1 Mayıs kutlandı

Türkiye 1 Mayıs'ı 'olaysız' denilebilecek kadar düşük polis müdahalesiyle kutladı. Kutlamalar tam bir bayram havasında geçti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME



İSTANBUl - 1 Mayıs tüm Türkiye'de coşkuyla kutlandı.

Sendikalar ve sivil toplum kuruluşları tüm kentlerde izin verilen alanlara yürüyüş kolları oluşturarak 1 Mayıs'a katıldı.

Bu gruplar dışında kutlamalara halkın da yoğun katılımı vardı.

İstanbul'da iki ayrı noktada, geçmiş yıllarla kıyaslanamayacak ölçüde küçük olaylar çıktı. Bazı işyerleri ve bankalara saldırılar oldu. Bazı işyerlerinin camları kırıldı.

Ankara'da gösteri için izin verilen alanlardan biri olan Sıhhiye'de de bazı grupların taşkınlıklarına polis müdahale etti.

Sıhhiye'deki müdahalede polisin göz yaşartıcı gaz kullandığı görüldü.

Tunceli'de de polisle küçük gruplar arasında zaman zaman çatışmalar yaşandı. Polis Tunceli'de de gaz kullandı.

Ancak, bu yıl polis gaz kullanımında çok dikkatli davrandı. Hem kullanılan gaz miktarı hem de gazdan zarar gören insan sayısı çok düşük oldu.

İstanbul, Ankara ve İzmir'deki kutlamalar çok renkli görüntülere sahne oldu. Tandoğan Meydanı'na toplanan işçi ve memurlar, meydanı tam bir panayır yerine çevirdi.

İstanbul'da, Taksim ve çevresi Türkiye'de çok uzun süredir görülmeyen düzeyde renkli kutlamaların yapıldığı bölge oldu.

İstanbul'daki en ilginç gösterileri yapanlar arasında Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş taraftarları vardı.

Polisin bütün alanlarda çok sıkı güvenlik tedbiri almış olması katılımları azaltmadı. Tören alanlarına girişlerde de aşırı izdiham yaşanmadı.

"1977'nin failleri bulunmalı"

DİSK Genel Başkanı Erol Ekici, "Buradan örgütlü, örgütsüz tüm işçi sınıfına sesleniyorum, çetin bir kavga bizleri bekliyor. Onlardan, ne özür dileyeceğiz, ne de demokrasi dileneceğiz. Onlar hiç bir zaman emek ve halktan yana olmayacak. Onlar yıkacak, biz yeniden yapacağız. Onlar engelleyecek, biz engelleri aşacağız, onlar baskı uygulayacak biz yılmadan direneceğiz" dedi.

DİSK, KESK, TMMOB ve TTB'nin öncülüğünde Taksim Meydanı'ndaki 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarında, bugün bütün dünyada 1 Mayıs alanlarını dolduran yüz binleri DİSK adına selamlayarak konuşmasına başlayan Ekici, kürsüden sadece devrimci işçilerin yürekleriyle değil, zalimlerin zulümlerine boyun eğmeyenlerin, mücadelede inancın ve kararlılığın sembolü olmuş yoksul ve emekçi halkların mutluluğu için canlarını dişlerine takarak mücadele edenlerin bayraklaşmış yürekleriyle seslendiğini ifade etti.

Ekici, farklı olan, farklı düşünene yaşam hakkının tanınmadığını, ırkçılık ve ayrımcılığın arttığını, kardeşlik bağlarının zayıflatıldığını iddia ederek, dil, inanç ve köken gibi ayrımlarla halkın birbirine düşman edilmek istendiğini kaydetti.

Kentsel dönüşüm adı altında, yoksul gecekondu halkının, barınma hakkının elinden alındığını belirten Ekici, "Ne sermayenin, ne Emperyalistlerin, ne de hükümetin halka karşı saldırıları bitmiyor. Hatta bu rollerini öylesine benimsemişler ki Orta Doğu da taşeronluğunu üstlenmek için başta Suriye olmak üzere, komşularımızla emperyalizmin çıkarları için savaşa girmekten çekinmiyorlar. Bu Osmanlı hayranları, bu işbirlikçiler, bu sömürücüler, zorbalar, bu taşeron Cumhuriyetçileri Neoliberal rüzgarların esintisiyle kasalarını şişirip, Selçuklu politikalarıyla da Orta Doğu sultanlığına soyunuyorlar" diye konuştu.

"Zalimin zulmüne boyun eğmedi"

DİSK Genel Başkanı Ekici, ülkede yoksulluğu derinleştiren, işsizliği ve güvencesizliği yaygınlaştıran, yeni sömürü politikalarını uygulamak için baskıları artıran ve Orta Doğu'da emperyalistlerin taşeronu olmak için ülkeyi ateşe sürüklemekten çekinmeyenlerin, kurmak istedikleri taşeron cumhuriyetini sessizce kabullenmelerini veya reva gördükleri baskı, şiddet ve yok etme politikalarına maruz kalmalarını istediğini savundu.

"Ne bizden öncekiler, mücadele bayraklarını devraldıklarımız ne de bugün 1 Mayıs alanlarını dolduran milyonlar zalimin zulmüne boyun eğmiştir" diyen Ekici, geçmiştekilerden aldıkları mücadele azmiyle bugünün muktedirlerine karşı en gür sesleriyle "Varız, var olacağız, haklıyız ve kazanacağız" diye seslendiklerini söyledi.

Bugünün egemenlerinin, Orta Doğu'da savaşı, Kürt sorununda çözümsüzlüğü, çalışma hayatında iş cinayetlerini, farklı olana karşı asimilasyonları, yaşanılan doğal çevreyi de sermayeye sunduğunu ifade eden Ekici, şöyle konuştu:
"Biz de onlara diyoruz ki insanca bir yaşam ve düzen için emperyalist isyan politikalarına 'hayır'. 35 yıl önce bu meydanda, onlarca insanımız katledildi. Katledilen arkadaşlarımızın katillerinin bulunmasını hep talep ettik, davanın peşini bırakmadık ama bugüne kadar ne olayın failleri bulundu, ne azmettirenler ne de tertipçiler yargılandı. Bugün, burada bir kez daha tekrar ediyoruz, bu ülkede katillerin, hırsızların, ülkesini soyanların yakasına yapışılmadıkça bu ülkede katliamcılardan hesap sorulmadıkça, bu ülkede gerçek bir demokrasi boy vermedikçe acımız dinmeyecek.
1 Mayıs 1977'nin failleri bulunmalı ve hak ettikleri hesap sorulmalıdır. Bu hesabı bugünün iktidar sahiplerinin soramayacağını da biliyoruz. Bunun gerçek hesaplaşmasını eşit, özgür, bağımsız ve kardeşçe bir Türkiye kurma mücadelesine sömürü düzeni ile hesaplaşan emekçiler yapacaktır. Buradan örgütlü, örgütsüz tüm işçi sınıfına sesleniyorum. Çetin bir kavga bizleri bekliyor. Onlardan ne özür dileyeceğiz ne de demokrasi dileneceğiz. Onlar hiç bir zaman emek ve halktan yana olmayacak. Onlar yıkacak, biz yeniden yapacağız. Onlar engelleyecek, biz engelleri aşacağız, onlar baskı uygulayacak biz yılmadan direneceğiz ama bütün bunları kimse tek başına kazanamayacak. Tüm işçi, emekçi, kamu çalışanlarını, işsiz, emeklileri, kadın, yoksulları, gençleri, devrimci ve demokratları, gelecek güzel günler için mücadeleye davet ediyoruz."

"Çocukların anasız, babasız kalmadığı bir ülke istiyoruz"

Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Başkanı Lami Özgen, "Biz insanın insanı sömürmediği, hiçbir halkın dil, din, kültür farklılıkları nedeniyle baskı ya da ayrımcılık uygulamalarıyla karşılaşmadığı, insanların açlıktan ölmediği, çocukların savaşlar sonucunda anasız ve babasız kalmadığı bir ülke istiyoruz" dedi.

Özgen, Taksim Meydanı'nda kutlanan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde kürsüden yaptığı konuşmasına, Türkçe ve Kürtçe olarak 1 Mayıs'ı kutlayarak başladı.

İşçiler ve emekçilerin, birlik, dayanışma ve ortak mücadeleye her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu günlerden geçildiğini belirten Özgen, "ulusal istihdam stratejisiyle kıdem tazminatına göz diken, istihdam bürolarıyla işçileri kiralayan, bölgesel asgari ücret ile Kürt işçileri ucuz iş gücü olarak gören zihniyete karşı güçleri birleştirmenin bir zorunluluk olduğunu" kaydetti.

Yıllardır sürdürülen özelleştirme ve taşeronlaşma nedeniyle iş cinayetlerinin arttığına işaret eden Özgen, "Sadece geçen ay 59 işçi kardeşimiz iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti" dedi.

İktidarın, bugüne kadar onlarca emek karşıtı yasa çıkardığını savunan Özgen, eğitim ve sağlıktaki düzenlemelerle bu alanların paralı hale getirildiğini öne sürdü.

Özgen, kamu emekçilerine yönelik yasaya da değinerek, "Bu ülkenin onurlu kamu emekçileri ve onların mücadele aygıtı olan KESK bu ucube yasayı tarihin çöplüğüne atmak için meşru mücadelesini sürdürmekte kararlıdır" diye konuştu.

Lami Özgen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizler her şeye rağmen emekten, eşitlikten, özgürlükten, barıştan ve adaletten yana bir ülke ve dünya kurmanın mümkün olduğunu biliyoruz. Biz insanın insanı sömürmediği, hiçbir halkın dil, din, kültür farklılıkları nedeniyle baskı ya da ayrımcılık uygulamalarıyla karşılaşmadığı, insanların açlıktan ölmediği, çocukların savaşlar sonucunda anasız ve babasız kalmadığı bir ülke istiyoruz. Biz milliyetçi, ırkçı ve kindar nesillerin yetiştirildiği bir ülke değil, emeğin, barışın, kardeşliğin egemen olduğu bir ülke istiyoruz."