Antalya'da gündem ekonomi, ya Türkiye'de?
ANTALYA'dan / Seda TUZLU
Gazetecilik yaptığım memleketin önemli sanayi şehri Gaziantep'ten, turizmin başkenti Antalya'ya gelmeden önce, buranın ekonomisi ile ilgili detaylı bir araştırma yapmıştım.
Türkiye'de bilgi eksikliği ve kirliliği olduğunu, Antalya'ya gelip iş dünyasının temsilcileriyle tanışmaya başlayınca bir kez daha anladım.
Kentte deniz turizmi ve seracılık dışında ciddi bir sanayi üretiminin olmasına şaşırdım. Bu şaşkınlık Antalya Ticaret ve Sanayi Odası'nın (ATSO) geçtiğimiz günlerde düzenlediği gala gecesini andıran ödül töreniyle pekişti...
İşte bu şaşkınlığın satır arasını, dışardan görünenin ötesinde, yeni tanımaya başladığım 'farklı Antalya'yı bundan sonraki süreçte yazılarımla anlatmaya çalışacağım sizlere...
ATSO'nun gecesine dönersek:
Salonu hıncahınç dolduran kalabalık "bir ödül töreni için bu kadarı fazla değil mi?" diye aklımdan geçirmeme sebep olduysa da, gecenin sonuna doğru yoğun katılımın sebebini anladım.
Birçok ilde olduğu gibi, Antalya'da da işadamlarının tüm ümitleri, tüm beklentileri ticaret ve sanayi odasına bağlanmış, Gecede konuşan ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak'ın söylediklerine aşinaydım. Yine gündeminde ekonomi vardı; yine 'olması gerekenler' konuşuldu; yine zamanında alınamayan kararlar, tedbirler için sitem yağdı.
Tıpkı 6 yıl görev yaptığım Gaziantep'in sesini duyurma çabası gibi…
Yine bir ticaret ve sanayi odası başkanı 'ekonomi ülkenin birinci gündem maddesi olmalı' çağrısında bulunuyor, kent ekonomisini canlandırmak için formüller öneriyordu.
Yıllardır dile getirilen, sanayi, tarım ve ticaret sektörlerimizde yıkım etkisi yaratan hipermarketler konusu için ATSO 6 bin imzalı dilekçeyi geçtiğimiz nisan ayında Ticaret ve Sanayi Bakanına vermiş. Bu dilekçe için bakanlıktan teşekkür almış ama henüz sonuç alamamış!
ATSO bununla da yetinmiyor, somut adımlar atıyor:
Antalya markalarını destekleyerek il üreticisini markalaşmaya itiyor; mesleki eğitimleri destekleme projesi ile hizmet sektöründe sertifikalı elemanların istihdamını sağlıyor; meslek komiteleri ile bir araya geliyor, sorunlar masaya yatırılıyor ve çözüm yoluna gidiliyor... Turizmde dünyanın incisi Antalya'nın sadece deniz, güneş ve kumla anılmasını istemiyor, kültür turizmi için kentteki tarihi dokuyu ayağa kaldırmak adına belediyelerle işbirliği içinde çalışıyor; il kadın girişimciler ve il genç girişimciler kurulunu kurarak toplumun her kesimini ortak aklın bir parçası haline getiriyor, uluslararası ilişkilere önem veriyor; seracısına destek oluyor, tarımcısını ihracata teşvik ediyor…
Tarım sektörü ise 4 milyar dolarlık üretim değeri ile Türkiye'de birinciliğe sahip, ancak Antalya bunun sadece yarım milyon dolarını ihracata yolluyor. Sektördeki eksikler il yöneticilerini harekete geçirse de, beklentiler beklenti olarak kalıyor, sorunlara köklü çözümler üretilemiyor...
Antalya'da yapılacak çok iş var… Markalaşma çalışmalarına başlanılmış ama geç kalınmış. Seraların il ekonomisine döviz girdisi olarak girmesi gerekliliği seracıları harekete geçirmiş, turizmciler turizmin sadece deniz, güneş ve kumdan ibaret olmadığını anlamış, kültür turizmi için ayaklanmış, hizmet sektöründeki eksikleri için sertifikalı elemanlar sahaya çıkmış…
Her biri başlı başına bir gündem maddesi olan bu konularda hedefler belli, o halde sonuç almak yakındır. Antalya'da gündem ekonomi, peki ya Türkiye'de?