”Atatürkçüler suçlama hedefine dönüştürülmek isteniyorlar”
Baykal, Atatürkçü Düşünce Derneği ve Ankara Ticaret Odası'na geçmiş olsun ziyaretlerinde bulundu
ANKARA - CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, "Geldiğimiz noktada Atatürkçüler, laik Cumhuriyet'e inanan, Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü kararlılıkla savunmak isteyen insanlar, yaygın bir biçimde bir suçlama hedefi haline dönüştürülmek isteniyorlar" şeklinde konuştu.
Deniz Baykal, dün Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) ve Ankara Ticaret Odası'na (ATO) "geçmiş olsun" ziyaretlerinde bulundu. Baykal, Atatürkçü Düşünce Derneği'nde Genel Başkan Yardımcısı Sina Akşin tarafından karşılandı.
Türkiye'nin sıkıntılı bir dönemin içine girdiğini belirten Baykal, "Geldiğimiz noktada tablo netlik kazanmıştır. Yargının siyasallaşmakta olduğunu uzun süre önce tespit etmiştik. Ortaya atılan büyük bir iddianın henüz iddianamesi ortaya konulmadan hükmü verilmeye çalışılıyor. Toplumda çok yaygın kapsamlı bir suçluluk duygusu oluşturulmak isteniyor" görüşünü dile getirdi.
Davayı adli mercilerden önce siyasi mercilerin sahiplendiği, büyük ilgi gösterdiğini ifade eden Baykal, "Bu konudaki iddiaların sahibi Başbakan'dır, AKP üst yönetimidir, AKP yandaşı basın, bu konuyu ortaya koyan temel kurumlar olarak ortaya çıkmıştır" dedi. Baykal, "Ergenekon" iddianamesinin tamamlanması ile ilgili bir soruyu yanıtlarken şunları söyledi:
"ıddianamenin son rötuşlarının yapıldığı zaten Başbakan tarafından haber verilmişti. Bu konuyu başından beri ortaya atan, her aşamasını izleyen, bu konunun gelişimini savcılardan, hukukçulardan, adli mercilerden önce kamuoyu ile paylaşan ve bu konuda yönlendirici konumda olduğu anlaşılan Başbakan, zaten dün açıklamasını yapmıştı en kısa zamanda iddianame geliyor diye. ıddiaları, dayanakları göreceğiz. Kamuoyunda tanınan, kimliği bilinen insanların bir terör örgütü kurma iddiasının muhatabı haline getirilmesi çok kapsamlı bir şekilde tartışılacak ve netlik kazanacaktır. Geldiğimiz noktada Atatürkçüler, laik Cumhuriyet'e inanan insanlar, Türkiye'nin ulusal bütünlüğünü kararlılıkla savunmak isteyen insanlar yaygın bir biçimde bir suçlama hedefi haline dönüştürülmek isteniyorlar.
Türkiye'nin kendi kimliği ile Cumhuriyet birikimi ve Atatürkçü düşünce ile bir anlamda hesaplaşması yaşanıyor diye bir siyasi değerlendirme yapabiliriz. Bütün dünyada Atatürk modelinin öneminin, değerinin çok daha iyi anlaşıldığı bir dönemde, şimdi Atatürk'ü sevenler, sayanlar, Atatürk'ün düşüncesini yaşatmak isteyenler Cumhuriyet'in savcıları tarafında hedef haline getirilmektedirler."
Baykal, "iddianame bugün tamamlandığına göre dünkü gözaltıları nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soruyu, "ıddianamenin oluşturulmasına bu gözaltılar ne gibi katkı yapacak bilemiyorum. Bazı gözaltına alınan insanlar 'biz herhangi bir katkı yapmak niyetinde değiliz' diye açıklamalar yaptılar ve konuşmayacaklar. ıddianame henüz yayınlanma aşamasındayken böylesine toplumda göz önünde olan, ilgi çeken önemli kişilerin gözaltına alınmasından hukuki bir ihtiyaçtan çok siyasi bir etki yaratması, siyasi bir sonuç üretmesi belki planlanmış olabilir" diye yanıtladı.
Sina Akşin ise "Çok karanlık günler yaşıyoruz, kabus gibi ortam ve bu iktidar bu kabusu yaşatıyor" değerlendirmesinde bulundu.
"Vebalini sırtlarında taşıyacaklar"
CHP Genel Başkanı Baykal'ı, ATO'ya gelişinde de başkan yardımcıları Salih Bezci ve Ali Gökşin karşıladı. Burada yaptığı konuşmada, ATO Başkanı Sinan Aygün'ün dinlenme odasında iki ay önce bulunan silah konusuna değinen Baykal, dün Aygün'ün odasının arandığını ve ağır suçlamaların hedefi haline getirildiğini belirterek silahın dün ortaya çıkması halinde yaşanacakların çok anlamlı olacağını ifade etti.
Baykal, Aygün'e yönelik herhangi ciddi bir suçlama olmadan ve iddianame mahkemeye sunulmadan gözaltına alınmasının üzüntü verici olduğunu kaydetti.
"Türkiye'nin Sayın Sinan Aygün gibi insanlara ihtiyacı vardır" diye konuşan Baykal, bu sürecin geçeceğini ve gerçeğin ortaya çıkacağını söyledi. Baykal, "şerefli insanların, böyle gözaltılarla şereflerine zarar verilemeyeceği inşallah en kısa zamanda yargının ve adaletin çalışmasıyla ortaya konulacaktır bunu diliyor ve umut ediyorum" görüşünü dile getirdi.
Baykal, "Bu dönemi yaratanlar bunun ağır vebalini sırtlarında taşıyacaklardır. Toplumun dürüst, namuslu ama iktidara karşı, Atatürk'ü seven, ama laik demokratik Cumhuriyet'e inanan, onu korumak için her türlü mücadeleyi göz önüne alan dürüst namuslu insanlarının bu acıları yaşamaya mahkum edilmesi, bunu yapanları gelecekte utandıracaktır. Bu dönemi hep beraber aşacağız" diye konuştu. Baykal, Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarının hemen ardından iddianamenin hazır olduğunu açıklamasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine "Başbakanın yakın markajında gidiyor bu işler" dedi. Deniz Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"şimdi bakalım diğer bütün cinayetleri, sahipsiz kalmış ne kadar suç varsa bunları bir çeteye bağlayarak o çetenin içerisine de kendisine karşı, Atatürk'e, laik demokratik Cumhuriyet'e inanan ne kadar insan varsa onları yerleştirerek bu işi toptan halletmek arayışı içinde."
Baykal, AK Parti'nin "kendi derin devletini" Türkiye'de yerleştirmeye başladığını savunarak bunun da "Emniyet'ten başladığını ve şimdi de Adalete sıçranmak istendiğini" ileri sürdü. CHP Gernel Başkanı Baykal, "Yapılacak anayasa değişikliği ile yargı organı siyasetin kontrolü altına alınmak isteniyor. Hem yüksek yargı organları, hem adalet mekanizması içerisinde yer alacak hakimler, siyasetçilerin belirleyeceği şekilde ayıklanmak ve seçilmek isteniyor" diye konuştu.
Konuşmasında Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'ın yaşadıklarını da anımsatan Baykal, "Aylarca cezaevinde oturmak zorunda bırakıldı, Okul'un Genel Sekreteri dayanamadı intihar etti, ama ikisi de aklandı. Başka yerde başka olaylar yaşandı. Bunlar diktatörlükte olur" dedi.