Antibiyotik direnci tıbbın sonu mu?

Lyon merkezli Ampere Laboratuvarı, toprak, deniz ve nehirlerden 71 örnek topladı. Örneklerde, doğa tarafından üretilen genlerin, antibiyotiklere dirençli olduğu ortaya kondu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL (DÜNYA) - 1990 yılından bu yana, dünyanın en büyük sekiz ilaç şirketi, antibiyotik bölümlerini kapattı. Uzmanlara göre, jenerik ilaçlar, antibiyotikler açısından bir felaket oldu. Uzmanlara göre, son 20 yılda tıp alanında gerçekleştirilen ilerlemeler tehdit altında. 

Le Point dergisinde yer alan bir habere göre, Lyon merkezli Ampere Laboratuvarı, toprak, deniz ve nehirlerden 71 örnek topladı. Örneklerde, doğa tarafından üretilen genlerin, antibiyotiklere dirençli olduğu ortaya kondu. Paris Pasteur Enstitüsü Bakteriler Bölümü Direktörü Patrice Courvalin ise, bu direncin geri dönüşü olmadığına dikkat çekiyor. Sonuçta, bir mucize olmadığı takdirde, kullanılan tüm antibiyotiklerin teknik olarak “işsiz” kalması gündemde. 

Mikroplara karşı ilk cephe kaybedildi 

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Margaret Chan, bundan bir süre önce, antibiyotiklere karşı direnç kazanan bakterilerin modern tıbbın sonunu getirebileceği uyarısında bulunmuştu. Chan, dünyanın rutin ameliyatları imkansız hale getirecek bir antibiyotik krizi ile karşı karşıya olduğunu da söylemişti. Şimdiye kadar geliştirilen tüm antibiyotiklerin etkisini kaybedebileceği uyarısında bulunan Chan, tüberküloz, sıtma ve HIV-AIDS için geliştirilen ilaçların da aynı tehlike altında olduğunu belirtti. 

Antibiyotiklerin yerini alacak ilaçların çok daha pahalıya mal olacağını ve tedavi sürecinin uzayacağını ifade eden Chan, “Antibiyotik direnci, ABD, Avrupa ve dünyanın diğer bölgelerinde hızla artıyor. Bu, mikroplara karşı ilk cephemizi kaybettiğimiz anlamına geliyor. Antibiyotiklere karşı dirençli mikroplara maruz kalan kişilerde ölüm oranı yüzde 50 artış gösterdi. Boğaz enfeksiyonu ve yaralanmaların insan hayatına mal olduğu eski günlere dönmek üzereyiz” dedi. Antibiyotik direncini küresel, son derece ciddi ve hızla büyüyen bir tehdit olarak niteleyen Chan, bunun organ nakli, kemoterapi, prematüre bebeklerin bakımı gibi tıbbı girişimleri çok tehlikeli hale getireceğine dikkati çekti. Dünya Sağlık Örgütü yine bundan birkaç ay önce,”Antimikrobiyal Direncin Büyüyen Tehdidi” adında bir kitap yayımladı. Kitapta, “Hastalıklara yol açan bakterilerin, tedavi için kullanılan antibiyotiklere direnç geliştirerek tepki verdiğine” dikkat çekildi. Örgüt, hükümetlere antimikrobiyal direnç ile ilgili araştırmalara destek vermeleri çağrısında bulundu. 

Durumun ciddiyeti karşısında, sağlık otoriteleri yeni antibiyotiklerin fiyatlarının yükselmesi gerektiğini vurguluyor. Fiyat artışının, ilaç şirketlerini bu alanda yeni araştırmalar ve yatırımlara yönlendireceği düşünülüyor. Öte yandan yeni ilaçların piyasaya çıkmasını hızlandıracak önlemler de gündemde. Fakat yine de sektör uzmanları, 10-15 seneden önce bir sonuç beklemiyorlar. 

Görünen o ki, çabalar ne kadar yoğun olursa olsun, bakterilere karşı savaşta geç kalındığını kabul etmek gerekiyor. Bu da dünyanın yeni salgınlarla karşı karşıya kalabileceği anlamına geliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir