10 yıl sonra 'Deprem'in yankıları

Marmara depreminin 10. yıl dönümünde saat 03.02'de anma törenleri düzenlendi

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

 

 

KOCAELİ - Marmara depreminin 10. yıl dönümü nedeniyle Kocaeli, Sakarya ve Yalova'da, felaketin yaşandığı saat 03.02 sıralarında düzenlenen etkinliklerle hayatını kaybedenler anıldı.

Anma etkinliği, Kocaeli Valisi Gökhan Sözer, siyasi parti temsilcileri, Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanı Hasan İpek, Türk Kızılayı Genel Başkanı Tekin Küçükali, Afet İşleri Genel Müdürlüğü yetkilileri, Türk Kızılayı Genel Başkanı Baş Danışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Başkanı Mehmet Soğancı, bazı kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin "Kuzey Anadolu Fay Zonu Bisiklet Turu" kapsamında Erzincan'dan yola çıkan ve Gölcük'e ulaşan sporcuları karşılamasıyla başladı.

Daha sonra kortej, yaklaşık 2 kilometre yürüyerek etkinliğinin yapılacağı alana geldi. Burada, depremde yaşamını yitirenlerin anısına saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı okundu.

Konuşmaların ardından, Marmara depreminde Kocaeli'ye yardım eli uzatan ülkelerin temsilcilerine plaket verildi.

Daha sonra, Gölcük Arama Kurtarma Derneği (GESO-TİM) 15. dönem mezunları yemin ederek sertifikalarını aldı.

Deprem anıtı önünde tören

Yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki depremde resmi verilere göre hayatını kaybeden 17 bin 480 kişi için, bir bölümü depremin ardından sular altında kalan Kavaklı sahilindeki Deprem Anıtı önünde tören düzenlendi.

Törene, Gölcük Belediye Başkanı Mehmet Ellibeş, depremzedeler, bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. Meşalelerin yakıldığı törende Mehmet Ellibeş ile sivil toplum örgütlerinin temsilcileri Deprem Anıtı önüne çelenk bıraktı. Yere dökülen yanıcı bir maddeyle "10. yıl unutmayacağız" yazısı yazıldı.

Mehmet Ellibeş'ın konuşması sırasında bir kişi, "Başkan benim dükkanım yıkıldı, ne olacak" diyerek Mehmet Ellibeş'in göğsüne yumruk attı. Yaşanan arbedede yere düşen kişi vatandaşlar ve görevliler tarafından tartaklandı.

İsminin Behcet Y. olduğu öğrenilen kişi gözaltına alındı.

Törende, depremin meydana geldiği saat 03.02'de sirenler eşliğinde bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Bu sırada törene katılan bazı vatandaşların gözyaşlarını tutamadığı görüldü.

Saygı duruşunun ardından dilek fenerleri ile denize çiçek bırakıldı. Yelken kulübü sporcuları, balıkçılar ve bazı vatandaşlar da teknelerle denize açılarak anma etkinliğine eşlik etti.

Sakarya'da saat 03:02

Depremde hayatını kaybedenler, Adapazarı'nda da felaketin yaşandığı saat 03.02'de anıldı.

Kent Meydanı'nda toplanan vatandaşlar saat 03.02'de depremde hayatını kaybedenler anısına saygı duruşunda bulunarak İstiklal Marşı okudu.

Sakaryaspor taraftarlarından oluşan Tatangalar grubunun düzenlediği anma gecesinde Düzce'den gelen Pİ Alternatif Sanat Atölyesi oyuncuları "Deprem Oratoryosu" adını verdikleri oyunu sundu. Dans, müzik, resim ve tiyatroyu bir arada barındıran oyunda sanatçılar 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde yaşanan acıları canlandırdı.

Depremin anlatıldığı sinevizyon gösterisinin ardından Sakarya Müftülüğü din görevlilerince Kur'an-ı Kerim ve depremde hayatını kaybedenler için dua okundu.

Depremin olduğu 03.02'de Tatangalar grubu kent meydanında meşaleler yaktı.

Yalova'da tören

Yalova'da ise yıkılan binaların enkazı üzerine kurulan Deprem Anıtı'nı ziyaret eden vatandaşlar, hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılı olduğu beton bloklara çiçek bıraktı.

Anıt içinde bulunan fotoğraf sergisini de gezen vatandaşlar, Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği, Sivil Savunma Müdürlüğü ve İzcilik il temsilciliğine ait çadırları da ziyaret etti.

Mahalle Afet Gönüllüleri Derneği üyesi bir grup da meşalelerle Gazipaşa Caddesi'nden Deprem Anıtı'na yürüdü. Grup, anıta geldiğinde "Sesimizi duyan var mı?" diye bağırdı.

Törende, Yalova İl Müftülüğü görevlileri de dualar okuyarak ilahi söyledi. Törene Yalova Valisi Mehmet Ersoy ve Belediye Başkanı Yakup Koçal da katıldı.

Bu arada, yeni evlenen Yalovalı çift Savaş Lokman (39) ile Nuray Savaş Lokman (29) da Deprem Anıtı'na gelerek hayatını kaybedenler için beton bloklara çiçek bıraktı.

Donanma Komutanlığı'nda tören

Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde, 17 Ağustos 1999 Marmara depreminde Donanma Komutanlığında hayatını kaybeden 420 personel ve aileleri anıldı.

Deprem Şehitleri Anıtı önündeki anma töreni, Donanma Komutanlığı Harp Filosu Komutanı Tümamiral Mücahit Şişlioğlu'nun anıta çelenk koyması, saygı duruşunda bulunulması, saygı atışı yapılması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.

Deniz Kurmay Binbaşı Abdülkadir Küçük, burada yaptığı konuşmada, depremde 420 personelin yaşamını yitirdiğini, birçok binanın yıkıldığını anımsattı. Büyük felaketin yıl dönümünde acıların yeniden tazelendiğini ifade eden Kurmay Binbaşı Küçük, o günlerin bir daha yaşanmaması temennisinde bulundu.

Depremin ardından Türk ulusunun tarihinde en büyük dayanışma örneklerinden birini sergileyerek yaraları sarmaya başladığını, ulusça birlik olmanın en güzel örneğinin dünyaya sunulduğunu belirten Küçük, felaketin boyutu göz önüne alındığında, yaraların sarılmasının kolay olmadığının fark edildiğini, felaketin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen acıların hala derinden hissedildiğini söyledi.

Deniz Kurmay Binbaşı Küçük, acılardan ders alınarak, deprem öncesi, esnası ve sonrasında yapılması gerekenlerin iyice kavranılması gerektiğini bildirdi.

Daha sonra, Tümamiral Mücahit Şişlioğlu, anıt anı defterini imzaladı ve depremde ölenlerin yakınlarına baş sağlığı diledi. Ailelerle sohbet eden Tümamiral Şişlioğlu, Marmara depreminde görev yaptığı TCG Yıldırım ve TCG Oruçreis firkateynlerinden 6 arkadaşının şehit olduğunu belirterek, "Kader birliği yaptığım arkadaşlarımı hiçbir zaman unutmayacağım, acılarınızı paylaşıyorum" dedi.

Daha sonra ölenlerin yakınları anıta karanfil bıraktı, gözyaşı döktü. Törende bir şehit yakını fenalık geçirdi.

Sağlık kuruluşları tehlike altında

İstanbul Tabip Odası ile İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinin ortak açıklamasında, "kentteki sağlık kuruluşlarının büyük kısmının yapısal olarak tehlike altında olduğu" öne sürüldü.

Yapılan yazılı açıklamada, iki meslek örgütünün, olası bir deprem karşısında İstanbul'daki sağlık kuruluşlarının yapısal güvenliğine ilişkin ortak çalışma başlattığı belirtildi. Açıklamada, "gerek okullar, gerekse de sağlık kuruluşlarının depreme yapısal olarak dayanıklı olup olmadıkları, dayanıklı olmayanların güçlendirilmeleri ve bu çalışmalar için ayrılan kaynakların yeterli olup olmadığı konularının üzerinde önem ve hassasiyetle durulması gerektiği" kaydedildi.

Sağlık Bakanlığı istatistiklerine göre, "İstanbul'da, 53'ü Sağlık Bakanlığına ait olmak üzere 201 kamu ve 132 özel hastane ile 400 civarında sağlık ocağı bulunduğu" belirtilen açıklamada, üniversite ve diğer kurumların yaptığı araştırmalardan elde edilen verilerin, kentteki hastane ve diğer sağlık kuruluşu binasından çok azının depreme dayanıklı olduğu ve bu binalara yönelik 1999 depreminden sonra yeterli güçlendirme çalışması yapılmadığının ortaya konulduğu" iddia edildi.

Ortak açıklamada, "yapılan açıklamalar ve TBMM'deki soru önergelerine verilen yanıtlara göre, 2002-2008 yılları arasında Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarının 265'inde deprem dayanıklılık analizi yapıldığı ve 30 hastanenin güçlendirildiği, bu süre zarfında güçlendirilen hastaneler arasında İstanbul'daki hastanelerin bulunmadığı" öne sürüldü. 

İl özel idaresi rakamlarına göre, "3 hastanede güçlendirme çalışması yapıldığı, bir kısmına da başlanmak üzere olduğu" ifade edilen açıklamada, şu görüşlere yer verildi: 

"Hastane binalarında sonradan yapılan değişiklikler ya da sağlık kuruluşu binası olarak projelendirilmemiş yapıların sağlık kuruluşuna dönüşümü sorunun boyutunu büyütmektedir. Hazırlıklı olma/korunmanın öncelikli olamadığı düşünüldüğünde, deprem sonrası sağlık kuruluşlarının ayakta kalmasının hayati olduğu açıktır. Ancak mevcut durumda başta hastaneler olmak üzere sağlık kuruluşlarının depremdeki akıbetleri açıktır. Sağlık kuruluşlarının büyük kısmı yapısal olarak tehlike altındadır. İlgili kurumların geçtiğimiz 10 yıl içinde bütçelerinin ne kadarını sağlık kuruluşlarının güçlendirilmesine ayırdıkları, bu konuda nasıl bir planlama yapıldığı bilinmemektedir."

"Kamu hastanelerinin yerleşimiyle ilgili de hatalı eğilimlerin ortaya çıktığı" öne sürülen açıklamada, "Kamuya ait bazı hastanelerin bulundukları yerden başka alanlara ve çoğunlukla şehrin çeperine taşınmak istenmesi deprem sonrası bu alanlara nasıl ulaşılacağı sorusunu akla getirmektedir" denildi.