'Türkiye artık BM gibi hareket edemez'

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Suriye'de güvenli bir bölge oluşturulması ve BM çatısı altındaki ülkelerin katkı sağlaması gerektiğini belirterek, "Türkiye artık BM gibi hareket edemez" dedi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Dışişlerı Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Suriye ve Iraklı mülteciler konusunun Türkiye'nin yanısıra Lübnan, Ürdün gibi komşu ülkelerde de ciddi bir sorun haline geldiğini belirterek, Suriye içerisinde güvenli bir bölge oluşturulması ve o insanların artık buraya yerleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Çavuşoğlu, BM çatısı altında birçok ülke buna katkı sağlayabileceğini kaydederek, "Türkiye artık BM gibi hareket edemez. Bu yükü sadece Türkiye'nin ya da birkaç ülkenin omuzlamasını beklemek, Türkiye'ye ve diğer bu ülkelere haksızlık olur" dedi.

BM Genel Kurulu 69'uncu dönem genel görüşmeleri için bulunduğu New York'ta TRT ve AA'ya özel mülakat veren Çavuşoğlu, New York'taki temaslarına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında büyük bir heyetle BM'deki görüşmelere katıldıklarını belirterek, "Çünkü Türkiye çok proaktif bir dış politika izliyor ve birçok uluslararası örgüt nezdinde de aktif, dünyayı ve bölgemizi ilgilendiren birçok meselede de her türlü katkıyı sağlayan bir ülke" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın heyetinde 4 bakanın da yer aldığına işaret eden Çavuşoğlu, "Öylesine yoğun bir çalışma içindeyiz ki bazen yetemiyoruz. Her bir arkadaşımız değişik bir etkinliğe katılıyor. Bunun yanında Sayın Cumhurbaşkanımızın gerçekleştirdiği çok sayıda ikili görüşme var. Birçok devlet başkanı, cumhurbaşkanı, başbakan ve meclis başkanıyla, uluslararası örgütlerin temsilcileriyle görüşmeler oldu" diye konuştu.

Çavuşoğlu, kendisinin de çok sayıda ikili görüşme yaptığını, şu ana kadar 30'a yakın bakan ve uluslararası örgütlerin temsilcileriyle görüşme imkanı bulduğunu, bir o kadar da toplantılar sırasında ayaküstü görüşmeler yaptıklarını anlattı.

"Tarihe not düşen bir konuşmaydı"

Hem gündemdeki konular hem de Türkiye'yi, bölgeyi ilgilendiren konularda görüşlerini her platformda dile getirdiklerini kaydeden Çavuşoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımızın dünkü konuşması burada adeta tarihe bir not düşen konuşmaydı. Demokrasi, insan hakları ve bugün dünya halklarının yaşadığı sorunlar karşısında hem ülkeler olarak hem de uluslararası örgütler olarak, yani BM olarak neler yapmamız gerektiğini çok iyi anlatan, bugün yaşadığımız sorunların, faciaların, darbelerin sebeplerini de çok iyi analiz eden bir konuşma oldu" diye konuştu.

Çavuşoğlu, diğer birçok oturumda da terör tehdidi, Libya, Keşmir gibi, Türkiye'nin katkı sağladığı birçok konuların masaya yatırıldığını belirterek, bu oturumlarda da Türkiye'nin düşüncelerini ve nasıl katkı sağlayabileceğini anlattıklarını söyledi.

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin 2015-2016 yılları için BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine aday olduğunu da hatırlatarak, birçok ülkenin bu konuda Türkiye'ye desteğini dile getirdiğini, bazılarının ise hala bir pozisyon belirtmediğini belirterek, şöyle devam etti:

"Biz hem destek veren ülkelere teşekkür ediyoruz, tekrar desteklerini teyit etmelerini rica ediyoruz. Görüşmelerde zaten teyit ediliyor, teşekkür ediyoruz. Şu anda tereddütlü olan ülkelerle de görüşmeler yaparak oylarını almaya çalışıyoruz. Kendilerine daha önceki 2009-2010 yıllarındaki BMGK üyeliğimizde Türkiye'nin ne kadar yapıcı rol oynadığını, adalet, barış için ne kadar katkı sağladığını hatırlatıyoruz. Zaten ülkelerin hepsi hatırlıyor onları. Küçük küçük ülkeleri bile, küçük ada ülkelerini ilgilendiren konuları bile nasıl gündeme getirdiğimizi unutmuyorlar."

Çavuşoğlu, Türkiye'nin gelecek yıl G-20'nin dönem başkanlığını üstleneceğine, bunun yanında ilk defa düzenlenecek insani forum gibi birçok uluslararası önemli etkinliğe ev sahipliği yapacağına dikkati çekerek, "Birçok uluslararası önemli etkinliklere ev sahipliği yapan ve birçok uluslararası örgütün dönem başkanlığını yapan bir Türkiye'nin BMGK'de olmasının önemini hem biz hatırlatıyoruz, hem de bizim dostlarımız zaten bunun önemini tüm görüşmelerde dile getiriyorlar. Bu şekilde adaylığımız için de yoğun bir çalışma içindeyiz" diye konuştu.

"Türkiye'nin (IŞİD'le mücadele konusunda) tutumunda bir değişiklik yok"

Çavuşoğlu, IŞİD'le mücadele konusuyla ilgili bir soru üzerine, Türkiye'nin bu konudaki tutumunda bir değişiklik ya da yeniliğin olmadığını, Türkiye'nin zaten başından beri ilkeli bir tutum ortaya koyduğunu vurguladı.

"Türkiye'nin analizleri, tespitleri yeni değil. 4 yıldır biz bu tespitlerimizi zaten her türlü platformda dostlarımızla paylaştık" diyen Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"4 sene önce bugünkü tablonun olabileceğini tüm dostlarımızın dikkatine getirmiştik. Değişen şey, o gün bunu anlamayanlar bugün Türkiye'nin o günkü tespitlerinin ne kadar doğru olduğunu, Türkiye'nin ne kadar haklı olduğunu söylemeye başladılar, değişen şey bu. Bu konuda daha önce Türkiye'nin tavsiyesini dinlemedikleri için duydukları üzüntüyü de dile getiren dostlarımız oldu, başta ABD olmak üzere. 

Dolayısıyla Türkiye'nin tutumunda bir değişiklik yok. Türkiye'nin terör ve bölgedeki tehditlere karşı da tutumu bellidir. Örneğin IŞİD'in ismini hiç kimse duymadan, yaklaşık 1 sene önce biz Bakanlar Kurulu kararıyla IŞİD'i terör listesine aldık. Daha o zaman IŞİD'in ismini birçok ülke bilmiyordu. Şimdi kendilerine doğru bir tehdit olduğu zaman harekete geçen ülkeler o gün IŞİD'in ismini bilmiyor ya da farklı tutumlar içindeydi. O yüzden biçim terör ve terörizmle, bölgedeki tehditlere karşı tutumumuzda bir değişiklik olmaz."

"Bazı terör örgütlerini IŞİD'le çatışıyor diye meşrulaştırma çabalarına karşıyız"

Çavuşoğlu, herşeyden önce terörden uzun yıllar çekmiş ve çok insanının kaybetmiş bir ülke olarak terör ve terörizm konusunda bir ayrımcılığın yapılmaması gerektiğini de söylediklerini kaydederek, "Benim teröristim iyi seninki kötü ayrımı olmaz. Terör terördür, terörün nereden geleceği belli olmaz, dini, milliyeti de olmaz. Bugün bazı terör örgütleri IŞİD'le çatışıyor diye onları meşrulaştırma çabalarına da karşı olduğumuzu ve arazide neler yapılması gerektiğini, terörün ve şu andaki tehditlerin gerçek sebeplerinin ne olduğunu ve bu sebepleri ortadan kaldırmadan bölgeye kalıcı istikrar ve barışın gelmeyeceğini çok açık, net şekilde vurguluyoruz" diye konuştu.

Bunun insani boyutunu da hiçbir zaman ihmal etmediklerini belirten Çavuşoğlu, "Nasıl şimdi Suriye'den, Irak'tan hangi dinden, hangi mezhepten ve ırktan olursa olsun, Yezidiler, Kürtler, Araplar, Suriyeliler, Türkmen kardeşlerimiz, Ermeniler kim gelirse gelsin onları nasıl Türkiye'de en iyi şekilde barındırmaya çalışıyorsak bundan sonra da bu insanların normal hayata dönmesi için neler yapılması gerektiğini açıkça söylüyoruz" dedi.

"Türkiye artık BM gibi hareket edemez"

Çavuşoğlu, Suriye içerisinde güvenli bir bölge oluşturulması ve o insanların artık buraya yerleştirilmesi gerektiğini söyleyerek, "Çünkü Lübnan, Ürdün gibi komşu ülkelerde de bu ciddi bir sorun haline geldi. Bizde de şu anda 1,5 milyona yakın mülteci var, Suriye ve Irak'tan gelenler. Ama Türkiye artık BM gibi hareket edemez. Bu sürdürülebilir bir durum değildir ve BM çatısı altında bundan sonra neler yapılması gerekiyor, ama bunun da ötesinde özellikle Irak ve Suriye'de istikrarın, barışın gelmesi için, insanların nasıl kazanılması gerektiğinden tutun da, tüm insani yardımlar nasıl mobilize edilir, buna kadar düşüncelerimizi, tespitlerimizi her platformda paylaşıyoruz ki bölgenin istikrarı, geleceği için, barış için katkı sağlayalım" diye konuştu.

Çavuşoğlu, bir soru üzerine, güvenli bölge konusunda henüz verilmiş bir kararın olmadığına işaret ederek, ama Türkiye olarak hem ülkeler hem de BM nezdinde konuyu gündeme getirdiklerini, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ile ikili görüşmesinde bizzat bunu izah ettiğini aktardı.

"Güvenli bölge uygulaması şart"

BM'nin ilgili yetkilileri ve temsilcilerine de durumu anlattıklarını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Burada bu insanlara doğru dürüst bir yaşam tarzı, yaşam kalitesi getirmek için böyle bir uygulamanın şart olduğunu ve her türlü imkanın artık BM çatısı altında sağlanması gerektiğini... Sadece bunlara çadır, kamp sağlamak yetmez. Bugün biz Türkiye'deki 1,5 milyon insana her türlü hizmeti vermeye çalışıyoruz, kendi vatandaşlarımıza verdiğimiz hizmetin aynısını, ama bunların bir düzen, intizam içerisinde olması lazım. Şimdi bu çocuklara düzenli bir eğitim veremezsek, bu çocukların geleceği ne olacak? Cahillikten bahsediyoruz, teröre katılma sebeplerinden konuşuyoruz ve bunlara sağlık hizmetini doğru dürüst, sistematik şekilde veremezsek ne olacak?

Bunların hepsini gündeme getiriyoruz ve bunlar için güvenli bir bölgenin oluşturulmasını, buralara mültecilerin yerleştirilmesi ve her türlü imkanın, altyapının sağlanması gerektiğini anlatıyoruz. Epeyce bu işi olgunlaştırdık diye düşünüyoruz. Samimi olurlarsa bunu başarabiliriz. Tabi buraların güvenliğinin sağlanması için de gerekli tedbirlerin alınması gerekiyor."

Çavuşoğlu, "BM'nin mi böyle bir girişimi üstlenmesi gerekir?" sorusu üzerine, "Her ne kadar birçok konuda yetersizliğini gündeme getirsek de, kendisini reforme etmesi gerektiğini söylesek de, şu anda dünyanın çatı kuruluşu BM. BM çatısı altında birçok ülke buna katkı sağlayabilir, hep birlikte bunu başarabiliriz. Bu yükü sadece Türkiye'nin ya da birkaç ülkenin omuzlamasını beklemek, Türkiye'ye ve diğer bu ülkelere haksızlık olur" dedi.

"Biz bunu doğru bulmuyoruz"

Çavuşoğlu, Mısırlı yetkililerin ''Türkiye'nin Mısır'dan görüşme talep ettiği" iddialarına ilişkin Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü ile daha önce iki toplantıda selamlaştığını ve bu toplantılarda karşılıklı olarak New York'ta görüşme teyidi olduğunu belirterek, ''Bu sohbetler yapılırken New York'ta görüşelim teyidi oldu karşılıklı ve bunun üzerine de ofislerimiz bunun takibini yaptı fakat öyle bir şey oldu ki sanki 'Türkiye bizden ısrarla istedi' havası estirilmeye çalışılıyor. 'Biz kabul ettik' gibi bir kompleks içine girilmeye çalışılıyor. Biz bunu doğru bulmuyoruz'' dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü ile Cidde ve Paris'te Irak kapsamındaki toplantılarda bir araya geldiklerini, selamlaştıklarını söyleyerek, bu görüşmelerde Ürdün, Lübnan ve Körfez bölgesinden dostları da bulunduğunu belirtti. Çavuşoğlu, ''Bu sohbetler yapılırken New York'ta görüşelim teyidi oldu karşılıklı ve bunun üzerine de ofislerimiz bunun takibini yaptı. Fakat öyle bir şey oldu ki sanki 'Türkiye bizden ısrarla istedi' havası estirilmeye çalışılıyor, 'biz kabul ettik' gibi bir kompleks içine girilmeye çalışılıyor. Biz bunu doğru bulmuyoruz'' dedi.

Türkiye olarak ve millet olarak hiç bir zaman kompleks içinde olmadıklarının altını çizen Çavuşoğlu ''Biz millet olarak da ülke olarak da hiçbir zaman kompleks içinde olmadık, dün olmadık, bugün olmadık, yarın da olmayacağız. Dolayısıyla bu işleri bu boyuta taşımanın da bir anlamı yok'' diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın BM Genel Kurulu'nda verdiği mesajların oldukça net olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı, ''Demokrasi, adalet ve özgürlük isteyen hiçkimse bu mesajlardan rahatsız olmamalı. Dolayısıyla bu tür komplekse dayalı bazı şeylerden dolayı görüşmeyi de düşünmüyoruz işin doğrusu'' ifadelerini kullandı. 

Türkiye'nin her zaman konuşmadan, diyalogdan yana olduğunu belirten Çavuşoğlu, ''Ama bunu böyle bir komplekse dönüştürmenin de hiçbir anlamı yok. Biz prensip anlayışımızdan, duruşumuzdan hiçbir zaman vazgeçmeyiz. Biz darbelere karşıyız. Biz İnsanların meydanlarda hunharca öldürülmesine karşıyız. Biz insan hakları ihlaline karşıyız. İdam cezasına da karşıyız" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mısırlı yetkililerin ''Türkiye'nin Mısır'dan görüşme talep ettiği" iddialarına ilişkin Mısır Dışişleri Bakanı Semih Şükrü ile daha önce iki toplantıda selamlaştığını ve bu toplantılarda karşılıklı olarak New York'ta görüşme teyidi olduğunu belirtti.

Çavuşoğlu, ''Bu sohbetler yapılırken New York'ta görüşelim teyidi oldu karşılıklı ve bunun üzerine de ofislerimiz bunun takibini yaptı fakat öyle bir şey oldu ki sanki 'Türkiye bizden ısrarla istedi' havası estirilmeye çalışılıyor. 'Biz kabul ettik' gibi bir kompleks içine girilmeye çalışılıyor. Biz bunu doğru bulmuyoruz'' dedi.