Bahçeli: Sözün anlam kaybettiği gündeyiz

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dağlıca'daki terör saldırısına ilişkin açıklamada bulundu

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Dağlıca'daki terör saldırısına ilişkin "Dağlıca'daki hain saldırıyı lanetliyor, henüz sayısını bilemediğimiz tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun" değerlendirmesinde bulundu. 

Bahçeli, Hakkari Dağlıca'daki terör saldırısına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada, bölücü terör örgütü PKK'nın Türk milletini bir kez daha canevinden vurduğunu, 20 Temmuz'dan itibaren bir yanda polislerin, diğer yanda Mehmetçiğin artan hain saldırıların kurbanı olduğunu belirtti. 

Dağlıca saldırısının detayları hakkında doyurucu bir açıklama yapılmadığını savunan Bahçeli, şehit sayısının "korkunç seviyelerde" olduğunun anlaşıldığını ifade etti. 

Medyaya sızdırılan haberlerin kahredici boyutta olduğunu belirten Bahçeli, açıklamasını şöyle sürdürdü: 

"Meselenin tuhaf ve ibretlik yanı ise AKP-PKK hükümetinin Dağlıca saldırısının iç yüzünü açıklamakta ayak sürümesi, çekingen davranmasıdır. Çözüm Süreci için baldıran zehri içmeye razı olan Recep Tayyip Erdoğan, terör saldırısından nemalanmanın, siyasi rant ve fayda devşirmenin hayasızca peşindedir. Vatan evlatları Dağlıca'da şehadetle imtihan edilirken, Cumhurbaşkanı mevkiinde bulunan şahsın kameralar karşısında '400 milletvekili olsaydı bunlar olmazdı' açıklaması milletimizin yüreğine ateş gibi düşmüştür. Bu sorumsuzluk ve ganimet avcılığı Erdoğan'ın alnına kara bir leke gibi yapışmıştır. Şehitlerimizin önemli bir bölümünden dahi haber alınamadığı kara günde Erdoğan'ın vicdansızlık ve insafsızlıkla kırılması zor bir rekora imza atması, hafızalardan silinmeyecek bir rezalet olarak anılacaktır."  

"Cumhurbaşkanı ya sesini kesmeli ya da çekip gitmelidir" ifadelerine yer veren Bahçeli, artık sabır ve sinirlerin tahammül eşiğinden taşıdığını kaydetti. 

Bahçeli, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: 

"400 milletvekiline ulaşamayan Erdoğan, hedeflerini revize ederek 400 şehide mi odaklanmış, kan üzerinden, süreç kanalından koltuğunu sağlama almaya mı yönelmiştir? Milletimizin acı ve özlemlerine kapalı duran Erdoğan ve yanında hizalanan çıkarcı ortaklarının çizmeyi aştıkları ortadadır. 14 Haziran 2007'de, 'Bir damla şehit kanını 500 vekile değişmeyecek kadar aşkla bu vatana bağlıyız' diyerek duygu ve vicdan sömürüsü yapan Erdoğan'ın şimdilerde silahlar ve bombalar patlarken siyasi hesap yapması tek kelimeyle utanmazlık örneğidir. 

AKP-PKK hükümetinin başına iliştirilen Davutoğlu'nun, terörist saldırılar sürerken şehit evladıyla tribünlerde sevinç gösterisinde bulunması da tam bir kabustur. Bunların Türkiye'ye vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Zira bu zevatın milli refleks ve duyarlılıkları sıfırlanmıştır. Türk milleti iktidara çöreklenmiş küçük bir azgınlığın, köksüzlüğün dibine inmiş sonradan görme elit bir tabakanın adeta tutsağıdır. Bu taşınması mümkün olmayan, günbegün maliyeti kabaran siyasi yük Türkiye'yi imhaya sürüklemektedir." 

"Geldiğimiz bu aşamada çözüm denilen çözülmenin, PKK'yı silahlandırma ve saldırı konumuna getirme süreci olduğu somutlaşmıştır" görüşünü savunan Bahçeli, şunları kaydetti: 

"Şehitlerimizin vebali, analarının ah ve feryatları AKP'nin ve kaçak sarayın omuzlarındadır. Türkiye stratejik bir gerileme patikasına, önü alınamaz bir çöküş kulvarına sıkışmıştır. Dağlıca bu vahim tablonun milli gönülleri kavuran son halkasıdır. Türk milleti Dağlıcayla ilgili gizlenen, saklanan, üzeri örtülen tüm gerçekleri duymak, öğrenmek ve bilmek istemektedir. Hükümet şehitlerimizin sayısını derhal açıklamak ve doğruları kamuoyuyla paylaşmak durumundadır. Aziz milletimiz acısını saracak, yasını hakkıyla sahiplenecek ve hainlerden mutlaka hesap soracaktır. 

Sözün anlamını kaybettiği günlere gelinmiştir. Yalan ve bahane üretiminin son durağı da geçilmiştir. Dağlıca'daki hain saldırıyı lanetliyor, henüz sayısını bilemediğimiz tüm şehitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Başımız sağ olsun, vatan sağ olsun."