Bahçeli 'çocuk affı' önerisine açıklık getirdi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "çocuk suçlulara af teklifi"ne ilişkin olarak ayrıntılı açıklama gereği duyduğunu ifade etti

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ANKARA - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, gündeme getirdiği "çocuk suçlulara af teklifi"ne ilişkin olarak, "Suçlu çocukların tamamının salıverilmesinden ziyade bu çocukların topluma kazandırılması arayışı ile çocukların işledikleri suça maruz kalmışların incitilmeden orta bir yol bulunması ve kamu vicdanının cevap verebileceği çözümde anlaşılması esas olmalıdır" dedi.

Bahçeli, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla TBMM'de verilen resepsiyonda dile getirdiği "çocuk suçlulara af teklifi"ne ilişkin yazılı açıklamasında, konunun kamuoyundan büyük ilgi gördüğünü, ana hatlarını paylaştığı konuyla ilgili ayrıntılı açıklama gereği duyduğunu ifade etti.

Yeni bir dönemi müjdeleyen 23 Nisan 1920 gibi bir günün çocuklara armağan edilmesinin önemine işaret eden Bahçeli, cumhuriyet, demokratik rejim, tam bağımsızlık gibi değerleri geleceğe taşıyacak çocukların sağlıklı, eğitimli, vatansever, milletinin değerleri ile donanmış, milli kültürle yetişmiş olarak hayata hazırlanmalarının vazgeçilmez bir görev olduğunu vurguladı. 

Anayasa'nın ve partisinin programının çocukların korunmasıyla ilgili maddelerini hatırlatan Bahçeli, MHP'nin çocukların iyi yetişmeleri, sağlıklı yaşamaları, topluma ilave değer katmaları ve milli kültürü geliştirmelerinde sorumluluk taşındığını belirtti.

Çocuklara sağlanan imkanların ve toplumun, ideal bir nesli yetiştirdiğini ve toplumun geleceği olan çocukları yeterince koruduğunu söylemenin zor olduğunu ifade eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"Bugün ülkemizde bu konuda atılan adımlar yeterli olamamakta, maalesef kaydedilen ilerlemeler, çocuk eğitiminde, çocuk yoksulluğunda, çocuk istismarında ve çocuğa karşı işlenen suçlarda artışı önleyememektedir. Bunun yanı sıra yaşanan ekonomik ve toplumsal buhranın sokağa attığı, ailesinden uzaklaştırdığı veya toplumsal baskıların suça yönelttiği çok sayıda çocuğun varlığı da hayatımızın acı bir gerçeğidir.

Elleri kalem tutması gereken çocuklarımızın taş atmaları, silah kullanmaları, suça yönelmeleri bu savunmasız evlatlarımızdan önce onların yetişmelerinden sorumlu olan toplumun ayıbıdır, kusurudur ve hatta suçudur."

"Toplumun kendisini sorgulamalı"

Kayıtlara göre, bu ay itibarıyla işledikleri suçlar nedeniyle tutuklu, hükmen tutuklu ve tutuklu olan 12 ile 17 yaşları arasındaki çocukların sayısının 2 bin 629 olduğuna, bunlardan yaklaşık yüzde 65'inin Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarında, yüzde 35'nin ise Çocuk Ceza İnfaz Kurumlarında bulunduğuna dikkati çeken Bahçeli, bu çocukların yüzde 15'inin ilkokulu dahi bitirmemiş olduğu dikkate alındığında toplumun ve devletin kendi evlatlarının üzerindeki ihmalinin görüleceğini savundu. Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Toplumsal kuralların, ahlaki ilişkiler ve değerler sisteminin, kamu düzeni fikrinin ve hayat disiplininin yeni yeni filizlendiği çocuklarımızın suça yönelmiş olmalarından onları sorumlu tutmadan önce toplumun kendisini sorgulaması ve neyi ihmal ettiğini, hangi gerekçelerin bu çocukları suça yönettiğini araştırması şarttır.

Aksi takdirde işlediği bir suçun karşılığı olarak çocuklara hüküm giydirmek, suça neden olan vasatı ortadan kaldırmadıkça bir anlam taşımayacak, cezalandırma adı altında toplumdan tecrit edileceği sürede ne kadar rehabilite olacağı da tartışılacaktır.

Özellikle son yıllarda çocuklara yönelik af ve yargılama esası ve usulüne yönelik tekliflerin bölücü terör örgütünün istismarına maruz kalmış çocuklarla sınırlandırıldığı bilinmektedir. Kamuoyunda 'taş atan çocuklar' olarak tanımlananlar dışında da bir vesile ile suça karışmış ve kimsenin adını bile anmadığı, haklarını savunmadığı çok sayıda suç işlemiş evladımızın varlığı da toplumun bir gerçeğidir."

"Çocukları taş atmaya iten nedenler ve şahıslar tespit edilmeli"

MHP'nin 16 Mart 2010 tarihindeki Meclis grubu toplantısında yaptığı açıklamada "bugün çocukken polise taş atanın, yarın büyüyünce Mehmetçiğe kurşun atmayacağından emin olacak bir çözüme" ikna olmaları halinde çözümün içinde yer alacaklarını hatırlatan Bahçeli, şöyle devam etti:

"Çocukları taş atmaya iten nedenler ve şahıslar tespit edilmedikçe, bu yaştaki evlatlarımız taşlamaya, patlayıcı atmaya veya ateşe vermeye sevk eden mihraklar engellenmedikçe, bu çocukların ailelerine sorumluluk ve yükümlülük verilmedikçe, okullarda, özel ortamlarda eğitilmedikçe, aileleri iş ve aş sahibi yapılmadıkça, şiddete meyletmelerinin arkasındaki gerçek nedenler ortadan kaldırılmadıkça, ülkemin başka yerinde milyonlarca çocuğun aklından bile geçmeyen saldırganlığı neden bu çocukların yaptığı kaynağından bulunmadıkça, bu konunun çözülmesinin mümkün olmayacağını ifade etmiştik.

Özellikle, çocuk yaşta evliliklerin yapıldığı, töre cinayetlerinde çocukların kullanıldığı, kapkaç, kundaklama gibi suçlarda çocuğun sokağa salındığı düşünülürse sorunun yalnızca 'taş atan çocuklar' ekseninde yorumlanmaması gerektiğini vurgulayarak konuyu özele indirgemek isteyenlere genel bir çerçeve çizmiştik."

Hükümete düşen görevler

TBMM'deki resepsiyonda dile getirdiği "çocuk suçlulara af teklifi"nin de "yalnızca bu çocukların Ceza İnfaz Kurumlarından salıverilmesi" şeklinde bir çözüm olmadığını, "beraberinde kapsamlı tedbirler zincirini de devreye sokacak kökten ve esastan bir toplumsal rehabilitasyon" önerisi olduğunun altını çizen Bahçeli, böyle bir af çalışmasından önce hükümete düşen görevleri sıralayarak, şunları kaydetti:

"Yeniden hayata hazırlık sürecine intibak edecekleri toplumsal ve pedagojik ön tedbirleri bir an önce alması, suçlu çocukların ailelerinin onları kabule hazır oldukları sıcak ve esirgeyici bir ortamın sağlanması, aileye çocukların korunması ve himayesi için yasal sorumluluk ve zorunluluk yüklenmesi, terör odakları ile bağı ve bağlantılarının mutlaka kopartılması ve onları yeniden suça yönlendirecek bireysel eğilimler, toplumsal baskılar veya psikolojik ortamın ortadan kaldırılmasıdır.

Bütün bu ön hazırlıkların tamamlanmasından sonra işlediği suça göre yapılacak bilimsel ve adli bir tasnifle bir nedenle suça karışmış çocuklarımızın yeniden ailelerine, arkadaşlarına ve topluma dönmeleri mümkün olacaktır. Elbette hukuki düzenlemeler de bu kapsamda ele alınmak durumundadır.

Bu konuda karar aşamasına gelindiğinde ise suçlu çocukların tamamının salıverilmesinden ziyade bu çocukların topluma kazandırılması arayışı ile çocukların işledikleri suça maruz kalmışların incitilmeden orta bir yol bulunması ve kamu vicdanının cevaz verebileceği çözümde anlaşılması esas olmalıdır.

Unutmayalım, bugün milyonlarca genç evladın bulunduğu ülkemizde her hanede bir çocuk vardır ve bu talihsizlikler her an her ailenin başına gelebilir. Tekraren diliyoruz ki, çocuklarımız ne suçlu olsunlar ne suç işlesinler ve ne de suça maruz kalsınlar."

Bu konularda ilginizi çekebilir