”Bahçeli'yi muhatap almıyorum”
Başbakan Erdoğan, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, grup toplantısında AKP'ye yönelik eleştirilerine yanıt verdi
ANKARA - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin, bugün grup toplantısında AKP'ye yönelik eleştirilerine, "Gerekli cevabı arkadaşlarım verecekler... Muhatap almıyorum" dedi.
Erdoğan, TBMM'de AK Parti grup toplantısından ayrılırken, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Başbakan Erdoğan, "MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, sizlere (AK Parti'ye) yönelik eleştirileri oldu?" sorusuna, "Onunla ilgili arkadaşlarım gerekli cevabı verecekler... Muhatap almıyorum" yanıtını verdi.
"Herkesin elini taşın altına sokması gerekir"
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, demokrasinin bütün kurumlarının, inisiyatif alarak terörle mücadeleye fikirleriyle, açılımlarıyla, projeleriyle destek vermelerini istedi.
Başta Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki bazı illerin bir kısmı olmak üzere, bazı bölgelerde istenen kalkınma hızının on yıllardır yakalanamadığını söyleyen Erdoğan, "Hükümet olarak, son 6 yılda bu makası daraltmak için büyük gayret gösterdik. Milli gelirden, gelişmiş illerimize oranla daha büyük işsizlik sıkıntısı çeken, ihtiyaçları ihmal edilmiş bu bölgelerin sorunlarını çözmek için projeler yaptık, yatırımlar yaptık, yatırımları da ayrıca teşvik ettik" dedi. Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Bu süreç, 30 yıldır terörden geçinenleri rahatsız eden bir süreçti. Ama yıllar boyunca örtülü biçimde terörü, Türkiye'ye karşı koz, araç, maşa, taşeron olarak kullananları rahatsız etmiştir. Biz millet olarak çok iyi biliyoruz ki, terörün ekmeğine yağ sürecek husus, bizi aydınlığa götürecek yolu ve istikameti kaybetmek olacaktır. Bunu asla başaramayacaklar.
Millet olarak istikametimizi, hedeflerimizi, umutlarımızı ve geleceğimizi asla teröre kurban etmeyeceğiz. Hep birlikte çalışacağız. Bu ülkenin bütün şehirlerini adaletle kalkındıracağız. Gülmeyen yüzleri güldürecek, yaralı gönülleri iyileştireceğiz. Bu ülkeyi seven herkesin kendini bu davanın bir gönüllüsü gibi görmesi şarttır. Bu ülke güvenlik anlamında alınması gereken bütün önlemleri alıyor ve alacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın."
Siyasetçi, yatırımcı, sanayici, aydınlar, medya ve sivil toplum kuruluşlarının konuyu sadece bir güvenlik sorunu olarak görmekten vazgeçmeleri gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Herkesin sorumluluğu ve azami kapasitesiyle elini taşın altına sokması gerekir" dedi.
"Bush'la ne konuştuğumu nereden biliyorsun?"
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, bütün dış meselelerinde olduğu gibi, terör meselesinde de diplomasiden yararlanmak mecburiyetinde olduğunu söyledi. Hükümet olarak başta Irak Merkezi Yönetimi, ABD ve Kuzey Irak Yerel Yönetimi olmak üzere ilgili bütün tarafları içine alan bir çalışma yürüttüklerini kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu adımlar dün atılmamışsa yanlış yapılmıştır. Böyle önemli konularda ülkeler kompleksli davranamaz. Aksine çözüm yolunda akılcı ve gerçekçi bir biçimde ağırlığını koyar ve hissettirir. Türkiye'nin gocunacak hiçbir şeyi yok. Sonuna kadar diplomatik arayışını sürdürür ve masada verilen sözlerin yerine gelmesini muhataplarından ister. Bu, bir zaaf oluşturmaz, aksine güç oluşturur. Devlet ve Hükümet olarak atılması gereken bütün adımları kompleksiz bir biçimde atıyoruz, atacağız. Bu konunun istismar edilmesini de son derece talihsiz buluyoruz.
Sağolsun, bazıları çıkıp, 'Başbakan Amerika'da başkanla şöyle konuşmalıydı, böyle konuşmalıydı' gibi, 1,5 sene sonra nasihatte bulunuyor. Benim Sayın Başkan Bush'la ne konuştuğumu nereden biliyorsun, neler söylediğimi ne biliyorsun? Sadece dünyaya açılmış iki tane cevabı bile, acaba daha önce, çatısı altında bulunduğunuz parti alabildi mi? El pençe divan durmaktan başka ne yaptınız geçmişte? Ama bizler, terör örgütünün ortak bir düşman olduğunu ve anlık bir istihbarat paylaşımının başlatılması sürecinin 5 Kasımda sözünü aldık ve başlattık. O günden bugüne de Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, gayet başarılı bir şekilde bu istihbarat paylaşımını devam ettiriyor. Peki yeterli mi? Hayır, yeterli değil. Şimdi de bunun adımları atılıyor, bunun görüşmeleri yapılıyor. Türkiye, bütün bölgesel denklemlerde istesin ya da istemesin ağırlığı olan bir ülke. Yıllar boyunca bu ülkeyi yönetenlerin yok saymasıyla bu ülkenin dış meselelerinin ortadan kalkmadığını, aksine derinleştiğini, ironik bir hale geldiğini, bir kısmının da kangrene dönüştüğünü biliyoruz. Türkiye çözümsüzlükte çözüm aradığı günleri artık geride bırakmıştır."