'Meclis Başkanı bu hatasından dönmeli'

MHP Lideri Bahçeli, Kahraman'ın 'laiklik' açıklamalarını eleştirerek, 'Meclis Başkanı bu hatasından dönmeli' şeklinde konuştu.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısı sonrasında gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bahçeli TBMM Başkanı İsmail Kahraman'ın "Yeni Anayasa'da laiklik olmamalı" sözlerinin anımsatılması üzerine, "Anayasamıza göre seçimli bir meclis Başkanımızın Anayasa'nın ilk dört maddeyi tartışmaya açması doğru bir yaklaşım değildir. Doğru bir düşünce olmamıştır. Sayın Meclis Başkanı bu hatasından dönmelidir. Türkiye'yi bir başka yere sürükleyebilecek, istismara vesile olabilecek bir karanlık kuyuya sürüklenmesine vesile olmamalıdır" dedi.

'İçimizi acıtan Davutoğlu'nun sessizliğidir'

Bahçeli, Kilis'e atılan IŞİD roketleri üzerinden Başbakan Ahmet Davutoğlu'nu eleştirerek, "Kilis terör örgütlerinin adeta açık hedefidir. Hiç kimsenin can güvenliği yoktur. Arzu ederdik ki Davutoğlu, Merkel gelmişken beraberce Kilis'e de gitseler vatandaşlarımızın ne duruma düşürüldüğünü yerinde görebilselerdi. Bizim içimizi acıtan Davutoğlu'nun sessizliği ve acizliğidir" dedi.

Bahçeli grup toplantısında ise, "Almanya Başbakanı'nın mülteci kampı gezmesinin göz boyamadan öte, kendi içinde tutarsız ve farklı anlamlara çekilecek fiili bir denetim girişimidir" değerlendirmesinde bulundu. Bahçeli, eleştirilerine şöyle devam etti:

'Göz yummamız mümkün değil'

"AB'nin, mülteci sorunundan parayla ve vize vaadiyle kurtulmaya çalışması, dahası Türkiye'ye belirli aralıklarla yön çizme teşebbüsleri doğru ve hakkaniyetli bir davranış değildir. Suriyeli mülteciler sadece Avrupa için değil, Türkiye için de öncelikle ele alınması ve üstesinden gelinmesi gereken çok boyutlu bir külfettir. Türkiye, mülteci deposu, mülteci yuvası, AB'nin sınır kapılarında bekleyen kiralık bekçisi olamayacaktır. Milli onurumuz, egemenlik haklarımız asla hafife alınamayacaktır. Tersi bir duruma Milliyetçi Hareket Partisi'nin göz yumması da mümkün değildir."

AB'nin Suriyelilerin yanı sıra, başka ülkelerden gelen mültecileri de Türkiye'ye iade etmesini garip karşıladıklarını belirten Bahçeli, "Zorda kalmışlara, çaresizlik içinde kıvrananlara, vatanından ayrı düşmüş kardeşlerimize Türk milleti alicenaplığını gösterecek, yardım elini uzatacaktır. Ancak mülteci yığılmasının, Suriye'deki kaosun Türkiye'nin geleceğine ne şekilde etki edeceğini kestirmek, bilhassa sınır il ve ilçelerimize nasıl fatura çıkaracağını tahmin etmek bugünden çok zor değildir." dedi.

"Sporda yozlaşma seli" 

Geçtiğimiz hafta sonu stadyumlardan taşan öfkeye hep birlikte şahit olduklarını anlatan Bahçeli, şunları söyledi:

"Türk sporunun nasıl bir yozlaşma seline kapıldığına eminim ki endişeyle tanık oluyorsunuz. Geride kalan hafta sonu, iki güzide futbol kulübümüz olan Fenerbahçe ile Trabzonspor arasındaki müsabakada yaşananlar hepimiz adına üzüntü vericidir. Bir holiganın hakeme saldırması ve hatta darp etmesi doğal olarak her birimize 'nereye gidiyoruz' sorusunu sordurmuştur. Elbette müessif olayların Trabzonspor'a ve Trabzon ilimize tümden mal edilmesi tarihi bir yanlış olacaktır. Hakem hataları olsa da hiçbir sporseverin Trabzon'daki şiddet tablosunu meşru ve masum görmesi düşünülemeyecektir. "

"Gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir vatan evladının Ankaragücü ile Diyarbakırspor karşılaşmasından sonra çıkan arbede ve asayişsizliklere sıcak bakması da mümkün olamayacaktır" diyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Yıllardan beri söyledik, yine söylüyoruz, ülkemiz cepheleşmenin koyu sisi altındadır. Siyasi tansiyondaki yükseklik toplumsal zemine misliyle yansımaktadır. Ahlak ve adaletteki erozyonlar huzursuzluk olarak yankılanmaktadır. Suç ve suçluyu koruma ve arka çıkma gafleti ters tepmiş, her insanımızın hakkını kendisinin aradığı karanlık bir ortamı yaratmıştır. Şiddetin sosyal, siyasal ve ekonomik kaynakları vardır. Bu kaynaklar kurutulmadan şiddetin önüne yasal ve diğer vasıtalarla geçme çabası akılla ve hayatın gerçekleriyle bağdaşmayacaktır."

"AB’nin Türkiye’ye bakışı ikircikli ve ikiyüzlüdür"

Bahçeli, Türkiye'nin başta Avrupa Birliği ilişkileri olmak üzere, küresel irtibatlarını sonu karanlık bir maceraya dönüşmeden milli gerçeklere uygun şekilde yeniden gözden geçirmesi gerektiğini bildirdi.

Bugünkü şartlar ve müzakere zihniyetinin ortaya koyduğu gerçeğin, mevcut millet ve devlet yapısıyla Avrupa ile müşterek bir geleceğin paylaşılamayacağına işaret ettiğini aktaran Bahçeli, şöyle devam etti:

"AB'nin Türkiye'ye bakışı ikircikli ve ikiyüzlüdür. Karşılıklı çıkarlardan ziyade AB'nin beklentileri, dayatmaları daha ön planda, daha geçerlidir. AKP hükümeti gönüllü girdiği, sonra da eleştirmeye başladığı Avrupa Birliğinin çekim alanından bir türlü çıkamamaktadır. Geçen hafta Başbakan Davutoğlu ile Almanya Başbakanı Merkel beraberce Gaziantep'in Nizip ilçesindeki mülteci kampını gezmişlerdir. İki Başbakan Mart ayında Brüksel'de yapılan ve Türkiye'ye tahminlerin ötesinde yük bindiren 'Geri Kabul Anlaşması'nı teyit etmişlerdir. Merkel, Türkiye'ye ev ödevi şeklinde verilen 72 kriterin uygulanması halinde vize muafiyeti sözüne uyacaklarını ve tahsisi kararlaştırılan parayı da vereceklerini dile getirmiştir. Davutoğlu, haklı olarak vize muafiyetinin ülkemiz için hayati bir konu olduğunu ve AB'nin gerekli adımları atması gerektiğini söylemiştir. "