Aygün: Toparlanma için reel sektöre destek devam etmeli

ATO Başkanı, "Bu yıl yüzde 3,5 büyüsek bile 2008 yılı düzeyine gelemeyeceğiz" değerlendirmesinde bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün, küresel krizin önemli ölçüde etkilediği Türkiye ekonomisinin daha hızlı toparlanması için hükümetin reel sektöre destek vermeye devam etmesi gerektiğini bildirdi.

Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, 2009 yılında yüzde 6 oranında küçüldüğü tahmin edilen ülke ekonomisinin, 2010 yılına yüzde 3,5'luk büyüme hedefiyle girdiğini hatırlattı.

Bu büyümenin, ekonominin doğal refleksi sayılması gerektiğini ifade eden Aygün, bu yıl beklenen büyümeyi "yüksekten betona çarpan bir cismin yukarı sıçramasına" benzeterek, betona çarpan cismin zıplayacağını ancak, düşmeye başladığı tepe noktaya çıkamayacağını kaydetti.

Aygün, Türkiye'nin, düştüğü tepe noktanın üzerine zıplaması gerektiğini vurgulayarak, "Bu yıl yüzde 3,5 büyüsek bile 2008 yılı düzeyine gelemeyeceğiz. 2011 yılında belki zor bela 2008 seviyesine geleceğiz. Bu açığı kapatmamız için çok çalışmamız gerekiyor" dedi.

Sinan Aygün, ekonomik aktivitenin krizden önceki düzeyine gelebilmesi için yüzde 6,5'e yakın bir oranda büyümesi gerektiğini belirterek, reel sektöre bazı ek destekler sağlanması durumunda bunun gerçekleşebileceğini ifade etti.

Türkiye'nin bu yıl da yüzde 3,5'in üzerinde büyümesinin zor olmadığını kaydeden Aygün, şunları söyledi:

"Öncelikli olarak hükümetin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması yapmaktan vazgeçmesi gerekiyor. IMF'nin standart reçetelerinin ekonomiyi daraltıcı politikalara dayandığını biliyoruz. IMF'nin Türkiye gibi ülkelere uygulattığı standart politikalar, sadece sıcak paraya yüksek miktarlarda kazanç sağlıyor. Yoğun sıcak para girişi döviz kurlarında düşüşe yol açarak, rekabet gücünü azaltıp ihracatımızı olumsuz etkiliyor. İthalatı artırıp cari işlemler açığı gibi tehlikeli bir sorun yaratıyor. IMF, hükümetin reel sektöre sağlayacağı destekleri de önemli ölçüde sınırlama yoluna gidiyor. Oysa küresel krizde önemli ölçüde kan kaybeden reel sektörün toparlanıp yeniden eski gücüne kavuşabilmesi için devlet tarafından desteklenmeye devam edilmesinde büyük yarar var."

"Devletle vatandaşın, vatandaşlarla bankaların barışa ihtiyacı var"

ATO Başkanı Aygün, küresel kriz döneminde mali yapısı bozulan işletmelerin, varlıklarını sürdürebilmek için vergi ve sigorta primi gibi yükümlülüklerini tam olarak yerine getiremediğini vurgulayarak, bu yüzden devlete olan birikmiş sigorta primi ve vergi borçlarının önemli ölçüde arttığını ve vadesinde ödenemeyen banka kredisi borçlarının katlandığını ifade etti.

Aygün, Sosyal Güvenlik Kurumu'nun (SGK) toplam sigorta prim alacağının faiz ve cezalarıyla birlikte 45 milyar lirayı aştığına işaret ederek, "Maliye'nin vergi ve bunlara ilişkin faiz ve vergi cezası alacakları 52 milyar liraya ulaştı. Bankaların zamanında tahsil edemediği kredi alacakları 20 milyar lirayı buldu. Bu ölçüde bir borç baskısı altındaki reel sektörün yeni yatırımlar yapması, üretimini artırması, yeni istihdam sağlaması beklenemeyeceği gibi, vatandaşların da tüketim harcamalarını artırması beklenemez" diye konuştu.

Ekonomide çarkların yeniden dönmeye başlaması için reel sektörün ve vatandaşların, bu ağır borç yükünü yeniden yapılandırarak hafifletmesi gerektiğini dile getiren Aygün, yatırımların, üretimin ve istihdamın artırılıp 2008 yılı düzeyinin de üzerine çıkarılabilmesi için devletle vatandaşın, vatandaşlarla bankaların yeni bir "barışa" ihtiyacı olduğunu ifade etti.

Aygün, küresel krizin bozduğu dengelerin düzeltilebilmesi için yeni bir vergi ve prim barışının uygulamaya konulması gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Eğer bu yıl Türkiye bir IMF programı uygularsa, IMF, prim ve vergi borçlarının yeniden yapılandırılmasına, taksitlendirilerek tahsil edilmesine izin vermez. IMF, 'işletmelerin üzerine gidin, icrayla, hacizle, banka hesaplarına el koyarak bu parayı tahsil edin' diye tutturacak. Yeni vergiler alınmasını, vergi oranlarının artırılmasını şart koşacak. Birçok işletme böyle bir baskıya dayanamaz, kapanır. Oysa devletin birikmiş alacaklarını tahsil edebilmesi için yeni bir kolaylık sağlanırsa, buradan gelecek kaynak zaten bütçe açığını azaltır."

"İstihdam üzerindeki yükler azaltılmalı"

Sinan Aygün, 2009 yılında hızla artan işsizlik sorununun 2010 yılında da tüm şiddetiyle devam edeceğini ifade ederek, hükümetin yeni istihdam sağlayan işletmelere verdiği sigorta prim desteğini sürdürmesinin doğru olduğunu ancak, sorunu çözmeye yetmeyeceğini savundu.

Aygün, iç talebin ve ihracatın artırılmasını, bankacılık sektörünün özellikle KOBİ'lere uygun koşullarda kredi kullandırmasını sağlayacak önlemlerin de işsizliğin azaltılmasında etkili olabileceğini bildirdi.

İstihdam üzerindeki vergi ve sigorta yüklerinin çok yüksek olduğunu ve bunun hem istihdamı hem de kayıtlı istihdamı sınırladığını savunan Aygün, "Eğer bu yükler azaltılırsa hem toplam istihdam hem de kayıtlı istihdam artacaktır. Dolayısıyla indirim nedeniyle sigorta ve vergi gelirlerinde azalma olmayacak, aksine artış bile yaşanacaktır" dedi.