40 milyar $'lık projelerde Türk firmalarına öncelik
Libya Büyükelçisi Muntasser, devrimin 40'ıncı yılını kutlamaya hazırlanan Libya'da yatırımların hızlandığını söyledi
İpek Ö. AKKAN
ANKARA - Devrimin 40'ıncı yılını kutlamaya hazırlanan Libya'da alt ve üstyapı projelerinin hızlandırılacağını ve bu nedenle milyarlarca dolarlık kaynak ayrıldığını söyleyen Libya Büyükelçisi Ziad A. Muntasser, "Gerçekleştirilecek projelerde Türk firmalarının payının yüksek olacağını düşünüyor ve arzuluyoruz" dedi.
Libya'da 100'den fazla Türk firmasının çalıştığını, bu firmaların yürüttüğü projelerin sözleşme değerinin 8-10 milyar dolara çıktığını ifade eden Muntasser, "Önceki dönemlerde olduğu gibi, bugün de Türk firmalarına öncelik verilecek. Türk firmalarının Libya'daki başarısı, iki ülke arasındaki iyi ve sıkı ilişkilerden kaynaklanıyor. Türk firmalarının Libya'da aldığı proje sayısı artırmak ve yatırımları genişletmek amacıyla bazı anlaşmalar yapıldı. Elbette, Türk firmaların gerçekleştirilecek olan altyapı projelerinde büyük payı olacaktır" dedi.
Muntasser, petrolden elde edilen gelirin büyük yatırım projelerine aktarıldığını, bunlardan en önemlisinin Büyük Yapay Nehir olduğunu belirterek, "Kuzey Libya'ya su taşıyıp, bölgedeki tarımın gelişmesine neden olacak ve gelecek nesillere yeni kaynakların aktarılmasını sağlayacak bu projeye şu ana kadar 30 milyar dolar harcandı, 20 milyar dolar daha harcanacak" şeklinde konuştu.
Ankara Sohbetleri'nin bu haftaki konuğu olan Libya Büyükelçisi Ziad A. Muntasser, Ankara Temsilcimiz Ferit B. Parlak ve arkadaşımız İpek Ö. Akkan'ın sorularını yanıtladı.
Libya, çok fazla doğal kaynağa sahip ve bu da cari fazla vermesine sebep oluyor. Bu anlamda Türkiye'den ve dünyanın birçok ülkesinden daha şanslı durumda. Kriz döneminde sıkıntı yaşadınız mı?
Tüm dünyayı etkisi altına alan kriz bizi pek fazla etkilemedi. Bildiğiniz gibi, Libya'nın en büyük kaynağı petrol ve doğalgaz ama, yeni politikalar geliştirmek üzere yeni adımlar atıyoruz. Turizm, sanayi ve ticaret alanlarında yatırımlar yapmaya gayret ediyoruz.
Dünyada büyük bir ekonomik kriz dalgası var. Hemen hemen bütün ülkeler krizden etkilenmiş durumda. Ama biz bu adımlar sayesinde oldukça az etkilendik. Ekonomik planlarımız var. Özellikle bankaların devlete bağlı olması ve gelirin, kaynakların çeşitlendirilmesinden kaynaklanan sağlam ekonomik yapıya sahibiz.
Doğal kaynaklardan elde edilen geliri, sanayi ve tarımsal üretimi artırmaya yönelik yatırımlara aktarıyoruz. Kriz döneminde bu yatırımlara ara vermedik, devam ettik ve bu yatırımları artırarak sürdüreceğiz.
Sanayi ve turizm yatırımlarından bahsettiniz, yapılanları ve yapılacakları biraz açar mısınız?
1 Eylül'de devrimin 40. yılını kutlayacağız. Devrimden önce sanayiye çok fazla önem verilmiyordu, devrimden sonra önem vermeye başladık. Bazı sanayi geliştirme planları ortaya koyuldu.
Özellikle Libya'da bulunan doğal kaynaklardan gelen gelirden faydalanarak yüzlerce fabrika yapıldı. Bunların çoğu, petrol sanayisi ile ilgili fabrikalar ve demir-çelik kompleksleri gibi büyük yatırımlar. Bunlar, Kuzey Afrika'nın en büyük fabrikaları arasında yer alıyor.
Devrimin ilk prensiplerinden biri; her ay bir fabrika açılmasıydı. 5 yıllık plana göre, her ay bir fabrika açıldı. Turizmde de aynı süreç yaşandı. Devrimin ilk yıllarında turizme de çok fazla önem verilmemişti. Ancak, özelikle ilk 20 yıldan sonra daha fazla önem verilmeye başlandı. Libya'nın Akdeniz'de bin 900 km'lik kıyısı var. Özellikle geleneksel turizm ve çöl turizminde gelişmeler kaydedildi.
Turizm gelirleri ve turist sayısı ile ilgili hedefiniz nedir? Bu konuda Türkiye'nin deneyimlerinden faydalanıyor musunuz? Türk girişimcilere çağrınız olacak mı?
Turizm büyük devrimin önceliklerinden değil. Amaç, devrimden önceki dönemlerde mahrum kalan vatandaşın haklarını vermek ve geri kalmış vatandaş evresinden, gelişmiş vatandaş evresine ulaştırmaktır. Ancak şunu söyleyebilirim, son yıllarda, Türkiye'nin turizmdeki deneyimlerinden faydalanmaya başladık. KEK toplantılarında ortaya çıkan anlaşmalar, turizm ile ilgili işbirliğinin geliştirilmesine katkıda bulunacak. Yine, son toplantıda, Libya'da Osmanlı'dan kalan tarihi eserlerin restorasyonu ile ilgili bir anlaşma yapıldı. Tarihi eserler ile ilgili, Trablus'taki Turgut Reis Türbesi'nde ve Bingazi'deki Baraka Sarayı'nın restorasyonunu Türk firmaları üstlenecek.
Türk sanayicisi ülkenizde yatırım yaptığı takdirde ne tür kolaylıklar sağlıyorsunuz? Türk sanayicisi yatırım için neden Libya'yı tercih etmeli?
Libya tarafı, Türk firmalarına büyük olanaklar sağlıyor. Bu olanaklardan bazıları; uygun fiyatla arazi verilmesi, geçtiğimiz günlerde yapılan KEK toplantısında da sözü geçen bazı olanaklar var. Çifte vergilendirmenin önlenmesi, serbest ticaret anlaşmasının imzalanması ile ilgili hazırlıklar devam etmekte, yatırımların korunması ve teşvik politikaları ile aynı zamanda sermayenin Libya'ya girişi ve çıkışı ile ilgili birtakım kolaylıklar sağlanmaktadır.
Bildiğim kadarıyla günlük 1.5 milyon varil petrol üretimi var Libya'nın. Bunun ambargodan önceki seviye olan, 3 milyon varile çıkarılması için çalışmalar başlatılmıştı. Bu konudaki çalışmalar ne aşamada?
Evet, Libya'nın günlük petrol üretimi 3 milyon varildi. Ancak, ambargo döneminde petrol sektörü, Libya'nın ekonomisi ve hizmet sektörleri gibi etkilendi. Özellikle yedek parça alımıyla ilgili sorunlar yaşadık. Üretim için gerekli malzemelerin sağlanamamasından dolayı üretimimiz 1.5 milyon varile indi.
Üretimin iki katına çıkarılarak eski seviyesine dönmesi ve 5 yıl içerisinde petrol ve doğalgaz sektörlerinin iyileştirilmesi için büyük çabalar sarf ediliyor. Bu kapsamda mevcut tesislerin onarımı ve bakımı ile yerdeki ve denizdeki petrol üretimini artırmak ve yeni arama çıkarma işlemleri yapılmak üzere yabancı firmalar ile anlaşmalar bulunmaktadır.
Petrol üretiminin 3 milyon varile çıkması demek gelirlerin de ikiye katlanması anlamına geliyor. Bu gelirle hangi projelere öncelik vereceksiniz?
Petrol sektörü, Libya ekonomisi için en önemli. Libya, gelirini yükseltmek için bu konuda birçok çalışma yapılıyor. Yine içeride ve dışarıda bazı uzun vadeli projeler yapılıyor. Hedefimiz, petrolden sonra yeni kaynakların bulunması ve sadece şimdiki nesiller için değil, gelecek nesiller için de çalışarak, gelecek nesilleri garanti altına almaktır.
Bu nedenle petrol geliri, yatırım projelerine aktarılıyor.
Bunlardan biri, 'Büyük Yapay Nehir' ki, bu proje dünyada 20. yüzyılın en büyük projelerinden biridir. Bu bize, Libya lideri Muammer Kaddafi'nin Libya vatandaşlarını geri kalmışlıktan gelişmeye götürmek azmini yansıtıyor.
Kuzey Afrika, Mısır'dan Fas'a kadar su problemi ile karşı karşıya. Yeraltı suyu oranı azalmakla birlikte, iklim değişiklikleri de bunda etkili. Bu sebeple, Libya Lideri Muammer Kaddafi, önemli ve cesur bir kararla petrol gelirlerini su aramak için kullanılmasına karar vermiştir. Bu anlamda Büyük Yapay Nehir'in ana hedefi, suyu Libya'nın güneyindeki çölden Libya'nın kuzeyine almak. Çünkü, Libya'nın kuzeyinde önemli bir nüfus oranı var. Topraklar da verimli ve yatırım için oldukça uygun. Bu proje için şuana kadar 30 milyar dolar harcama yapıldı. 50 milyar dolarlık yatırımla proje tamamlanacak. Libya Lideri Kaddafi tüm bunları, doğayı yenmek ve doğayı vatandaşları ve ülkesinin geleceği için kullanmak için yapıyor.
Büyük Yapay Nehrin fizibilite çalışmaları yapıldığı zaman Libya'nın bazı dost ülke ve kuruluşlardan kredi isteği oldu ancak ambargo ya da başka sebeplerden dolayı krediye cevap alamadık. Ancak, Libya Lideri Muammer Kaddafi'nin bu projeyi hayata geçirme ısrarı ve projenin ekonomik ve sosyal faydaları ile ilgili Kaddafi'nin ileri görüşlülüğü sayesinde, Büyük Cemahiriye projenin yaklaşık yüzde 90'ını hayata geçirmiştir. Yine projenin, bu noktaya gelmesinde Türk firmaların büyük katkıları olmuştur. Sizin aracılığınızla bu projenin önemli bir bölümünün hayata geçirilmesinde emeği olan Türk firmalarına teşekkür ediyorum.
40. yılda, 40 milyar dolarlık altyapı projelerinin başlayacağını biliyoruz. Mesela Libya'da konut açığı var. Bunun yanında, yollar, limanlar yapılacak. Bu konuda Türkiye'den beklentileriniz nelerdir?
Türk tarafının, Libya'nın kalkınmasına katkısı yıllar önce başladı. Bu ilişkilere de yakından tanıklık ettim. İskan Kuruluşu Yönetimi Başkanlığım sırasında Türk firmalarının yatırımlarına şahit oldum, bazı Türk firmaları ile de çalıştım. O dönemde, her yıl 40 bin konut yapılması gibi bütün alanlarda devrimin ortaya attığı dev projeler vardı. Tabii ki, Libya'nın yerli imkanları yeterli olmadığından Libya, Türk şirketlerinin de aralarında bulunduğu bazı yabancı şirketler ile sözleşme yapmaya başladı. Bölgeye gelen ve yurtdışında çalışmak için deneyimi sınırlı olan Türk şirketler, Libya'da edindikleri deneyimlerle bugün Türkiye'nin değil, dünyanın en büyük şirketlerinden oldular.
Bunun sadece doğru yönetim değil, Türk işçiliğinin mahareti ve deneyimlerinden kaynaklandığını söyleyebilirim. Bugün Libya'da 100'den fazla Türk firması bulunuyor. Bunların sözleşme değerleri 8-10 milyar dolar arasında değişiyor. Bazıları, inşa edilen projelerde katkıda bulunuyorlar. Önceki dönemlerde olduğu gibi, bugün de Türk firmalarına öncelik verilecek. Türk firmalarının Libya'daki başarısı, iki ülke arasındaki iyi ve sıkı ilişkilerden kaynaklanıyor. Geçen ay düzenlenen KEK toplantısında Türk firmalarının Libya'da aldığı proje sayısı artırmak ve yatırımları genişletmek amacıyla bazı anlaşmalar yapıldı. Ankara'daki Libya Büyükelçisi olmam dışında, mühendis olmam ve belirttiğim gibi Türk firmaların Libya'ya geliş sürecine şahitlik etmem ve en önemlisi, Türk firmalarının başarısı Türkiye ve Libya arasındaki ilişkilere katkısına olan inancımdan dolayı, bu projelerden Türk tarafının pay alacak olmasından dolayı şimdiden mutluyum.
İki ülke arasındaki ticaretin geliştirilmesi için, Libyalı ve Türk girişimcilere neler önerirsiniz?
Devletin ve özel sektör şirketlerinin yatırımları için çok uygun bir zaman olduğunu düşünüyorum. Öncelikle bazı ortak projeleri Libya ya da Türkiye'de ya da her iki ülkenin deneyimleri ile başka bir ülkede bazı projeler gerçekleştirilebilir. Özellikle her iki ülkenin Afrika ile iyi ilişkileri olduğu sürece ve kıta Afrika'nın hızlı bir şekilde kalkınma adına adımlar attığı dönemde, her iki ülkenin de ortak projeler yapabileceğine inanıyorum. Libya'nın Afrika ile de oldukça sıkı ilişkileri ve iyi yatırımları bulunuyor ve şu anda Libya Lideri Muammer Kaddafi, Afrika Birliği Dönem Başkanlığı yapıyor. Öte yandan Türkiye, son zamanlarda Afrika ile olan ilişkisini de çok geliştirdi. Bu yüzden her iki ülke için de yatırım anlamında çok uygun bir ortam var.
6 aydır buradasınız ama Türkiye'yi ve Türk işadamlarını yakından tanıyorsunuz. Türkiye'nin geleceğine nasıl bakıyorsunuz?
Bu benim Türkiye'ye üçüncü ziyaretim. Son kez 1981 yılında Türkiye'ye geldim ve bu 28 yıl zarfında, Türkiye'de büyük bir gelişme ve önemli kalkınma projelerinin gerçekleştirildiğini gördüm. Sanayi, turizm, tarım alanlarında önemli gelişmeler kaydedildiğini gördüm. Türkiye'deki bu gelişmelerden dolayı oldukça mutlu oldum. İki ülke de olağanüstü iskan kalkınmasına ve bütün ekonomik alanlardaki devrime tanık olmuş ülkeler. Ayrıca geri kalmış ülkeler listesinden çıkmış, sağlam ekonomiye sahip olarak, büyük ülkelerin listesine girmeye yaklaşmış ülkeler. Bunlar elbette herkesin gurur duyacağı olaylar. İki devlet arasındaki olumlu ruhun devam etmesini ve her iki ülke halkının kalkınarak, önemli başarılar elde etmesini diliyorum. İki ülkenin barındırdığı potansiyel, bu hedefe kısa sürede ulaşılacağını gösteriyor.
Libya Büyükelçisi olarak, Türk diplomasisi ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?
Önce iki ülke arasındaki ilişkilerden başlayayım. Libya-Türkiye ilişkileri oldukça özel ilişkilerdir ve ilişkilerimiz 15. yüzyıla dayanmaktadır. O dönemde Türkler, Libya'ya saldırmak isteyen sömürgecilere karşı durmuş ve Libya'yı kurtarmıştır. Eğer Türkiye bu davranışı yapmasaydı, Libya'nın durumu şimdi çok farklı olacaktı. Bu tarihi yardımlardan dolayı, Libya halkı Türkleri unutmayacak.
Yine, Libya halkı Türk hükümetinin son dönemde yaşanan olaylara karşı duruşunu takdir etmekte, özellikle, Filistin davası, Gazze olayları sırasında Türk hükümetinin ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki cesur çıkışından dolayı kendilerine teşekkür etmektedir.
Türkiye'nin Libya'ya ihracatı hızla artıyor
Türkiye'nin Libya'ya ihracatı yıllar itibariyle sürekli artarken, bu ülkeden ithalatı ise özellikle son iki yılda hızla küçüldü. Türkiye'nin 6 milyon dolayında nüfuslu Libya'yla ticaretinde giderek büyüyen fazlanın bu yılın tümünde 1 milyar doları aşması bekleniyor.
Türkiye'nin 2002 yılında 165.1 milyon dolar olan Libya'ya ihracatı, 2003'te 254.7 milyon, 2004'te 337.2 milyon, 2005'te 384.2 milyon, 2006'da 489.3 milyon, 2007'de 643.2 milyon, 2008'de ise 1 milyar 74.3 milyon dolara ulaştı. Toplam ihracatta yüzde 31'lik bir düşüşün yaşandığı bu yılın ilk yarısında da bu ülkeye yapılan ihracat geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 48 artışla 800 milyon dolara yükseldi.
Libya'dan yapılan ithalatta ise son iki yılda hızlı bir düşüş gözleniyor. Türkiye'nin 2002 yılında 754 milyon dolar dolayında bulunan Libya'dan ithalatı, 2006 yılında 2 milyar doları aşmıştı. Söz konusu ithalat 2007'de 399.7 milyon, 2008'de de 336.3 milyon dolara geriledi. Bu yılın ilk yarısında da bu ülkeden 218.3 milyon dolarlık bir ithalat yapıldı.
Libya'ya karşı 2006 yılında 1.8 milyar dolar dış ticaret açığı veren Türkiye, 2007'de 243 milyon dolarla fazlaya geçti, 2008'de de 738 milyon dolar fazla elde etti. Bu yılın ilk yarısında da iki ülke arasındaki ticaret Türkiye lehine 582.1 milyon dolar fazla ile sonuçlandı. Bu tutarın yılın tümünde 1 milyar doların üzerinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.