Amerikan ekonomisi sanıldığı kadar iyi olmayabilir

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

7-087.jpg

ABD'de 2014 büyümesi yüzde 2,4 olarak gerçekleşti. İşsizlik ise yüzde 5,5'ler seviyesinde. Dolayısıyla, durum ABD için iyi gözüküyor. Dünya açısından da, Amerika'nın canlanması, hele Avrupa tarafından da takip edilirse. 

Ancak, dikkate alınması gereken önemli bir faktör, ABD ekonomisinin ‘kırılganlıkları.' Bu tür ‘kırılganlık' olasılığı da özellikle gelişmekte olan ülkeleri sevindiriyor. Zira faiz artırımının zamanını erteleyeci, süresini ve miktarını da kısaltıcı rol oynayabilir. ABD'nde işsizlikte görülen iyileşmede, istihdam adedi artışı kadar, iş arayanların sayısının düşmesi de hâlâ rol oynuyor. Amerikan şirketleri yeni istihdam üretmekte hâlâ yeteri kadar iştahlı değil. Öte yandan dolar endeksinin yükselmesi de iyiye gitmekte olan Amerikan büyümesini vuracak. Hem ihracatın yavaşlaması (hatta gerilemesi) hem de iç talebin ithalat ile karşılanan bölümünün artmasıyla. Bu etkileri bu yıl içinde görmeye başlayacağız. Bu etkiler ne kadar çabuk ve ne kadar şiddetli görülmeye başlanırsa ABD'nde faiz artırımı konusundaki beklentiler veya artırımın hızı o kadar yavaşlayabilir. Dolayısıyla, Amerika'nın büyüme görününümündeki momentum düşünüldüğü kadar güçlü olmayabilir. Amerika'da enfl asyon ise iç dinamikler kadar petrol fiyatlarının hareketine de bağlı. O da spekulatif hareketlerle birlikte dünyadaki büyüme performansına. Fed politikaları, taperingden başlayarak gelişmekte olan ülkeleri sarstı. Ancak, bu köşede daha önce yazıldığı gibi, Amerika'da beklenen faiz artırımı süreci, esasında gelişmekte olan ülkeler için bir ‘normalleşme' sürecini doğurur. 2008 sonrasındaki aşırı likidite ve düşük faiz hadleri özellikle Amerikan ve Alman tahvil ve hisse senedi piyasalarındaki fiyatlamalara tavan yaptırdı. Bu fiyatlama eğilimleri belli oranlarda gelişmekte olan piyasalara da yansıdı. Ancak bu fiyatlamalar, ABD ve Avrupa'da olduğu gibi olağanüstü likidite şartlarının ortaya çıkardığı bir durum ve sonsuza kadar kalacak değil. Nitekim tapering ve faiz artırımı beklentileriyle birlikte gelişmekte olan ülkelerde kurlar yükselmeye devam etti; rezervler ise düştü. Avrupa Merkez Bankası'nın son QE kararı da bu kez son üç ayda Avrupa hisse seneti piyasalarını yukarı çekti. Gelişmekte olan ülkelere de nefes aldırdı. Ancak tüm bunlar, ‘normalleşme' ihtiyacını ortadan kaldırmayacak. Dolayısıyla, ‘parti sonrasına' hazırlık önemli. ABD'deki tapering ve sonrasındaki faiz artırımı beklentisi, bu açıdan bizim gibi ülkeler için, ‘normale dönüş' sürecini başlatacağı için olumlu. Yukarıda da söylendiği gibi, Amerikan ekonomisinin ‘kırılganlıkları' da faiz artırım sürecini ‘yumuşatabilir.' Fed artırım olasılığına piyasa tepkilerinde, ‘şuyuu vukuundan yüksek' bir durumla karşı karşıyayız; yani olası faiz artırımlarının beklentiler üzerindeki etkisi olması gerekenden daha aşırı düzeylerde gerçekleşiyor. Muhtemelen, zaman içinde, bu tepkilerin ‘varyansı' belirsizliğin azalmasıyla düşecek. 

Bu arada, AMB ve Japon Merkez Bankası'nın muhtemelen daha uzun süre likidite artışına devam edecek olması, Fed kararlarını dengeleyerek, geçiş dönemini rahatlatacak ve gelişmekte olan ülkelere uyum zamanı kazandıracak. Eğer Amerikan ekonomisi büyüme açısından sanıldığından daha kırılgan ise bu da gelişmekte olan ülkelere zaman kazandıracak. Bu zamanı iyi değerlendirmek gerekiyor. 

Not: Basına yansıyan bazı bilgilere göre Kalkınma Bakanlığı ile Sanayi Bakanlığı birleştirilecek. Kaynak zengini olmayan Türkiye'de kalıcı ve iç pazardan bağımsız büyümenin en önemli motoru sanayidir. Bunun için Türkiye'ye bir yandan güçlü sanayici diğer yandan güçlü bir Sanayi Bakanlığı gerekiyor. Bunun sağlanması şu anda Ekonomi Bakanlığı'nda yer alan Teşvik Uygulama, İhracat, İhracat ve Anlaşmalar Genel Müdürlüklerinin de Sanayi Bakanlığı ile birleştirilmesini gerektiriyor. Zira, ‘teşvik', ‘ihracat', ‘ithalat' ve ‘anlaşmalar' konuları (sadece ithalattaki yüksek enerji unsuru hariç) büyük ölçüde, neredeyse tamamiyle, sanayi sektörünü kapsıyor. Sektörün farklı boyutlarının farklı teşkilat yapıları altında organize edilmesi koordinasyonu güçleştiriyor.