Aladağlar Milli Parkı ve turizm
KAYSERİ'den / Mahmut SABAH
Aladağlar Milli Parkı doğa harikası bir güzellik. Ayrıcalıklı özellikleri olan kendine özgü bir doğal değer. Demirkazık Zirvesi, Yedigöller Platosu, Hacer Ormanları, Emli Vadisi ve de Kapuzbaşı Takım Şelaleleri gibi birbirinden alımlı güzelliklere kucak açan park, gerek jeoformolojik ve hidrolojik, gerekse faunistik, floristik ve peyzaj zenginlik bakımından emsalsiz bir doğa parçası. Üstelik; sahip olduğu topoğrafik karakteri gereği, doğal nitelikleri bozulmamış bakir bir alan...
Ekoturizm zengini park, orta Torosların Yahyalı-Çamardı uzantısı içinde yer alıyor. Söz konusu alan 1990'lı yıllarda 'milli park' ilan edildi; ardından da dünya turizminde ekoturizmin ön plana çıkması dikkate alınarak turizme açılmasına karar verildi. Güya, parkın turizm planlamasını bakanlık yapacak, Kayseri, Adana ve Niğde valilikleri is koordineli bir çalışma ile bölgede altyapı hizmetlerinin gereğini yerine getirerek, ortak sınırları içinde yer alan parkın turizme açılmasını sağlayacaklardı. Kısaca, önce yaklaşım yolları yapılacak, sonra da 'milli park' kararı ile eli kolu bağlanan çevre köylerin, alternatif geçim kaynaklarını harekete geçirmek suretiyle ekonomik kayıplarının karşılanması yoluna gidilerek, milli parka gelebilecek her türlü 'antropojen' etkinin en aza indirilmesi sağlanacaktı.
Demirkazık Zirvesi, gökyüzünde 'bıçak sırtı' duruşu ile tanınan bir doğal değerdi. Ancak zirvenin dünyaca tanınması, 'turizm' beklentisi açısından bölge için yeterli olmayabilirdi. O halde Yedi Göller, Kapuzbaşı Şelaleleri, Emli Vadisi gibi ziyaretçi potansiyeli yüksek değerlerin de tanıtılması ve bu tanıtımın aynı havzadaki Sultan Sazı Kuş Cenneti ve Kapadokya gibi turistik merkezlerle bütünleştirilerek yapılması gerekirdi.
Tabii, iş bununla da bitmiyordu. Doğayı koruma bilincinin geliştirilmesi, turizm konusunda yöre insanının eğitilmesi, daha da önemlisi, park alanındaki, kaynaksal değerlerin etkin bir şekilde korunabilmesi için, milli park yönetim modelinin gözden geçirilmesi de gerekiyordu. İlginçtir; aradan bunca zaman geçti; yaklaşım yolları dışında, bölgede 'turizm' adına dişe dokunur hiçbir yatırım yapılmadı.
Turizm ekonominin itici güçlerinden biri olarak kabul edilir. Tarımda, sanayide olduğu gibi turizm sektöründe de ürün çeşidi ve kalite arttıkça, gelir de artar. Günümüz turizminde kültürel değerler kadar, doğal değerlerin de büyük önemi vardır. Bu nedenle denizin, güneşin, kumun yanı sıra doğal ve kültürel değerlere de işlerlik kazandırılması gerekir.
Erciyes Kış Sporları Turizm Merkezi Projesi'nde çok geç kalındı. Doğa sporları için ideal birer kulvar kabul edilen Hacer Ormanları, Zamantı Irmağı ve Yedi Göller'de de öyle... Milli park ilan edilişinin üzerinden yıllar geçti, ne doğa harikası Aladağlar'ı trackinge, ne de Zamantı suyunu rafting turizmine açabildik. Ya, kuş safarilerine ev sahipliği yapabilecek özelliklere sahip Sultansazlığı... Ara ki, bir iz bulabilesin turizm adına o sihirli güzellikten!..