Aşı uygulaması başladı
350 bin sağlık personeli ile henüz yola çıkmamış hacı adaylarına aşılanacak
ANKARA - Halk arasında "Domuz gribi" olarak bilinen "Pandemik A (H1N1)" virüsüne karşı koruyucu bir önlem olarak yurt dışından sipariş edilen aşıların kontrollerinin tamamlanmasının ardından ilk uygulamaya bugün başlandı.
Aşıların Türkiye'ye gelen ilk partisinden alınan numuneler Hıfzıssıhha Laboratuvarlarındaki kontrolleri tamamlanmış ve testlerde bütün sonuçların olumlu olarak çıktığı açıklanmıştı.
500 bin dozluk Novartis üretimi ilk parti aşılar, 81 ilin sağlık müdürlüklerince sağlık kuruluşlarına sevk edildi. Pandemi Bilim Kurulu'nun verdiği kararlar dahilinde planlanan ve icra edilen "H1N1 Aşı Uygulamaları ve Takvimi"ne göre, ilk aşı uygulamaları "sağlık personeline ve henüz yola çıkmamış hacı adaylarına" bugün yapılmaya başlandı. Uygulamayla yaklaşık 350 bin sağlık çalışanına aşı yapılması öngörülüyor.
Aşılamalar, enjeksiyon yöntemiyle yapılıyor, ABD'de kullanılan burundan sprey yöntemi Türkiye'de uygulanmıyor.
Ankara İl Sağlık Müdürü Mustafa Aksoy, Sağlık Bakanlığı Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hazırlanan H1N1 Aşı Odası'nda domuz gribi aşasını yaptırdı.
Aksoy'dan sonra ise hemşire, doktor, 112 çalışanları olmak üzere çok sayıda sağlık hizmeti vere kişiye aşı yapıldı. Aşı uygulamasıyla ilgili ilk görünü ve fotoğraflar, sağlık hizmetinin aksatılmaması, hijyen kurallarının ihlal edilmemesi ve birey haklarına özen gösterilmesi gibi kaygılar nedeniyle Sağlık Bakanlığı Basın Müşavirliği tarafından çekilerek, basına dağıtıldı.
Bakanlıktan yapılan açıklamada, Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın, bugün Bakanlar Kurulu toplantısı olduğu için yarın aşı yaptıracağı ve buna ilişkin görüntülerin medya kuruluşlarına iletileceği duyuruldu.
Öte yandan, bugün sabah saati itibariyle üniversite ve özel hastanelere domuz gribi aşısının henüz ulaşmadığı, aşıların yarın gönderilmesinin öngörüldüğü öğrenildi. Ankara'daki üniversitelerin hastane yetkilileri, aşıların ellerine ulaşmasının ardından uygulamanın hastanelerinde de başlayacağını bildirdi.
Sağlık Bakanlığı, hamilelere bağışıklık yapma gücünü artıran, ancak kamuoyunda tartışmalara yol açan "Adjuvan" maddesi içermeyen aşıdan uygulayacak.
Bakanlığın Türkiye'ye aşı temin edecek firmalardan biriyle yaklaşık 1 milyon doz "Adjuvansız aşı" alınması konusunda sözleşme imzalamasının ardından aşıların Aralık ayında Türkiye'de olması bekleniyor.
Kimler risk altında
Domuz gribi şüphesi taşıyan vakaların risk grubunda bulunup bulunmadığına göre alınacak önlemlere ilişkin bir yönetim şeması belirleyen Sağlık Bakanlığı, "morbid obezleri, gebeleri, iki yaşın altındakileri, kronik kalp ve akciğer hastalığı bulunanları, 18 yaş altında olup sürekli aspirin kullanması gerekenleri ve 65 yaş üstündekileri risk grubuna" aldı.
Sağlık Bakanlığının oluşturduğu "Pandemik A (H1N1) Gribi Vaka Yönetim Şemasına" göre, başka bir nedenle açıklanamayan 38 dereceyi (koltuk altı) geçen ateş ile birlikte yaygın vücut ağrısı, boğaz ağrısı, baş ağrısı, burun akıntısı, öksürük, solunum güçlüğü, kusma ve ishal şikayetlerinden en az birisi bulunanlar "olası vaka" olarak değerlendirilecek. Bu durumda olmayanlara ise diğer hastalıklar açısından yaklaşılacak.
"Olası vakalar" arasından, gebeler, iki yaşın altındakiler, kronik akciğer, kardiyovasküler, hepatik, böbrek, hematolojik, kas ve sinir, metabolik ve AIDS gibi bağışıklık sistemini etkileyen hastalığı bulunanlar, morbid obezler (hastalıklı şişmanlık), 18 yaşın altında olup sürekli aspirin kullanması gereken hastalar ve 65 yaşın üstündekiler "Ağır Hastalık İçin Risk Grubu" sayıldı.
"Olası vaka" ve "Ağır Hastalık İçin Risk Grubu"nda sayılan bu kişiler arasında solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, ciddi kusma, genel durumda kötüleşme, beş günden fazla süren ateş gibi ciddi hastalık bulguları görülürse, hasta hemen hastaneye yatırılacak veya 112 Acil Servis yoluyla bir üst basamağa sevk edilecek. Antiviral tedaviye de hemen başlanıp laboratuvar teyidi için numune alınacak. Eğer bu kişilerde belirlenen ciddi hastalık belirtileri bulunmazsa ayaktan antiviral tedaviye başlanacak, taşıdığı hastalıklar bakımından gerektiğinde uzman görüşü istenecek, "Ciddi hastalık belirtileri geliştiğinde acil servise başvurmaları" önerilecek.
Yönetim şemasında "olası vaka" olup ağır hastalık için risk grubunda bulunmayanlarla ilgili de önlemler yer alındı. Buna göre, ağır hastalık için risk grubunda olmayıp yine solunum güçlüğü, göğüs ağrısı, nefes darlığı, bilinç bulanıklığı, ciddi kusma, genel durumda kötüleşme, beş günden fazla süren ateş ortaya çıkan "olası vakalar" da hastaneye yatırılacak veya 112 Acil Servis yoluyla bir üst basamağa sevk edilecek.
Bu kişilerde de hemen antiviral tedaviye başlanıp laboratuvar bulgusu için numune alınacak. "Olası vaka" nitelendirmesine uyan, ancak ağır hastalık için risk grubunda bulunmayan ve ciddi hastalık belirtileri de görülmeyenler hastaneye yatırılmayacak, antiviral tedavi almayacak. Bu kişiler için semptomatik (rahatlatıcı) tedavi önerilirken, çocuklara kesinlikle aspirin verilmeyecek.
Ölen 2 çocuğun da bağışıklık sisteminin zayıf
Öte yandan, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. İbrahim Erayman, domuz gribinden Konya'da ölen 2 çocuğun da bağışıklık sisteminin zayıf olduğunu gözlemlediklerini söyledi.
Erayman, domuz gribi kaynaklı 6 ölüm olayından 3'ünün Konya'da yaşanmasının tümüyle tesadüf olduğunu, bu durumun Konya'da H1N1 virüsünün Türkiye'nin değer illerinden daha yaygın olduğu anlamına gelmediğini belirtti.
Konya'daki domuz gribi kaynaklı ölümlerin altında bağışıklık sistemi zayıflığının yattığını ifade eden Erayman, "Bir kişi daha önce ölmüştü. Ölen son 2 kişinin de bağışıklık sisteminin zayıf olduğunu gözlemledik. 22 aylık bebeğin bağışıklık sistemi kendisini bu virüse karşı koruyacak kadar gelişmemişti. 14 yaşındaki çocuk ise beyin felçliydi. Onun da bağışıklık sistemi zayıftı" dedi.
Erayman, Konya'daki son 2 ölüm vakasında da virüsün akciğerin özellikle alt bölümlerini tutup ölüme yol açtığını, her 2 çocuğun ölüm nedeninin de "akciğer enfeksiyonu" olduğunu kaydetti.
Erayman, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu virüs genel olarak diğer grip virüslerine çok benziyor. Diğerlerinden en büyük farkı hızla yayılması. Domuz gribi, sağlıklı beslenen, vücut direnci yüksek olan, yani risk grubunda bulunmayan kişilerde çoğunlukla bir kaç gün içinde kendiliğinden geçiyor. Özellikle 2 yaşından küçük olan çocuklar risk altında. Her virüs bulaşan 2 yaşından küçük çocuk tabii ki ölmeyecek, ancak tüm 2 yaşından küçük çocukların aşılanması gerekiyor.