”1967 sınırları içinde Filistin Devleti bir an önce kurulmalıdır”

Başbakan Recep Erdoğan, İKÖPAB Genişletilmiş 2. İcra Komitesi Toplantısının açılışında konuştu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "1967 sınırları içinde Filistin Devleti bir an önce kurulmalıdır. Bu hedef doğrultusunda, tüm taraflar, tüm aktörler çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemeli ve süreci daha da zora sokacak adımlardan kaçınmalıdır" dedi.

Erdoğan, Conrad Otel'de düzenlenen İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği (İKÖPAB) Genişletilmiş 2. İcra Komitesi Toplantısının açılışında yaptığı konuşmada, "Kudüs" ve "Gazze" dedikleri için kimsenin kendilerini farklı şekilde vasıflandırıp niyetlerini sorgulamaya kalkmamasını isteyerek, "Çünkü biz 'Gazze' dediğimiz kadar, dünyanın diğer bölgelerinde, diğer şehirlerinde, ülkelerindeki mağdur ve mazlumların da sesi olan insanlarız" diye konuştu.

Dün tüm dünyada Anneler Gününün kutlandığına ve tüm dünyada çocukların bir demet çiçekle, bir hediyeyle anneleriyle kucaklaştığına işaret eden Erdoğan, ama Gazze'de, Ramallah'da, Eriha'da, El Halil'de, çocukların annelerini değil, annelerinin mezarlarını kucaklamak zorunda kaldıklarını söyledi.

Erdoğan, Gazze'nin öksüzlerinin, belki o mezarlara koyacak bir demet çiçek dahi bulamadıklarını, bir zeytin dalını, bir limon yaprağını kara toprağın üzerine koymakla yetindiklerini ifade ederek, "Daha da acısı, Gazze'nin çocukları, mezardaki anneleriyle hasret giderebilmek için sokağa dahi çıkamadılar. Tüm dünya Anneler Gününü kutlarken, Filistin'in anneleri yitirdikleri yavrularının hatırasıyla, fotoğraflarıyla, kanlı elbiseleriyle, kundaklarıyla, avunmak zorunda kaldılar. Filistin'in anneleri, yavrularını değil yavrularından kalan oyuncakları koklayabildiler. Filistin'in anneleri anne değil mi? Onlar bir demet çiçeği hak etmiyor mu? Onlar çocuklarıyla sıcak bir kucaklaşmayı hak etmiyorlar mı?" diye konuştu.

Kendilerinin "Cennet anaların ayağı altındadır" sözüne inandıklarını belirterek, dünyanın neresinde olursa olsun, annelere bu acıyı yaşatmanın insanlıkla bağdaşıp bağdaşmayacağını soran Erdoğan, "Biz, annelerin göz yaşı dinsin diye 'Filistin' diyoruz. Biz, çocukların gözündeki ışık eksilmesin diye 'Gazze' diyoruz. Biz barış için, insanlık için, hoşgörü için 'Kudüs' diyoruz. Filistin'e barış gelinceye, Kudüs üzerindeki kara bulutlar kayboluncaya kadar da bu samimi çağrımızı devam ettirecek, her türlü imkanımızla barışın yanında olacağız" dedi.

"Filistin devleti bir an önce kurulmalıdır"

Erdoğan, Türkiye'nin Orta Doğu Barış sürecinin, basta İsrail-Filistin müzakereleri olmak üzere, tüm kanallarıyla yeniden canlandırılması ve kalıcı bir çözüme ulaştırılmasına yönelik çabaları her zaman desteklediğini ve desteklemeye de devam edeceğini söyledi.

"Filistin sorunu, iki devletli çözüm temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve yaşayabilir bir Filistin Devletinin kurulmasıyla çözülmeli ve Filistin halkı on yıllardır özlemini çektiği devletine kavuşmalıdır" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"1967 sınırları içinde Filistin devleti bir an önce kurulmalıdır. Bu hedef doğrultusunda tüm taraflar, tüm aktörler çözüm odaklı bir yaklaşım benimsemeli ve süreci daha da zora sokacak adımlardan kaçınmalıdır. Barış sürecinin önündeki en büyük engeli teşkil eden Yahudi yerleşim faaliyetlerine son verilmeli, Filistinlilerin yaşamı üzerindeki kısıtlamalar, Filistinlileri birbirinden koparmayı amaçlayan ayrım duvarı ve kontrol noktaları gibi engeller ortadan kaldırılmalıdır.

Yahudi yerleşim bölgelerinin genişletilmesi, ayrım duvarı, kontrol noktaları, bunun ardından Gazze saldırısı, şimdi de Kudüs'ün tehdit edilmesi, İsrail'in bölgede barışı tehdit eden adımları olmuştur. Kudüs şehrinin tarihi dokusunu, demografik yapısını ve hassas dengelerini değiştirmeye yönelik İsrail tarafından atılan adımları esefle karşıladığımızı, altını çizerek vurgulamak istiyorum."

Gazze'de yaşanan trajedi

 

Kudüs'ün niteliklerini hedef alan eylemlerin önünün alınabilmesi için sadece İslam dünyası tarafından değil, sorumluluk sahibi bütün uluslararası aktörler tarafından çaba sarf edilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, İsrail'in attığı adımların ve uluslararası toplumun bu adımlara karşı kayıtsız kalmasının başta Filistin halkı olmak üzere tüm İslam dünyasında oluşturduğu tepkinin iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.

Başbakan Erdoğan, kışkırtıcı uygulamaların, barış sürecinin sekteye uğramasında en büyük engellerden biri olduğunu kaydederek, İsrail'in tek taraflı adımlarının, tüm Müslümanlarda barış sürecine olan güveni sarstığını ve umutları tükettiğini bildirdi.

Sadece Kudüs'e yönelik tehditlerin değil, Gazze'deki insanlık dışı uygulamaların da bir an önce son bulmasını istediklerini vurgulayan Erdoğan, Türkiye'den giden sivil toplum örgütlerinin Gazze'ye ulaşmakta halen daha güçlük çektiğini, gerekçesiz olarak tutuklanıp, insanlık dışı muameleye maruz bırakıldıklarına dikkati çekti.

"Gazze'de yaşanan bu trajedi devam ederken, barış sürecinin olumlu sonuçlanabileceğini düşünmek fazlaca iyimser bir beklenti olacaktır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Gazze'deki Filistinlilerin içinden geçmekte oldukları bu zor dönemde ihtiyaç duydukları  yardım ve desteğin sağlanması hepimiz için vicdan borcudur. Bu gayri insani ablukanın kaldırılmasını temin etmek için tüm platformlarda çabalarımızı birleştirmeliyiz. İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliğinin tüm İslam aleminin Kudüs konusundaki duyarlılığını vurgulamak için düzenlediği bu toplantının son derece önemli olduğunu düşünüyorum.

Buradan, İstanbul'dan, tüm dünyaya güçlü bir mesaj verilmesini, barış arzu ve özlemlerinin buradan güçlü şekilde seslendirilmesini diliyorum. Bu tarihi toplantıya katılan ve katkı veren tüm dostlarımıza, tüm misafirlerimize ben bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."

Erdoğan, İslam Konferansı Örgütü Parlamento Birliği İcra Komitesinin genişletilmiş toplantısına başarılar temenni ettiğini sözlerine ekledi.

Bu konularda ilginizi çekebilir