Altın Portakal'ın ardından
ANTALYA'DAN / Seda TUZLU
Türkiye'nin en önemli film festivali konumuna gelen Uluslar arası Altın Portakal Film Festivali'nin 48'incisini geride bıraktık.
Bana göre Antalya'nın en önemli markasıdır. Altın Portakal. Bu yıl, toplumsal bir mesaj altında organize edilmesiyle bambaşka bir boyut kazandı festivalimiz. Festivalin ayakta alkışlanan teması: 'Ve kadın dünyaya dokundu' idi.
Bu başlığın altını doldurmak için festival ekibi titiz bir çalışma yürütmüştü. Sadece kadınlardan oluşan uluslararası ve ulusal yarışma jürilerinden düzenlenen etkinliklere kadar bütün bir festival boyunca 'kadın eli' kendisini fazlasıyla hissettirdi; Antalya'dan dünyaya kadına dair anlamlı mesajlar gönderildi.
Festival'in son günü 1. Antalya Kadın Zirvesi organize edildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin'in açılışını yaptığı ve konuşmacı olarak katıldığı zirveye CHP Ankara Milletvekili Gülsüm Bilgehan ve çok sayıda kadın derneklerinin temsilcileri katıldı. Akdeniz Üniversitesi de bu toplumsal sorunun dışında kalmadı tabi. Üniversitede konusunda uzman akedemisyenlerin katılımıyla sinema ve kadın ilişkisini ele alan paneller düzenlendi. 'Çocuk Gelinler Olmasın' başlıklı bölüm ise bu özel temayı tamamlayan son nokta oldu.
"Kadın" ana tema olsa da, sansüre ve özgürlüğe dair de sosyal mesajlar sahiplerine gönderildi festival süresince. Altın Portakal Film Festivali, 1979'da filmlere uygulanmak istenen sansüre karşı tepki göstermek için, 1980'deyse askeri darbe nedeniyle yapılamamıştı. O iki yılın yarışma listesinde yer alan filmler, yine o iki yılın hayattaki jürisi tarafından değerlendirildi ve 'Geç Gelen Altın Portakallar' adı altında ödüller sahiplerini buldu. 1979'un En İyi Film Ödülü'nü kazanan 'Demiryol' ve 'Yusuf ile Kenan'; 1980'in En İyi Film Ödülü'nü hak eden 'Sürü' 30 yıl sonra Altın Portakallarına kavuştu. Geç Gelen Altın Portakal ödülleriyle sanattaki duyarlılığa dikkat çekilirken, ülkesinde sinema yapma yasağı getirilen, ev hapsi cezasından dolayı yurtdışına çıkamayan ve festivale katılamayan İranlı yönetmen Jafar Panahi için de özgürlük çağrısında bulunuldu. Panahi''ye ayrılan koltuk festival süresince boş bırakıldı, ünlü yönetmenler onun özgürlüğü için imza attı. Yasaklı yönetmen ayakta alkışlandı dakikalarca…
Geçtiğimiz yıl ilk kez Antalya dışına çıkarak komşu illerini de sinemayla buluşturan Altın Portakal, bu yıl da etkinliklerde Isparta ve Burdur'u ihmal etmedi. Sinema gösterileri ve konserlerle Batı Akdeniz'in tamamı coşkuya ortak oldu. Festival kapsamında Burdur'da konser veren Moğollar Grubu çekilen Burdur Gölü'ne vurgu yaparak dünya çevre örgütlerini Burdur Gölü için seferber olmaya davet etti.
'Ve Kadın Dünyaya Dokundu', 'Çocuk Gelinler Olmasın', 'Jafar Panahi'ye Özgürlük', 'Sansürsüz Sanat', 'Burdur Gölü'nü Kurtaralım' derken çok şey anlattı Altın Portakal bu yıl. Geçtiğimiz yıl da mahkumların çektiği filmler için eklenen bir kategoriyle sinemayı cezaevlerine taşımıştı, yılda 300 güneşli gün yaşayan Antalya başta Holywood olmak üzere dünya sinema devlerine davet çağrısında bulunmuştu.
İşlediği temalarla, özenle seçilmiş jüri üyeleriyle, etkinlikleriyle her geçen yıl daha fazla ses getiren Altın Portakal'ın uluslar arası tanıtım ve katılım boyutunun biraz daha güçlenmesi temennisiyle bir sonraki yıla odaklandık.