiğini belirten Bayraktar, "Mazeret üretmek zinhar haramdır. Herkesin bulunduğu noktada yapacağı, üreteceği çok şey vardır. Mazeret üretmek hele gençlere hiç yakışmaz" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin "diplomalılardan çok çektiğini" kaydeden Bayraktar, şöyle devam etti:

"Ben mülkiyeyi, hukuk fakültesini bitirdim, üstüne üstelik master yaptım, yetmedi doktora yaptım, aman, aman.

Diplomalı adamlardan çok çektik. Etiketini satan adamlardan uzak durun. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.

Diplomalı değil de eğitimli adam lazım bize. Eğitim, bilgi olmadan olmaz, bilmeden yaparsan yanlış yaparsın.

Bilgisini fanusun içerisine koyup gösteren değil bilgisini kuvveden fiile getiren insanlar lazım."

Para ve bilginin birbirine benzediğini, ikisinin de güç unsuru olduğunu vurgulayan Bayraktar, "İkisi de affedersiniz, hayvan gübresine benzer. Gübreyi tutarsan, mahsul almak için onu tarlaya sürmezsen ev akrep, sinek, yılan dolar. Bilgi statükoculuğu, bilgi taassubu haramdır. Bilgiyi ne kadar çok verirsen o kadar artar. Para da öyle. Parayı da tutarsan, kullanmazsan, yatırım yapmazsan, faizcilik yaparsan, adamı yer. Belasını bulur o adam" görüşünü dile getirdi.

"Avrupa'ya ihtiyacımız olmayacak noktaya hemen hemen geldik"

Türkiye'de şehircilik ve çevrenin çok geliştiğine işaret eden Bayraktar, kaymakamların bu konuda yapacağı çalışmaları destekleyeceklerini söyledi.

Bakanlığın çevrenin korunması konusundaki uygulamalarına değinen Bayraktar, "Biz Avrupa Birliğine girmeye çalışıyoruz ama AB'nin bizi almaya pek niyeti yok. Onlar diyorlar ki 'Gümrük Birliği yapalım, bağınız içerde dursun kendiniz dışarda durun.' Ancak biz de Türkiye olarak standartlarımızı yükselterek, Avrupa'ya ihtiyacımız olmayacak noktaya hemen hemen geldik" dedi.

Çevreye duyarlı, ulaşımı, teknik altyapısı uygun, afet riski azalmış, modern hayatın gerektirdiği donanımlara sahip yerleşim yerleri kurmaya çalıştıklarını ifade eden Bayraktar, dayanışma ruhunu getiren bir yapıyı da oluşturmak için mücadele verdiklerini söyledi.

Türkiye'nin şehirlerinin çarpık geliştiğine işaret eden Bayraktar, benzer ülkelerden de örnekler verdi. Bayraktar, ülkeyi bu durumdan kurtarmak için ciddi bir mücadelenin içinde olduklarını anlattı.

Başarılı, faydalı, etkin ve mutlu olmak, kalkınmak ve gelişmek için bilgili, eğitimli, ahlaklı, namuslu, yardımsever, cesur, sabırlı, aranılır ve güvenilir, çalışkan, üretken, savaşçı ve ekip olmak gerektiğine işaret eden Bayraktar, şunları kaydetti:

"Ben canlı örneğim, Oflu'yum. Babam 1 yaşında değildim öldü. Siyasal Bilgilere kaydoldu Ankara'da, 3 sene sonra, 26 yaşında öldü. Benim okumam tesadüfi. Ortaokulu bitirene kadar 8 okul değiştirdim. Liseyi bitirene kadar 3 okul değiştirdim. Allah nasip etti Bakan olduk, kime nasip eder, hepsi 25 tane. Ama koşuyu bırakmadım, iyi bir savaşçıyım. Bir de ben İstanbul'a geldim, İstanbul Sultanahmet Meslek Lisesi mezunuyum. Benim babam yoktu, kardeşim, ağabeyim de yoktu. 2 ablam vardı. Kimden istesem, gitsem bin lira, 2 bin lira borç para alırdım ve gününde verirdim. Hayatım boyunca güvenilir olmaya aşırı derecede dikkat ettim. Şimdi de ona dikkat ediyorum."

Bakan Bayraktar, konuşmasının ardından kaymakam adaylarının sorularını yanıtladı.