AB ile ilişkilerde 2019 beklentileri

Türkiye, 2019 yılında Romanya'nın dönem başkanlığı sırasında AB ile ilişkilerde hızlı ilerleme kaydetmeyi hedefliyor. Vize serbestisi, gümrük birliğinin güncellenmesi ve yargı reformu gibi konular iki tarafın ilişkilerinde öne çıkan başlıklar olacak.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türkiye, Avrupa Birliği ile ilişkilerine ivme kazandırmak istese de Türkiye'de ve Avrupa'da 2019'da gerçekleşmesi beklenen seçimler nedeniyle özellikle vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi sürecinde kısa vadede büyük ilerlemeler beklenmiyor.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen olağanüstü hal, bu süreçte yaşanan ihraçlar ve tutuklamalar Avrupa Birliği cephesinde Türkiye'nin Kopenhag kriterlerinden uzaklaştığı eleştirilerine neden olurken, ilişkiler durma noktasına gelmişti.

2018 Temmuz'unda OHAL kaldırılıp, Türkiye'nin Almanya ve Hollanda gibi ülkelerle ikili ilişkileri geliştirip, bu ülkelere üst düzey ziyaretleri başlatmış olmasına rağmen bu yıl da üyelik müzakereleri çerçevesinde yeni bir başlık açılamadı, vize serbestisi ve Gümrük Birliği'nin güncellenmesi sürecinde büyük bir ilerleme sağlanamadı.

2018'in ikinci yarısında Türkiye'nin AB üyeliğine hep karşı çıkan Avusturya dönem başkanlığında ilişkilerde istediği ivmeyi yakalayamayan Ankara, Avrupa Konseyi'nin denetim sürecinden mümkün olan en kısa sürede çıkabilmeyi, Gümrük Birliği güncellenmesi sürecinin başlatılabilmesini ve Romanya dönem başkanlığında ilişkilere ivme kazandırabilmeyi hedefliyor.

2019'da üst düzey temaslar

2019'un ilk yarısında AB dönem başkanlığını Romanya üstlenecek. Türk yetkililer Romanya'nın altı aylık dönem başkanlığı sırasında uzun süredir yapılamayan Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısının bakanlar düzeyinde yapılabilmesi için çaba gösterdiğini, Avrupa Komisyonu'nun da bu çabayı desteklediğini belirtiyor.

Türkiye ve AB arasında 15 Ocak'ta yüksek düzeyli ulaştırma diyalog toplantısının, 28 Şubat'ta ise yüksek düzeyli ekonomik diyalog toplantısının gerçekleştirilmesinin öngörüldüğünü belirten Türk yetkililer, 5 Şubat'ta Ulaştırma Bakanı Mehmet Cahit Turan'ın ve yine yılın ilk aylarında adalet ve içişleri bakanlarının Brüksel'i ziyaret etmesinin planlandığını belirtiyor.

2018 yılında uzun bir aradan sonra Bulgaristan dönem başkanlığı sırasında mart ayında Varna'da yapılan Türkiye-AB liderler zirvesinin bir benzerinin 2019'da yapılıp yapılamayacağı henüz net değil.

Türkiye'deki mart yerel seçimleri, mayıs ayındaki Avrupa Parlamentosu seçimleri ve bazı AB ülkelerindeki ulusal seçimler nedeniyle liderler zirvesinin yılın ilk yarısında yapılabilme ihtimalinin düşük olduğu belirtiliyor. Türk yetkililer bu zirvenin haziran sonunda ya da temmuz ayında olmasının ihtimal dahilinde olduğunu ya da 2019 yılı sonuna da kalabileceğini belirtiyor.

Vize serbestisi süreci

Türkiye ve AB arasında 18 Mart 2016'da gerçekleştirilen göç anlaşmasının en önemli unsurlarından olan vize serbestisi süreci halen devam ediyor.

Türk yetkililer vize serbestisi sürecinin gerektirdiği kriterlerden olan biyometrik pasaportlarla ilgili sürecin tamamlanarak bu kriterin yerine getirildiğini belirtiyor. Ancak halen kişisel verilerin korunması kanunu, terörle mücadele kanunu, Europol ve Türkiye arasında işbirliği, adli işbirliği gibi alanlarda atılması gereken adımlar bulunuyor.

Bu adımların bir kısmının yasal düzenlemeler yapılmasını gerektirdiğine ve hem Türkiye hem de AB'deki yoğun seçim takvimine dikkat çeken Türk yetkililer "önümüzde mantıklı bakılırsa en az 1.5 yıllık bir sürecin olduğunu" belirtti.

AB liderleri haziran ayında yaptıkları toplantıda Türkiye ile Gümrük Birliği'nün güncellenmesi sürecine başlamama yönünde karar almıştı. Sürecin başlaması için AB Konseyi'nin Komisyon'a yetki vermesi gerektiğini hatırlatan Türk yetkililer, "Bu, önümüzdeki dönemde aşmamış gereken bir eşik" değerlendirmesinde bulunuyor.

Açıklanacak yargı reformu önemli

Adalet Bakanlığı'nın 2019'un ilk ayında açıklayacağını duyurduğu Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin önemine dikkat çeken Türk yetkililer, özellikle yargı reformunun Türkiye-AB ilişkileri açısından önemine dikkat çekiyor ve "Bu reformun (AB'nin) beklentileri karşılaması lazım" değerlendirmesinde bulunuyor.

15 Temmuz darbe girişiminin Türkiye-AB ilişkilerine büyük zarar verdiğini belirten yetkililer, bu durumun etkilerinin vize serbestisi sürecinde, katılım öncesi yardım aracı olarak bilinen IPA fonlarının kesilmesinde görüldüğünü ve AB ile temassızlık yarattığını belirtiyor.

Darbe girişiminin en dikkat çekici etkilerinden biri ise Türkiye'den AB ülkelerine yapılan iltica başvurularında görüldü. 17 bin iltica başvurusu ile Türkiye'nin iltica başvurusu yapan ülkeler arasında 5. sıraya yükseldiğini belirten Türk yetkililer, daha önce böyle bir rakamın bulunmadığını ve bu kişilerin büyük bölümünün "FETÖ" bağlantılığı olduğunu belirtiyor.

Bu durumun AB'nin Türkiye algısında etkili olduğunu belirten yetkililer, sadece teknik kriterlerin yerine getirilmesinin değil, bu algının değişmesinin de Türkiye-AB ilişkilerinde önemli olacağını söylüyor.