'Köstebek' tartışması sürüyor

Başbakan Yardımcısı Atalay, "köstebek" iddialarına ilişkin Kılıçdaroğlu'na "Elinde ne varsa açıklasın" diye yanıt verdi. CHP'li Gürsel Tekin ise, "Bu pişkinliği anlamış değilim" dedi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA  - CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri e.V.'ye ilişkin başlattığı  "köstebek" tartışması kızıştı.  Başbakan Yardımcısı Atalay, "köstebek" iddialarıyla ilgili "Elinde ne varsa açıklasın" diyerek yanıt verdi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay’ın koruma müdürünün Kanal 7’ye yapılan Deniz Feneri baskınından iki gün önce yaptığı telefon görüşmelerinde "Eyvah, baskın olacak, organize işler çözülüyor, önlem alın" dediğini iddia etti

Köstebek iddialarıyla ilgili sadece savcıların bildiği dosyaların belgelerin ana muhalefet liderinin elinde kamuoyuna açıklanması konusunda değerlendirmede bulunan Atalay, tüm hukuk çevrelerinin bu yaşananları ibretle seyretmesi gerektiğini belirterek bununla ilgili gerekenin yapılması çağrısında bulundu. Atalay hükümetin veya idarenin devam eden bir soruşturmaya müdahalesinin söz konusu olamayacağını da dile getirerek, "Biz AK Parti olarak bu insanı boyutlarda hassasiyetimizi gösteririz veremeyeceğimiz bir hesap yoktur" dedi.

Elinde ne varsa açıklasın

Atalay CHP Lideri'nin başka belgeleri de açıklayacağını söylemesi üzerine, kendisinin onunla bir görüşme yapıp yapmadığı yönündeki soruyu da yanıtladı. Böyle bir görüşmenin olmadığını ve olmasının da söz konusu olmadığını belirten Atalay, Kılıçdaroğlu'na "Lütfen elinde ne varsa açıklasın. Hiç çekinmesin hemen açıklasın elinde bir bilgi varsa. İkincisi bu tür şeylerden bizim bilgimiz olmaz. İçişleri bakanının bilgisi olmaz. Bunları iller yapar. Olması da gerekmiyor. Nereden biliyordu gibi böyle şeylerden bilgimiz olmaz. Verilen tarihler falan da yanlış. O konuşmalar dediği o tarihlerde değil yani. Çok farklı tarihlerdeymiş" şeklinde seslendi.

Atalay avukatlarının Kılıçdaroğlu'nun konuşmasını incelediğini ve dava açılacağını belirtirken davanın ne zaman açılacağı konusunda ise net bir tarih olmadığını söyledi. İddiaların açıklanmasının ardından neler hissettiği yönündeki bir soruya ise Atalay'ın yanıtı "Kendimi rahat hissettim. Hepsinin cevabı var. Ben çok rahatım" şeklinde oldu.

"Organize işleri" 2008'de sorduk

CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin ise Deniz Feneri soruşturmasında "köstebek" iddiasına ilişkin Atalay’ın yaptığı "iftira" açıklamasına parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında yanıt verdi. Tekin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Deniz Feneri soruşturmasındaki "organize işleri" 2008 yılında verdiği soru önergesiyle sorduğunu ancak 3 yıl boyunca yanıt alamadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu’nun dünkü açıklamalarına yönelik Bakan Atalay’ın çeşitli kanallarda "iftira" dediğini anımsatan Tekin, "Sayın Atalay diyor ki 'Benim koruma müdürüm hatırlamıyor bile.’ Hatırlamaması mümkün değildir Sayın Bakan. Eğer savcılığa verdiği ifadeye bakarsa daha çok taze ve çok yeni, inanıyoruz ki kesinlikle sizin de bilginiz var" diye konuştu.

Bu pişkinliği anlamış değilim

"Organize işleri meşrulaştırarak hiçbir şey değilmiş gibi sıradan, 'Efendim, İçişleri Bakanı’nın koruma müdürü herhangi bir belediyeyi arayabilir, bunda ne var’ diyecek kadar pişkinliği de doğrusu anlamış değilim" diyen Tekin, şöyle devam etti:

"Sayın Bakan, arama kararı ne zaman çıktı, 16 Ekim. 14 Ekim’de senin koruma müdürün Kırıkkale Belediye Başkanı’nı niye arıyor? Niye Hakkâri, Çorum Belediye Başkanı değil? Çünkü organize işlerin bir başka elemanı olduğu için onu aramak zorunda kalıyor. 15 Ekim’de ne oluyor, organize işlerin elemanları İstanbul’da buluşuyor, nasıl tedbir alabiliriz, o uğraş içerisindeler. Ve doğrusu bu tedbirlerini alıyor ve 24 saat sonra ayın 16’sında bu kanal basılıyor. Şimdi tüm bunları, Sayın Bakan ve AKP yetkilileri bu konuda çok hassas davranıyorlarsa burada çok açık ve net söylüyorum; CHP olarak biz çok açığız. Nerede isterlerse sadece Deniz Feneri’ni tartışmak için Sayın Bakan dâhil olmak üzere bu organize işlerin nasıl döndüğünü karşılıklı tartışalım, Türkiye’deki 74 milyon insan da kimlerin haklı olup olmadığını görsün."

Ortada bir "hukuk garabeti" varsa bunun sorumlusu hükümet

Tekin, kayıtlarda olan bir şeyi iftira olarak nitelendirmenin siyasi üsluba yakışmadığını belirtirken Atalay’ın "Vicdanı olanlar soruşturması devam eden bir dosyayı kamuoyuyla paylaşır mı?" sözlerine tepki göstererek "Günaydın Sayın Bakan, devlet elinizde. Daha geçen hafta anamuhalefet liderinin bir gazeteciyle konuşmaları bütün gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlandı" dedi. Tekin, "Ey Adalet Bakanı, ey Meclis Başkanı, hukuk anlayışınız, vicdan anlayışınız buna el veriyor da buna mı el vermiyor?" diye sorarken ortada bir "hukuk garabeti" varsa bunun sorumlusunun hükümet olduğunu söyledi. Tekin, şöyle konuştu:

"İçişleri Bakanı’nın özel kalem müdürü önemli bir dosyayla ilgili kendisine vazife edinmişse Sayın Bakan 'Hayır benim burada bir ilgim yok, haberim yok’ diyorsa o zaman Sayın Bakan, siz o müdürünüzü hemen görevden alın. Ya da Sayın Bakan’a soruyoruz; senin müdürün savcılığa nasıl bir ifade vermiştir, o ifadeye lütfen bir bakın."

Tekin, önümüzdeki günlerde dosyanın devamını kamuoyuyla paylaşacaklarını belirtti.

İstifaya çağırdı

Açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Tekin, "Atalay için gensoru önergesi üzerinde bir çalışmanız var mı?" sorusuna "Umut ediyorum ki gensoruya kalmaz. Demokratik ülkelerde istifa müessesesi diye bir şey vardır, Sayın Bakan herhalde gereğini yapacaktır" yanıtını verdi. Tekin, "Siz, Atalay’ı açıkça istifaya çağırıyor musunuz?" sorusu üzerine "Elbette. Bütün bu olaylara, bütün bu bilinen dosyalara, bu kadar açık ve net, organize işlerin olduğu bir yerde Sayın Bakan siz daha önce bu dosyada ismi geçen insanlarla ticari ortaklığınız var, film şirketiniz var. Bütün bunlar hiçbir şey görmeyecekmişiz gibi, bu olayın yüzde 10’u CHP’de olsaydı kamuoyunu sizler nasıl algılardınız? Burada Sayın Bakan’ın itiraz edebildiği ne var? İftira diyor. Siz bana şu iftiradır deyin, ben özür dileyeceğim Sayın Bakan’dan" diye konuştu.

Tekin, "Telefon konuşmalarının içeriği hakkında bilginiz var mı?" sorusu üzerine ise "Ne diyor koruma müdürü? Diyor ki 'Eyvah, baskın olacak, organize işler çözülüyor, önlem alın’ bunu söylüyor. Bu sıradan bir belediye-koruma müdürü görüşmesi değil ki" dedi.

Bu konularda ilginizi çekebilir