Algı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Serhan SATIR / Tetra Pak Satış Müdürü

Türkiye'nin marka olarak mevcut konumunu ve gelecekteki gelişimi üzerinde değişik

kurumlar planlı ve / veya plansız olarak faaliyet göstermekte. Bunu kimi zaman Turizm Bakanlığı kimi zaman THY, TRT bazen de sivil toplum örgütleri değişik mecra ve yöntemleri kullanarak yapıyor, veya yapmaya çalışıyor.  Çalışmalar gayretli ve iyi bütçeler harcanarak gerçekleştiriliyor. Lakin dağınık ve ahenk içerisinde olmadan, belli bir mesajı, temayı, veya kitleleri sahiplenmeden yapılan bu iletişim diğer ülkelerin yaptığı iletişim içerisinde dağılıyor, bazen de mecra seçimi, prodüksiyon, zamanlama ve iletişimin kısalığı sebebiyle istenilen etkiyi yaratamıyor. Halbuki " Reklamın iyisi veya kötüsü olmaz" zihniyetiyle yapılan çalışmalar sınırlı olan kaynakların boşa harcanmasından başka bir şey olamaz.

Bir ülkenin, markalaşma için sadece turizm amaçlı iletişimden ziyade, planlı bir süreç

içerisinde;

- Diğer ülkeler ile mukayese yapmalı

- Rekabet avantajı sağlayacak faktörler analiz etmeli

- Markalaşma üzerine yeterince alaka çekip bunu sahiplenecek bir takım oluşturmalı

- Strateji oluşturup, kuvvetli ve basit konularla süreci başlatıp

- Devamlı iletişim ile bunu canlı tutmalı

Ülke markası oluşumuna sistemli ulaşım sağlayacak bu süreçte, toplum olarak, her kesim, her kurum, her birey, üzerine düseni yaparak katlıda bulunmalı. Uzun soluklu ve kısıtlı kaynak sebebiyle çok dikkatli takip edilmesi gereken bu süreçte, günlük siyaset ve kısa kazanımlar terk edilerek, muhalefet, STK, ortaklığında uzun soluklu bir devlet politikası tesis etmek doğru yöntem olacaktır.

Bu sürecin en önemli organlarından biri hiç şüphesiz TRT, bilhassa TRT'nin yurt dışı kanalı olan TRT Türk. 20 ülkeden 24 saat canlı yayın yapan kanalın iki ayrı sloganı bulunmakta:

"Dünyayı Türkçe izleyin ve Dünyanın haberi TRT Türk'te". Halbuki, TRT Türk'ün

istemeden üstlendiği başka bir misyonu var. Tükiye'nin algısına olumlu katkıda bulunmak. Avrupa TV izleyenlerin "zaping" yaparken TRT Türk'e denk gelmemesi mümkün değil. Bu sebeple TRT Türk'ü Türkiye'nin marka oluşumuna olumlu yönde katkı sağlar hale getirmeliyiz. Haber programlarının kalitesi (stüdyo düzeni, en azından alt yazı İngilizce tercüme, logo ve seçilen renkler) CNN, EuroNews, BBC ayarında olmalı. Seçilen haberler Türkiye ve dünya ekseninde hazırlanmalı. Ayrıca, diğer programlar muhteviyat açısından algımıza modernlik, şeffaflık, insan haklarına duyarlılık katacak öğeler içermeli, aşırıya kaçmadan, mütevazi bir tavırla..

Spor, doğa, çevresel sorunlar, sanat, kültürel ve bir miktar magazin haberleri TRT Türk'ün sadece yurt dışındaki Türklere yönelik program yapısını daha güncel ve uluslararası kılacaktır. Dünyadan haberler gereken hızda ve zamanda, doğru vurgu yapılarak tarafsız ve modern bir dille elleçlenmeli. Mevcut haliyle TRT Türk fazlasıyla içe dönük ve çok muhafazakar.

TRT Türk'ün herhangi be televizyon kanalından öte, Türkiye ve Türkler için çok önemli bir iletisim mecrası.Yurt dışındaki otel odasında vakit geçiren herhangi bir işadamından, dünyanın herhangi bir ülkesinde yaşayan bir Türk'e kadar geniş bir kitleye ulaşmakta.

Türkiye'nin yurt dışındaki resmi kanalı. Bu mecrayı, algımıza katkı sağlayacak bir araç haline getirmeli, olumsuz etkiyi kaldırmalıyız.