Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: Darbelere bir daha asla geçit verilmeyecek

Fethullahçı Terör Örgü­tü’nün ölümcül bir ref­leks ile son hamlesini yaptığı o meş’um gece, aynı zamanda ağır aksak ilerleyen demokrasi yolculuğumuz açısından da bir kırılmayı ifade ediyor. Zira mil­letimiz o gece demokrasimiz­le birlikte bağımsızlığımıza da kasteden hainlere geçit ver­medi, destansı bir mücadele ile kendisine çevrilmiş silahla­rın karşısına dikildi.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Türk mil­leti canı ve kanı pahasına de­mokrasisine ve liderine sahip çıkarak tarihi bir zafere daha imza attı. O gece milli iradenin tecelligahı olan Meclisimiz de ayrı bir direniş noktası haline geldi. Halk ile birlikte milletve­killerimizin gösterdiği direnç ve darbecilere meydan oku­yan duruşu, o geceyi gerçek bir kahramanlık destanına dönüş­türdü. Meclis binamız Fetöcü darbecilerin gözü dönmüş sal­dırılarında ağır hasar aldı ama demokrasi ruhu Gazi Meclisi­mizde adeta tecessüm etti.

15 Temmuz gecesi bu mille­tin gerçek bir liderin etrafında kenetlenerek neler yapabilece­ğini hatırlatması açısından da tarihi bir gece oldu. Cumhur­başkanımız Recep Tayyip Er­doğan’ın, her türlü vesayet te­şebbüsüne karşı kararlı duru­şu, 15 Temmuz’da abidevi bir noktaya ulaştı ve milli mücade­le ruhunu yeniden ateşledi. Er­doğan’ın çağrısıyla Türkiye’nin her şehrinde kadın erkek, genç yaşlı her siyasi görüşten mil­yonlar, ellerinde bayraklarla so­kaklara döküldü. 252 şehit ver­diğimiz 15 Temmuz destanı bu topraklardaki varlığımızın bir kez daha tescili, bağımsızlığı­mızın teyidi olarak tarihimiz­deki şanlı yerini aldı.

Teyakkuz halinde olmak vatandaşlık görevimizdir

Bugün geldiğimiz nokta­da 15 Temmuz gecesi verdiği­miz 252 şehide ve 2740 gaziye karşı en büyük sorumluluğu­muz halen devam eden bu sin­si çabaların farkında olmak ve karşısında durmaktır. FE­TÖ’nün bu coğrafyanın gördü­ğü en habis, en tehlikeli yapı­lardan biri olduğunu unuttur­maya, 15 Temmuz destanının Başkomutanını milletin nez­dinde itibarsızlaştırmaya yö­nelik her teşebbüsün karşısı­na, tankların karşısına çıktığı­mız gibi çıkmak zorundayız.

Bu bizim, vatanı için toprağa düş­müş binlerce şehidimize, ga­zimize, milletin selameti için ömrünü vakfetmiş ecdadımı­za ve çocuklarımıza olan bor­cumuzdur. 15 Temmuz ruhunu boğmak isteyenlere karşı ade­ta bir nöbet bilinciyle teyakkuz halinde olmak vatandaşlık gö­revimizdir.

Mayası istiklal aşkıyla yoğ­rulmuş bu necip millet asla unutmaz. Unutturmaya çalı­şanlar da bilmelidir ki bu mil­let darbelere bir daha asla geçit vermeyecek, 15 Temmuz des­tanının şanlı hatırasına ilele­bet sahip çıkacaktır.