2011'e damgasını vuracak 7 trend

Türkiye'nin yeni gelişen pazarları, pazarlama, dağıtım ve perakendeciliğin yapısını değiştirecek.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Türkiye'de yeni gelişen iller, şirketlerin yeni hedefi oldu. Son yıllarda servet ve gelir, geleneksel sınırlarının dışına taşarak yeni şehirlerde birikmeye başladı.

Bu trendin altını çizen İpsos KMG CEO'su Vural Çakır, Türkiye'nin yeni gelişen pazarlarının büyümenin lokomotifi olacağını vurguladı. Çakır'a göre Eskişehir, Kayseri, Zonguldak, Çorum, Konya, Hatay, Gaziantep, Erzurum, Denizli gibi merkezler pazarlama, dağıtım ve perakendecilik yapısının değişmesine neden olacak. Vural Çakır, 2011 yılında iş dünyasına damga vuracak 7 trend olduğunu belirtiyor.

Bu trendler şöyle:

1. Şirket yönetimleri de marka yönetimleri de sosyalistleşecek

İş hayatını "Rand'vari" anlamak profesyonelliği "yuppice" yorumlamak ve markayı "seçsin tüketsin mutlu olsun" liberalizmi ile yönetme dönemi bitiyor. Şirket yönetiminde başarının bencil bireysel performans yönetimleri üzerine oturtulması konusundaki sonuçsuz ısrarlar sona erecek. İş hayatında şirket yönetiminden, çalışanlara bakıştan pazarlama yönetimine kadar sosyalizm etkili olacak. Marka yönetimi kendisini toplumun yararları ile daha fazla özdeşleştirecek. Kolektivizmin değeri artacak.

2. Türkiye'nin 'Yeni Gelişen Pazarları' büyümelerin lokomotifi olacak

Türkiye'nin gelişen kentsel havzaları ve bu havzaların merkezinde yer alan kentlerde gelir artacak, modern tüketim hızla gelişecek. Kişi başına tüketimde, Türkiye birçok üründe gelişmiş pazarlardan yüzde 30 ve bazen daha fazla oranlarda düşük seviyelere sahip. Türkiye'nin içindeki durumda da farklı değil. Büyük şehirler ve sahil şeridinde tüketim seviyeleri ülkenin geri kalanına göre belirgin olarak yüksek. Son yıllarda ise servet ve gelir geleneksel sınırlarının dışına taşarak yeni şehirlerde birikmeye başladı. Kentleşme açısından da bu şehirler hızlı bir gelişim göstererek çevrelerini de etkileyen birer kentsel merkezlere dönüşüyor. Hayat tarzı birçoğunda muhafazakar olsa da, modern tüketime çok yatkın bir harcama yapısı oluşuyor. Artık İstanbul ve geleneksel büyük şehir ağırlıklı pazarlama sona erecek. Eskişehir, Kayseri, Zonguldak, Çorum, Konya, Hatay, Gaziantep, Erzurum, Denizli gibi merkezler pazarlama, dağıtım ve perakendecilik yapısının değişmesine neden olacak. Komşu ülkelerde de ürün ve marka tüketimi Türkiye'ye benzer bir yapı kazanmaya başladı. Sınır geçişlerinin kolaylaşması ile birlikte bu ülkeler Türkiye kökenli ürün ve hizmetlerin güçlü gelişimine sahne olacak. Suriye, Irak gibi komşulara yönelik pazarlama ayrıca bir gündem olacak.

3. Standart tekil marketler yok olacak, indirim marketleri bakkalları eritecek

Kentsel havzaların gelişimine bağlı olarak zincir mağazaların erişim olanakları artacak. Klasik formatları tekrar eden tekil süpermarketler ya satılmak, ya kapanmak ya da uzman konseptlerle devam etmek durumunda kalacaklar. Aynı kentleşme indirim mağazalarının mahallelere kadar sokularak bakkalları eritmesine yol açacak. Kahraman bakkallar süpermarketlere karşı değil indirim mağazalarına karşı mücadele edecekler.

4. İnteraktif kalitatif, alışveriş araştırmaları ve geleceği tahmin modelleri güçlenecek

Klasik, moderatör yeteneğine dayanan kalitatif araştırmalar yerini "ortak-yaratıcılık" yöntemlerine bağlı interaktif araştırmalara bırakacak. Zincir mağazaların büyümesine paralel olarak dışarıdaki tüketiciyi anlamak kadar içerideki alışverişçiyi anlamaya ve etkilemeye çaba harcanacak. Yapılan her araştırma bir şekilde geleceği tahminle sonuçlanacak. Gelecek tahminini içermeyen araştırmalar eskiyecek.

5. Bütün yeni mecra arayışlarının sonunda TV'nin rakipsiz en etkili mecra olduğu, İnternette etkin bir kampanya yapmanın olanaksızlığı anlaşılacak

Dijitali anlama konusundaki yoğun çabaların sonucunda, etkin bir viral kampanya yapmanın lotoda büyük ikramiye kazanmak gibi bir şey olduğu anlaşılacak. Dijital tamamlayıcı bir ek halinde yerine otururken, hangi ortamda erişilirse erişilsin TV'nin rakipsiz etkinliği kendini gösterecek. Diğer mecralar tamamlayıcı olarak kalacaklar.

6. Araştırma teknoloji ile yer değiştirmeyecek

Beyindeki elektrik akımları, kan basıncı, göz taraması, parmak ifadesi, yüz kaslarının hareketi gibi araştırmaya uyarlanan bütün medikal-teknolojik denemelerin sonunda bunların araştırmanın ana akımını oluşturmadığı, bir kısım veri toplama tekniklerinden ibaret oldukları görülecek.

7. Web patlaması yaşanacak; Web'deki her 100 girişimden 99'unun battığı görülecek

Internet erişiminin ülkede yüzde 50'ye ulaşması demek alışverişten, reklama kadar bir web atlaması yaşanması demek. Türkiye tam da bu noktada. Internet erişimi yüzde 45'ler düzeyinde. Büyük şehirlerde bu rakam yüzde 65 seviyesini aşmış. Yaşlı nüfus dışında yüzde 80'lere ulaşan bir internet erişimi var. Böyle bir ortam medyadan, eğitime, ürün satışlarından sosyal paylaşım sitelerine kadar yüzlerce alanda yeni girişmlerin patlamasına yol açacak. Türkiye, bugüne kadar görülenden çok daha fazla web girişimine sahne olacak. Web girişimcileri genellikle önlerindeki olumlu örneklere bakacaklar. Web'in çabuk ve kolay para kazanılır bir yer olduğu hayalleri ile hareket edecekler. Facebook gibi örneklerin az rastlanan örnekler olduğunu atlayacaklar. Araştırması iyi yapılmayan, pazarlama stratejisi planlanmamış ve buna göre uzun vadeli kaynak ayrılmamış birçok web girişimi başlatılacak; başladıktan kısa bir süre sonra ise "ölü" hale gelecek. Web'de bir girişimci mezarlığı oluşacak.

 

Bu konularda ilginizi çekebilir