1 Mayıs tasarısı Komisyon'dan geçti

1 Mayıs, "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla tatil günü olacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

ANKARA - TBMM İçişleri Komisyonunda, Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkındaki Kanununda Değişiklik Yapan Kanun Tasarısı kabul edildi.

1 Mayıs, "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla tatil günü olacak.

Tasarı, kanuna, 1 Mayıs'ın da "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla tatil günü olarak eklenmesini öngörüyor.

1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması

TBMM İçişleri Komisyonunda, "Emek ve Dayanışma Günü" adıyla 1 Mayıs'ın tatil olmasına ilişkin kanun tasarısının görüşmelerinde, 1 Mayıs'ın Taksim Meydanı'nda kutlanması gündeme geldi.

Tasarının görüşmelerinde söz alan ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, 1 Mayıs'ın karnaval havasında kutlanmasını isteyerek, "Geçen yıl 1 Mayıs'ta Taksim'de çok gaz yedik. Siyaset, gaz alıp verme ilişkisinden çıkarılmalı" dedi.

Uras, Taksim'in tarihsel bir borç ve simge olduğunu dile getirerek, Taksim'e her yıl tek başına çıkmak istemediğini söyledi. Uras, kontrgerillayla mücadelenin sonuna kadar götürülmesi halinde, kutlamalarda provokasyonların ortadan kalkacağını belirtti.

DSP İstanbul Milletvekili Jale Ağırbaş, kendisinin de geçen yıl Taksim'de gaza maruz kaldığını ifade ederek, 1 Mayıs'ın miting değil, bayram havasında geçmesi gerektiğini kaydetti.

Ağırbaş, Nevruz'un da bayram ilan edilmesini önerdi.

CHP Kırklareli Milletvekili Tansel Barış, "Taksim'i, nereye kadar korku olarak içimizde tutacağız?" diye sorarak, Taksim'in dünyada şiddet meydanı değil, özgürlük meydanı olarak görülmesini istedi. Barış, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, milletvekilleri, sendikalar ve sivil toplum örgütlerinin, bugünü Taksim'de kutlamasının daha şık olacağını belirtti.

DTP'li Yaman'a tepki

DTP Muş Milletvekili Nuri Yaman ise daha önceki konuşmasında yaptığı "Kürt coğrafyası" tanımlamasına açıklık getirmek için yeniden söz aldı.

Rahatsızlık duyulmaması gerektiğini, bu coğrafyanın isminin bin yıldan bu yana aynı olduğunu savunan Yaman, "Yavuz Sultan Selim'in Kürt beyleriyle yaptığı Amasya Antlaşmasında, Kanuni Sultan Süleyman'ın Fransa Kralına yazdığı mektupta Kürdistan coğrafyasından bahsedilir. Atatürk, Birinci Meclisin açılışında, Kürdistan milletvekili diyor. Yok demekle, bu yok olmuyor. Irak'ta Kürdistan yönetimi yok mu?" diye konuştu.

Yaman, kabul edilmese de Kürtlerin yoğun olarak yaşadığı coğrafyanın adının "Kürt coğrafyası" olduğunu öne sürerek, korku cumhuriyeti yaratılmak istendiğini savundu.

DTP'li Yaman'ın sözlerine, başta AKP'li Çorum Milletvekili Agah Kafkas olmak üzere milletvekilleri tepki gösterdi. Kafkas, 1 Mayıs'ın gündemden düşürülmeye, sabote edilmeye çalışıldığını ifade etti.

Katilleri bulmak zorundasınız

AKP İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, iktidarlarına kadar korku cumhuriyetinin nasıl kurulduğunu gördüklerini, bu tünelleri temizlemenin ise kadrolarına düştüğünü, yasakları teker teker kaldırdıklarını söyledi.

Kıyıklık, "Bugün çok özgürlükçü olanlar, üniversiteleri beyinleri yıkayarak, ikna odaları açtılar. Bu odalardan geçen çocuğum var. Biz, bir bayan parlamenterin evine nasıl girildiğini de biliyoruz" dedi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, "Bu ülkenin bağırsaklarını temizlemek, kirli bulutları dağıtmak istiyorsanız, 1 Mayıs 1977'de Taksim'de ölen insanların, faili meçhullerin katillerini bulmak zorundasınız" diye konuştu.

DİSK Temsilcisi ise Taksim'i inatlaşma olarak görmediklerini, alan fetişizmine dönüştürmek istemediklerini kaydetti.

"Perdelerin ortadan kalkması açısından"

Eleştirilere yanıt veren Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bu kadar önemsedikleri bir günden daha çok, farklı konuların gündeme gelmesine 1 Mayıs adına üzüldüğünü vurguladı.

Bakan Çelik, çalışma hayatıyla ilgili yasaların ayıplarından kurtulacağı bir düzenlemeyi, bu dönem içinde yapacaklarını bildirdi.

İşçilerin, vatandaşların 1 Mayıs 1977'de katledilmesinin nedenlerinin sorulduğuna işaret eden Çelik, "Eğer devletimizin organlarına sızmış veya yapılanmış olumsuz yapılanma varsa bunların tasfiyesi konusunda da ortak bir irade olmalı. Yanlışlar varsa konuşulabilir fakat 1977'deki karanlık noktaların aydınlatılması konusunda bir talebimiz varsa, burada da bir birlikteliğin sağlanması gerekir, o perdelerin ortadan kalkması açısından" diye konuştu.

Yaman'a yanıt

Çelik, konuşmasında DTP'li Nuri Yaman'a ise şöyle karşılık verdi:

"Biz Misak-ı Milli sınırlarımızı, Türkiye'de yaşayan tüm unsurlarla beraber çizmişiz, burasını vatan edinmişiz. 300, 500 yıl geriye gidip, 'filan belgede, evrakta, kitapta şu bilgiler var' derseniz, birilerinin, ülkemizin dağlarını, illerini, ana merkezlerini kendi coğrafyalarında gösterme çabalarına da farkına varmadan çanak tutma durumuna gelir. Ki böyle bir durumu hiç kimse arzu etmiyor... Geriye gittiğinizde, 'Trablusgarp, Şam benim coğrafyamdır' dersiniz, bugün bunun getireceği olumsuzlukların ve tepkilerin hangi boyutlara geleceğini de düşünmemiz lazım.

Misak-ı Milli hudutlarını hep beraber çizdiğimize, bir bayrak altında, üniter bir yapı içinde yaşamayı açık bir şekilde ifade ettiğinize göre, bu cümlelere saygı duyarak, bir terminolojinin, bir ifadenin geliştirilmesi son derece yanlıştır. Çatışma istemiyorsak, bunun yolu çok sağlıklı bir terminolojiyle, ifadeyle değerlendirmek gerekir."

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Çelik, komisyonda, işçi ve işveren konfederasyonları başkanlarının bulunması gerektiğini dile getirerek, "Meydanlarda, ekranlarda sahipleniyoruz, günlerce tartışıyoruz. Bunun yasası burada çıkıyor. Komisyona gelip, milletvekili arkadaşlara destek vermeleri gerekirdi" dedi.

Konuşmaların ardından tasarı kabul edildi.