'Kobani ambargosu derhal kaldırılmalı'

HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, "Türkiye Kobani sınırını açmayı sağlamalıdır. Mürşitpınar Sınır Kapısı hala ambargo için kapalı tutuluyor. Kobani'ye uygulanan ambargo derhal kaldırılmalıdır" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Bugün Süleyman Şah Türbesi Kobani sınırları içindedir. Daha düne kadar Kürt düşmanlığı yapanlar, bugün Kobani sınırları içinde dalgalanan Türk bayrağına çok iyi baksınlar, ibret alsınlar. Türk bayrağı bugün Kobani, Rojava halkının güvencesiyle orada dalgalanıyor" ifadelerini kullandı.

Yüksekdağ, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM Genel Kurulu'nda "İç Güvenlik Paketi"nin görüşmelerinde HDP'li milletvekillerine linç girişiminde bulunulduğunu savundu.

Bu paket geçerse bundan sonra hükümetin başını çektiği "darbeci zihniyetin hüküm süreceğini" öne süren Yüksekdağ, "Bu faşist yasalara hep birlikte dur demeyi başaramazsak Türkiye yarın karanlıklar ülkesine dönüştürülecek" ifadesini kullandı.

"Bu yasa, başkanlık sistemini zorla, hileyle hayata geçirmek isteyen bir zihniyetin güvencesini sağlamak için çıkarılıyor" diyen Yüksekdağ, şunları söyledi:

"Bu pakete karşı direnmek sorumluluğu sadece partimizin değildir. Meclis'teki bütün partilerin bu yasa karşısında gerçek bir muhalefet sorumluluğu üstlenmesi gerekir. Kulislerde, köşelerde değil doğrudan bu yasanın ve AKP'nin karşısında konumlanmaları gerekir. Halka karşı gerçek sorumluluklarını o zaman yerine getirmiş olurlar. Artık bütün Türkiye'nin bu yasaya, karanlık günlere karşı sesini yükseltmesi gerekiyor. Yarın 'keşke' dememek için bugün direnmeyi başarabilmemiz lazım.

Yasa dediğin bugün yazılır yarın bozulur ancak tarihi direnenler yazar. Vatandaşlarımızı direnerek kendi tarihini yazmaya çağırıyorum.

Bu yasayı çıkarsalar da saraylarını, iktidarlarını koruyamayacaklar. AKP bu yasayla bizim başımıza bela çıkarmıyor. Biz belanın binbir türünü biliyoruz. AKP bu yasayla kendi belasını hazırlıyor ama bunun farkında değil. Suriye politikanız çöktükten sonra Süleyman Şah Türbesi'ni taşıyarak kurtardınız ama bu yasayı değiştirdikten sonra sarayın yerini değiştirmeniz bu kadar kolay olmayacak. Sarayı nereye taşıyacaksınız?"

"PKK, iki yıldır kurşun sıkmıyor"

Tasarının geri çekilmesini isteyen Yüksekdağ, "Barış kelimesi, bu paketi çıkarırken ağzınıza yakışmıyor" ifadesini kullanarak, HDP mücadele ettiği için Türkiye'de hala barış umudu olduğunu savundu.

Yüksekdağ, "PKK'ya silah bırakma çağrısı yapıyorsunuz ama siz daha fazla silahlanıyorsunuz. İç Güvenlik Paketi devletin daha fazla silahlandırılması yasasıdır. Sizin 'silah bırakmıyor' dediğiniz PKK, iki yıldır kurşun sıkmıyor, bütün tahriklere, saldırılara rağmen verdiği sözün arkasında duruyor ama verdiği sözü tutmayan sizsiniz. Bugün siyasette gerilim ve çatışma dilini kurumsallaştıran yasalarla barışın, çözümün önünü açamazsınız. Bir çözüm varsa ve ilerleyecekse iki taraflı ilerleyecek" diye konuştu.

HDP'ye yönelik yurt genelinde saldırıların başlatıldığını savunan Yüksekdağ, bu saldırıları "AKP siyasetinin tetiklediğini" öne sürdü.

Ege Üniversitesi'nde bir saldırı gerçekleştirildiğini ve bir kişinin yaşamını yitirdiğini anımsatan Yüksekdağ, bu olayın karşıt görüşlü öğrenciler arasında yaşanmadığını savundu. Yüksekdağ, "15 kişilik solcu gençler stant açmış ve yüzde 90'ı dışarıdan getirilmiş 150 kişilik ırkçı, faşist grup bu 15 kişiye saldırıyor. Ölen kişinin failinin ortaya çıkarılması için yaptığımız çağrılar karşılıksız kalıyor. 15 öğrenci mi bu cinayetin sorumlusudur? Böyle akılsızlık, vicdansızlık olabilir mi? 150 kişiyi 15 öğrencinin üstüne kim saldırtmışsa, orada öldürülen bir kişiyi de o öldürdü o katletti" dedi.

"Suriye politikaları karakol enkazının altında kaldı"

Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasının da "AKP hükümetinin sahte zaferlerinden birisi" olduğunu savunan Yüksekdağ, "İşin gerçeği, hiç de öyle yansıtıldığı gibi çok güçlü, muzaffer bir operasyon değil. Aslına bakarsanız yenilginin üstünün örtülmesi anlamına gelen bir operasyon" diye konuştu. 

"Suriye politikaları o yıktıkları karakolun enkazı altında kaldı. Suriye politikaları daha önce de Kobani zaferinin altında kalmıştı" diyen Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Düne kadar 'düştü, düşecek' dedikleri, gün saydıkları, düşürmek için kendini paraladıkları Kobani'ye, bu operasyonu yaparken muhtaç kaldılar. Hükümet, bu operasyonu YPG güçleriyle birlikte gerçekleştirmek durumunda kaldı. Rojava ve Kürt halkı, Türk halkının manevi değerlerine saygıda çok güzel, önemli bir örnek açığa çıkardı. Bugün türbe Kobani sınırları içindeki bir alandadır. Daha düne kadar Kürt düşmanlığı yapanlar, bugün Kobani sınırları içinde dalgalanan Türk bayrağına çok iyi baksınlar, ibret alsınlar. Türk bayrağı bugün Kobani, Rojava halkının güvencesiyle orada dalgalanıyor. IŞİD'den mukaddes mekanın güvencesini alamadınız. Kendinizi güvende hissettiğiniz tek yer düne kadar yıkmaya çalıştığınız Kobani kantonu olmuştur. Bu tablo, Kobani halkının kardeşlik tavrını da bir ifadesi olarak ortaya çıkmıştır. Bütün Türkiye halklarının bu kardeşlik elini tutması ve bu mesajı sahiplenmesi gerekiyor.

Türkiye de Kobani sınırını açmayı sağlamalıdır. Mürşitpınar Sınır Kapısı hala ambargo için kapalı tutuluyor. Kobani'ye uygulanan ambargo derhal kaldırılmalıdır.  Bu, verilen destek karşısında hükümetin YPG'ye, PYD'ye borcudur.

'PYD terör örgütüdür' diyor Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü. Bu nasıl bir dildir? Siz kutsal emanetlerinizin taşınma için aynı PYD ile işbirliği yapacaksınız ama 'terör örgütü' demeye devam edeceksiniz. Artık iki yüzlü siyasete halkların tahammülü yok. Rojava kantonlarını Türkiye tanımalıdır. Ambargoyu kaldırmalıdır ve bu yolla bölgede yeni bir dönemin kapısı açılmalıdır."

Yüksekdağ, Özgecan Aslan'dan sonra 7 kadının daha şiddet kurbanı olduğunu, Meclis'in "İç Güvenlik Paketi" yerine bu sorunu acilen gündemine alması gerektiğini söyledi.