'TTK'dan dönmeyelim cezai şartlar için yeni geçiş süresi belirleyelim'

Türk Ticaret Kanunu'nun sadece cezai yönleriyle tartışıldığına dikkat çeken TKYD yönetimi "TTK daha önce öngörüldüğü tarihte yürürlüğe girsin ama cezai şartlar için yeni bir takvim belirlensin" önerisini getiriyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Ece CEYHUN

İSTANBUL - Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) yeni Türk Ticaret Kanunu ile SPK tarafından hazırlanan Kurumsal Yönetim Tebliği'nin Türk iş hayatı için çok önemli iki karar olduğunu belirtti. Bugün kamuoyunda TTK'nın sadece cezai yönleriyle tartışıldığına dikkat çeken TKYD yönetimi "TTK daha önce öngörüldüğü tarihte yürürlüğe girsin ama cezai şartlar için yeni bir takvim belirlensin" önerisini getiriyor. TKYD Başkanı Muharrem Yılmaz, "TTK çok uzun yılların emeği ile çıkartılmış bir kanun. Buradan geri gitmeyelim diyoruz" dedi.

"2012 Temmuz ayında yürürlülüğe girecek yeni TTK ve SPK'nın kurumsal yönetim ilkeleri tebliği nedeniyle bizim yılımız" diyen TKYD Başkanı Muharrem Yılmaz, 17 Ocak'ta yapılan Kurumsal Yönetim Zirvesi'ne de katılımın çok yüksek olduğuna da dikkat çekti. Yılmaz, kurumsal yönetime yıl boyunca farkındalığı artırmak istediklerini de belirterek şöyle devam etti: "Kurumsal yönetim sadece şirketlerin uyması gereken kurallar değil. Aslında bir arada yaşama gayretimizin yeni bir aşaması. Gelişmenin de göstergesi. Türkiye'de büyümenin önündeki engellere baktığımız zaman ilk 5 sıralamasında eğitim, bölgesel gelişme ve kurumsal yönetim eksiklerimiz var. Ülkelerin büyürken, gelişmişlik düzeyi artarken geçirdiği aşamalara bakıyorsunuz sağlık, eğitim gibi alanlarda yaptığı reformları görüyorsunuz. Sonra teknoloji yatırımlarını bir sonraki adımlarının da iş yaşamına kural koyup onu uyguladıklarını görüyorsunuz."

Kurumsal yönetimin sadece sermaye piyasalarında faaliyet gösteren şirketleri ilgilendiren bir alan olarak görülmemesi gerektiğine de işaret eden Yılmaz, "Aile şirketlerimizden, futbol kulüplerine, sivil toplum kuruluşlarımıza, ekonomi gazetecilerine kadar adım atılması gerektiğine inandığımız ya da kendilerinden ilgi gördüğümüz kesimlere önderlik etmeye çalışıyoruz. Mesela futbol kulüpleri ile ilgili yaptığımız çalışma dünyada bu konuda yapılan ikinci çalışma, ekonomi gazetecileri ile yaptığımız çalışmanın dünyada örneği yok" dedi.

Yılmaz, Türkiye'nin kurumsal yönetimi konuştuğu bu yılda aynı zamanda anayasayı konuştuğuna da vurgu yaparak bir paralellik kurmaya çalıştıklarını aktardı. Yılmaz şunları söyledi: "Kurumsal yönetim ilkelerinin aslında bir kültür olarak tüm düzenlemelere yansımasını arzu ediyoruz. Kurumsal yönetim sadece şirketlerde kalmamalı bunu daha geniş kitlelere yaymalıyız" yorumunu yaptı.

Kanunun özüne değil cezalarına tepki var

TTK'nın özü itibariyle kurumsal yönetim anlayışına uygun kurallar getirerek iş yaşamını geliştireceğini inandıklarını kaydeden Yılmaz, şu değerlendirmeyi yaptı: "Hem şirketlerin sürdürülebilirliklerine katkıda bulunacağını rekabet güçlerine katkıda bulunacağını risk ve finansal yönetimlerine katkıda bulunacağına inanıyoruz. Şirketlerin kaynak sorunlarına en önemli çarelerden biri TTK olacak. Firmalar hiçbir zaman bilançolarıyla alamıyorlardı krediyi. Ama şimdi bu kurumsal yapılar gelişirse zannediyorum krediye ulaşım da kolaylaşacak. Tabii ki uygulamaya giriş sürecinde kamuoyunda cezai şartların ağırlığı bir tepki yaratıyor. Yasanın özünden vazgeçmeden cezai şartların uygulanmasına ilişkin bazı yeni tarihler verilebilirse öğrenmeye uygulamaya biraz daha fırsat oluşursa daha iyi olur diye düşünüyoruz. Çünkü kimse kanunun özü ile ilgili, denetim olmasın ya da risk yönetimi olmasın demiyor. Dolayısıyla kanun zamanında yürürlüğe girsin ama sadece cezai yaptırımlar yeni bir takvime bağlanabilir. TTK çok uzun yılların emeği ile çıkartılmış bir kanun. Buradan geri gitmeyelim diyoruz."

SPK tebliğinde istismara yol açabilecek alanlar var

SPK'nın da kurumsal yönetim ilkeleri tebliği ile bazı yükselttiğini ifade eden Yılmaz, "OECD ilkeleri, iyi örnekleri içerisinde kalalım. Bağımsız yönetim kurulu üyelerinin yetkileri ile ilgili hakim ortağın iş yapmasını engelleyecek yönetimi zafiyete düşürecek ölçüde yetkileri olduğunu düşünüyorum. Biraz fazla tedbirli davranılmış. Bir de azınlık haklarının korunması için alınan tedbirlerinde istismara yol açabileceğini düşünüyoruz. Azınlık haklarının istismara gidecek şekilde yetkilendirilmesini de sakıncalı buluyorum. Bunları birdenbire yapmamak lazım. İlkeleri koyalım ama istismarı da önlemek lazım. Bu konuda SPK'dan da bir adım bekliyoruz" değerlendirmesini yaptı.

Denetçiler ve müşavirler cesaret vermeli

Yılmaz, yeni TTK'nın uygulanması noktasında, denetim şirketlerine, mali müşavirlere ve muhasebecilere daha çok iş düştüğünü ifade ederek "Bu sistemin en önemli unsuru denetim. Denetim şirketleri, mali müşavirler daha çok cesaret vermeliler. Ekonominin damar sistemi bu kurumlar. Bu kurumlar cesaret vermeli. Bir girişimci her zaman farkında. Ancak işinde fark yaratarak yer edinmeye çalışıyor. Kurumsal yapıyı yerleştirme önceliği yok ki. Birisi ona yardım ederse ona tabii oluyor. KOBİ'lerin ancak bu konuda partnerleriyle işbirliği kurmaları beklenebilir" dedi.

Yılmaz, yeni anayasa hazırlıkları iş dünyası için hazırlanan kanun ve yönetmelikler diye bütün olarak bakıldığında bunların Türkiye'nin geleceği açısından önemli bir baz oluşturduğunu ifade ederek "Bunlar olmazsa Türkiye gelişemez. Haksız rekabetin olduğu bir sektörden de çok çok az iyi şirket çıkar" diye konuştu.

Üniversitede ders oluyor

Kurumsal yönetimi anlatmak için üniversitelerle işbirliği de yaptıklarını anlatan Muharrem Yılmaz, İstanbul'da Kadir Has, Bilgi, Okan Üniversitelerinde Anadolu'da ise Abant Üniversitesinde seminerler verdiklerini ifade ederek İzmir Yaşar Üniversitesi'nin ise ders olarak koymaya çalıştığını ve kendilerinde yardımcı olduğunu çalıştıklarını aktardı. Yılmaz, ayrıca Adana ve Mersin'de bu yönde çalışmalarının olduğu bilgisini verdi.

Zirve Japonya'dan bile izlendi

TKYD Genel Sekreteri Güray Karacar, İstanbul'da yapılan Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi'nin halka açık şirketlerden, sermaye piyasalarının tepe yöneticilerine, bu alanda uluslararası arenada söz sahibi isimlere kadar çok geniş katılımlı bir toplantı olduğunu belirtti. Bu yıl beşincisi yapılan zirveyi ilk tarihten beri Youtube'da yayınladıklarını da ifade eden Karacar, ilk yıl zirveyi internetten sadece 3 kişinin canlı izlediğini bu yıl ise canlı yayını 1.500'den fazla kişinin web'den izlediğini kaydetti. Bunun 500'ünün ise tüm gün kesintisiz izlediğini söyleyen Karacar, hatta zirvenin hem Türkçe hem de İngilizce yayınlandığını da anlatarak "Japonya ve Amerika'dan bile izlendi" dedi.

Kural geldiğinde rekabetçilik kayboluyorsa, işi sorgulamak lazım

TKYD Başkan Yardımcısı Mehmet Göçmen de "Türkiye bugün dünyanın 17'nci ekonomisi.'2023'te dünyanın 10'uncu büyük ekonomisi olacağım' diyor ama bugün kişi başına büyüklükte 61'inci rekabetçilikte 60 ile 80 arasında, yolsuzluk endekslerinde üçüncü ligde oynuyorsa bu ilk 10'da olmak genel anlamda ülkede yaşayan insanlar açısından çok büyük anlamlar ifade etmeyebilir. Çünkü biz şirketlerimize ne diyoruz, 'büyüyelim ama karlı büyüyelim'. Bu Türkiye'nin 'karsız' büyüdüğü anlamına gelebilir. Bu işlerin sürdürülebilir olması için kuralları olması lazım ve kuralların sürekli olarak uygulanabiliyor olması lazım. En ufak bir kural koyduğumuzda biz rekabetçiliğimizi kaybediyorsak o zaman yaptığımız işi sorguluyor olmamız lazım" dedi.

Türkiye ekonomisinin sağlıklı ve sürdürülebilir büyümesi için yasal bazın mutlaka oluşturulması gerektiğini anlatan Göçmen, "Atılması gereken adımları ne kadar geciktirirseniz uygulaması da o kadar zorlaşır, kolaylaşmaz" dedi. Kurumsal yönetim ilkelerini sadece halka açık şirketlerin uyması gereken kurallar olarak da görülmemesi gerektiği üzerinde duran Göçmen bu kuralların insanın olduğu her yerde belediyeden üniversiteye kadar ekonominin tüm kılcal damarlarına yayılması gerektiğini aktardı.

4 ülkeye liderlik yapıyor

TKYD, Azerbaycan ile ilgili olan kurumsal yönetim konusunda Türkiye'de oluşan tecrübeyi paylaşmak için IFC / Global Corporate Governance Forum'un daveti ile bu ülkede bilgi ve tecrübelerini paylaşıyor. Ayrıca bu işbirliğinin bölgesel çalışmalarda geliştirilmesi konusunda da görüşmeler yürüten TKYD, Pakistan, Kosova, İran ve Türkiye'nin dahil olduğu bölgesel bir projenin de liderliğini yapıyor. Proje bu ülkelerde kurumsal yönetim uygulamalarının ölçümlenmesi, karşılaştırılması ve iyi örneklerin paylaşılarak fayda sağlamasını amaçlıyor.

Güray Karacar'ın verdiği bilgiye göre 4 ülkede yapılan karşılaştırmalı verileri de içeren araştırma çalışması kısa bir süre sonra yayımlanacak. Yine proje dahilinde sayılan ülkelerin işadamları, düzenleyicileri ve sivil toplum kuruluşları dönemsel ziyaretlerde bulunarak direkt iletişimde bulunuyor. Bu konudaki 3 ziyarete İstanbul ve Ankara'da TKYD evsahipliği yaparken projenin en az bir yıl daha sürdürülmesi konusunda da teyit alındı. Projenin başlangıç tarihi 2010.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir