1 Mayıs olayları AİHM'e taşınıyor

Çelebi, 1 Mayıs'ta yaşanan olayların klasör haline getirilerek AİHM'e gönderildiğini bildirdi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - DİSK ve KESK Yönetim kurulları ile Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu başkanlığındaki Hukukçular Kurulu'nun 1 Mayıs olaylarına ilişkin hazırladığı dosya, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) gönderildi.

DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, KESK Genel Başkanı Sami Evren, Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu ile 1 Mayıs olaylarıyla ilgili AİHM'e yapılacak başvuru dosyasını hazırlayan avukatların katılımıyla DİSK Genel Merkezi'nde basın toplantısı düzenlendi. 1 Mayıs'ta yaşanan olayları ve gazete kupürlerini içeren video gösterimiyle başlayan toplantıda konuşan Çelebi, 1 Mayıs'ta yaşanan olayların titiz bir çalışma sonucunda klasör haline getirildiğini ve bugün avukatlar aracılığıyla AİHM'e gönderildiğini kaydetti. 2007 yılında yaşananlarla ilgili yapılan başvurulardan sonuç alınamadığı için AİHM'e başvurduklarını anlatan Çelebi, "2009 yılı 1 Mayıs'ının kutlanması adına böyle bir hazırlığı sunma gereğini duyuyoruz. Çünkü 2009'da böylesi bir sorunla, şiddetle, bombalamayla işçi sınıfının karşı karşıya gelmesini istemiyoruz" diye konuştu.

"2008'de tam bir dehşet yaşanmıştır" diyen Çelebi, bütün kurum ve kişilere Taksim'de kutlama yapılmasına izin verildiğini ancak işçilerin birlik, mücadele, dayanışma gününün en görkemli kutlanmasına sıra gelince orada "dehşet" yaşandığını savunarak, bu dehşeti tüm Türkiye'nin izlediğini söyledi. Çelebi, "Coşkulu, etkin bir 1 Mayıs kutlanması adına şimdiden tedbir almak ve 2009'da 1 Mayıs irademizin Taksim'de olacağını da düşünürsek şimdiden önlemlerin alınması konusunda bir başvurudur bu" şeklinde konuştu.

"Türkiye ve İstanbul'un her bölgesinden gelen emek dostlarının gaz bombalarına muhatap olunduğunu" ifade eden Çelebi, "Bu, en temel insan hakkının ihlalidir. Anayasa'nın, uluslararası sözleşmelerin bize tanıdığı bu hakkın tamamen ihlali noktasındadır. Bunun için böyle bir süreci başlattık" dedi.

"Demokrasi Mitingi düzenleyeceğiz"

İstanbul Valiliğinin, 2007 yılı 1 Mayıs'ı dolayısıyla kendileri hakkında yapılan suç duyurusuyla ilgili mahkemenin geçen ay yapıldığını ve beraat ettiklerini hatırlatan Çelebi, "Bizimle ilgili yapılan işlemlerin yasa dışı olduğunu iddia edenler, hukuk önünde bunları ispatlayamadılar. Tam tersi biz ispatladık. Yani yasa dışı uygulamaya biz muhatap kaldığımızı kanıtlamış olduk" diye konuştu.

Çelebi, başvuru dosyasının 30 sayfa ve 39 kalem ekten oluştuğunu bildirdi. 13 Eylül'de İzmir'de "Demokrasi Mitingi" düzenleyeceklerini dile getiren Çelebi, "12 Eylül hukukunun ürettiği yasal kısıtlanmaların ortadan kaldırıldığı, 12 Eylül'ün sorgulandığı, 12 Eylül'ün yeniden sanık sandalyesine oturtulduğu bir dönemin mücadelesini yürüteceğiz ve emekçi sınıfına yönelik saldırıları dile getireceğiz" dedi.

"AKP'yle 2009 1 Mayıs'ında hesaplaşacağız"

KESK Genel Başkanı Evren de 1 Mayıs'ın işçi sınıfı açısından mücadele günü olduğunu ifade etti. Evren, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2007 ve 2008 1 Mayıs'larında ortaya koyduğu tavırdan dolayı Türkiye halkından, emekçilerinden özür dilemelidir. Bu özür, 'yanlış yaptık' ile olmaz. 1 Mayıs 2009 tatil edilmelidir, bütün emekçiler 1 Mayıs'ta işe gitmemelidir. 1 Mayıs alanı, işçi sınıfına teslim edilmelidir. Bunlar yapılmadığı sürece Başbakan'ın özrünü de kabul etmek mümkün değildir" dedi.

Haklı olan emekçilerin, yaptıkları eylemlerle meşru olduklarını dile getiren Evren, "Haklı olduğumuz eylemleri fiili ve meşru olarak gerçekleştiririz. Bu 2009'da da 2010'da da böyle olacaktır" diye konuştu.

"AKP hükümeti ile 2009 1 Mayıs'ında hesaplaşacaklarını" ifade eden Evren, şunları söyledi:

"Hodri meydan diyoruz. Hesaplaşacağız. Türkiye'nin her tarafı Taksim olacak, her taraf 1 Mayıs olacak ve emekçiler, Taksim'e mutlaka bir gün çıkacak. Bu mücadeleden bizim vazgeçmemiz, bu mücadelenin engellenmesi mümkün değildir. O nedenle emekçilerin 1 Mayıs alanına çıkması Türkiye'deki demokrasinin testidir. Ne zaman ki 1 Mayıs bayram ilan edilir, ne zaman ki 37 insanımızın katledildiği Taksim alanında emekçiler arkadaşlarıyla anılarını ve mücadelelerini taçlandırırlar, o zaman 12 Eylül hukukundan, 1 Mayıs'ı yasaklayanlardan hesap sormuş kabul ederiz kendimizi. Aksi takdirde bu zihniyete emekçiler asla teslim olmayacaktır."

Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu da söz konusu başvurunun, İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 10 ve 11. maddesindeki düşünme, ifade, toplantı ve gösteri hakkına aykırılıktan yapıldığını bildirdi. Kaboğlu, "Hedefimiz bir tazminat talebi ya da uğranılan zararın giderimi talebi değildir. Bu davanın hedefi, haksızlığın tescil edilmesi ve Türkiye'de 1 Mayıs'ın kolektif hak olarak emekçiler tarafından kutlanmasının yolunun Avrupa Mahkemesi kararı ile açılması" dedi.