33. fasıl açıldı
AB ile Türkiye arasında, bütçeye sağlanacak fonlar için gerekli mali kaynaklara ilişkin kuralları içeren 33. fasıl açıldı.
Brüksel'de "Mali ve Bütçesel Hükümler" başlıklı faslın açılacağı Hükümetler Arası Katılım Konferans, İstanbul saldırısında hayatını kaybedenler için saygı duruşu ile başladı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB ile yakalanan ivmenin sürdürülmesi gerektiğini ifade ederek, Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde daha fazla fasıl açmaya hazır olduğunu ve bunu hak ettiğini söyledi.
AB ile müzakerelerde 33. fasıl olan "Mali ve Bütçesel Hükümler" bugün açılıyor. Türkiye'den Çavuşoğlu'nun yanı sıra AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik ve Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın katıldığı hükümetler arası konferans, Atatürk Havalimanı saldırısında hayatını kaybedenler için saygı duruşu ile başladı.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, konferans öncesi yaptığı açıklamada, AB ile yakalanan ivmenin sürdürülmesi gerektiğini ifade ederek, "Bugün sadece 33. faslın açılışını yapmayacağız. Diğer fasıllar üzerindeki irademizi de ortaya koyacağız. Esasen Türkiye daha fazla fasıl açmaya hazır ve bunu hak ediyor." dedi.
Bugün aynı zamanda vize serbestisini de görüşeceklerini kaydeden Çavuşoğlu, bu konuyu öğleden sonra AB Komisyonu'nun Birinci Başkan Yardımcısı Frans Timmermans ile ele alacaklarını belirtti. Bu konuda kesin bir yol haritasını belirlenmesini gerektiğini vurgulayan Çavuşoğlu, "Herşeyin net olmasını istiyoruz. Karşılıklı güven bunalımı değil, ortak bir irade ile sonuca ulaşmak istiyoruz. Bugün öğleden sonra bu toplantımız da vize serbestisi ve geri kabul bakımından önemli bir toplantı olacak." ifadesini kullandı.
"Fasıl'ın sembolik önemi var"
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Mali ve Bütçesel Hükümler faslı esasında üye bir ülkenin AB'ye üye olması durumunda, tam müzakereler yürüten bir ülkenin üye olması durumunda hangi mali mükellefiyetleri, hangi mali katkıları AB bütçesine sağlayacağını düzenleyen bir fasıl. Bu bakımdan da çok büyük bir sembolik önemi var. Son altı ay içerisinde ikinci kez fasıl açmış bulunuyoruz." dedi.
Çelik, 33 no'lu "Mali ve Bütçesel Hükümler" başlıklı faslın açılacağı Hükümetler Arası Katılım Konferansı öncesi AB Konseyi binasına girişte gazetecilere açıklamalarda bulundu.
33. fasılın sembolik bir anlamı olduğunu kaydeden Çelik, "Mali ve Bütçesel Hükümler faslı esasında üye bir ülkenin AB'ye üye olması durumunda, tam müzakereler yürüten bir ülkenin üye olması durumunda hangi mali mükellefiyetleri, hangi mali katkıları AB bütçesine sağlayacağını düzenleyen bir fasıl. Bu bakımdan da çok büyük bir sembolik önemi var. Son altı ay içerisinde ikinci kez fasıl açmış bulunuyoruz." diye konuştu.
Türkiye'nin çok ağır şartlarda terörle mücadelesini sürdürdüğüne dikkati çeken Çelik, "Ama aynı zamanda reform çabalarını da sürdürerek Avrupa Birliği’ne tam üyelik çerçevesinde müzakereler çerçevesinde fasılları açmaya devam ediyor. Bu bütün dünyaya örnek olması gereken Türkiye'nin özgürlük, güvenlik dengesini nasıl sağladığına dair ciddi bir örnek." değerlendirmesini yaptı.
İstanbul'daki terör saldırısını anımsatan Bakan Çelik, "Terörle mücadelenin ağır şartları altında dahi reform irademizden vazgeçmiyoruz. Ülkemizin iyiliği için. Hem ülkemizin güvenliğini sağlıyor hem de reformlarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Çelik 33. faslın açılmasıyla AB yolunda bir adım daha ilerleneceğini ifade ederek bundan sonra da 23. ve 24. fasılların Slovakya'nın dönem başkanlığında açılması için çalışmalarına devam edeceklerini dile getirdi.
Bakan Çelik, Türkiye'nin etrafında pek çok sorunun çatışmayla çözülmeye çalışıldığı ve çatışmaların derinleştiği bir bölgede, diplomasiyi etkin bir şekilde kullanarak çeşitli ülkelerle sorunlarını görüşme yoluyla çözmesinin, takdirle karşılanan bir çaba olduğunu belirtti.
Görüşme yoluyla halledilmeyecek bir sorun olmadığına işaret eden Çelik, şöyle devam etti:
"Bizim irademiz, bölgede daha çok güvenlik, daha çok refah, daha çok demokrasi, daha çok anlayış daha çok diplomasi olsun. Bu çerçevede kuşkusuz İsrail'le ve Rusya ile gelinen bu nokta da bu bakımdan takdirle karşılanıyor. Dolayısıyla bunun tamamlayıcı bir çerçevesi olarak da buradaki bizim vize serbestisi ile ilgili diyaloglarımız var. Bunun da belli bir aşamada gerçekleşmesi için çabalarımızı sürdürüyor görüşmelerimizi yapıyoruz."
Çelik, vize serbestisi ile ilgili kriterlere ilişkin, "Biz kriterleri karşıladığımızı söylüyoruz. Onlar kişisel verileri koruma ile ilgili ve terör konusu ile ilgili kriterlerden yeterince karşılanmadığını söylüyorlar. Kişisel verileri koruma ile ilgili arkadaşlarımız ortak bir çalışma yaptılar. Çok büyük bir problem orada görünmüyor. Ama terörle mücadele konusunda da biz terörle mücadele kapasitemizi değiştirmeyecek ancak bazı değişiklikler yapabiliriz. Eğer bunlar terörle mücadeledeki kapasitemizi düşürecekse kuşkusuz bunlara yanaşmayız." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Açık bir şekilde de söylüyoruz; bin 295 kilometrelik sınırımızın öbür tarafında devlet yok, otorite yok. Biz böyle bir bölgede DAEŞ denilen terör örgütü ile PKK'yla DHKP-C’yle mücadele ediyoruz. 55 tane ülkenin koalisyon kurarak mücadele edemediği, yenemediği bir örgütle biz orada fiziki mücadele içindeyiz. En son olduğu gibi ilk veriler, Atatürk Havalimanı'ndaki saldırıyı da onların gerçekleştirdiğini gösteriyor.
Bu kadar ağır bir şeyin içerisinde ayrıca 3 milyon Suriyeli ülkemizde ağırlıyoruz. Bütün bu şartlar içerisinde herkes aslında Türkiye’nin terörle mücadele konusundaki kapasitesini ve fedakarlığını anlayışla karşılıyor. Çünkü bu, ülkemizin güvenliğini sağladığı gibi, bölgenin güvenliğini de sağlayan, aynı zamanda Avrupa demokrasilerinin güvenliğine de katkı sağlayan bir mücadele. Terörle mücadele kapasitemiz zaafa uğratmamak hassasiyetimizi herkes anlayışla karşılıyor. Onun dışında ne yapacağız, beraberce bakacağız."
Çelik, terörle mücadelede dayanışma mesajlarının ötesine geçilmesi gerektiğini ifade ederek, "İstanbul'un güvenliğinin Brüksel'den, onun güvenliğini Londra'dan, Berlin'den, Paris'ten ayrı düşünemeyiz. Hepsinin güvenliğine ortak bir çerçevede bakmamız gerekir. Dayanışma duyguları, dayanışma mesajları çok iyi." diye konuştu.
İstanbul saldırısı sonrası Avrupa'da bazı binaların Türk bayrağı ile ışıklandırılmasına da değinen Çelik, "Ama netice şudur, bütün bu terör örgütleri ve terör eylemlerine karşı bizim de parçası olduğumuz Avrupa demokrasilerinin ve bu bölgenin güvenliğini nasıl sağlayacağız? Herhangi bir yerin güvenliğini diğerinden ayırt edersek demokratik değerleri koruma konusunda zaafa düşmüş oluruz. Topyekun değerlendirmemiz lazım ve dayanışma duygularını ötesine geçip bir ortak eylem çerçevesi içerisinde hareket etmemiz lazım." ifadesini kullandı.
Referandum sonrası İngiltere'nin AB'den çıkması ilgili ciddi değerlendirmeler yapılacağını ve bunun en önemlilerinden birinin de Avrupa'nın bundan sonra nasıl bir döneme evrileceği olduğunu belirten Bakan Çelik, şunları söyledi:
"Avrupa içerisinde aşırı sağın yükselmesi gibi bir tehlike var. Eğer genişleme meselesinde bir zaaf olursa ve içe kapanma refleksi ortaya çıkarsa, Balkanlar dahil başka yerde birçok sorun ortaya çıkabilir. İngiltere'nin AB'den çıkması sonrası hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Bu yeni dönemde de Türkiye'nin daha güçlü bir sözü olacak. Bizim Avrupa'nın geleceği, Avrupa demokrasilerin geleceği ile ilgili daha güçlü sözlerimiz olacak. Umarız bu vizyonu gerçekleştirecek şekilde yeni dönemde yeni yeni gelişmeler ortaya çıkar."